BÖLÜM 22

70.4K 4.6K 1K
                                    





Barış'la birlikte okula yürürken , bir yandan da sınavdan sonra –eğer kazanabilirsek- gitmeyi düşündüğümüz üniversiteler hakkında konuşmaya başladık. Ben Ankara'da bir yer okumak istediğimi söylerken Barış'ın düşünceleri bambaşkaydı. Yurt dışından bahsediyordu. Moralim bozulsa da yüzüme yansıtmamaya çalıştım. ''İşte dediğim gibi , sporda ilerlemek istiyorsam yurt dışındaki o okul, benim için çok iyi olacak. '' Kafamı sallayarak yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. ''En iyisi ne olacaksa senin için, o olsun.''

''Senin niye yüzün düştü bakayım?''

Sorduğu soruyla kaşlarımı havalandırdım. Anlamayacak kadar salak bir çocuk değildi benim sevgili sevdiceğim. Yoksa öyle miydi? '' Bir şey yok. '' dedim ve Barış'ın elini bırakarak ellerimi ceplerime soktum. Kaşları çatıldı hemen. ''N'apıyorsun sen?'' Omuzlarımı silktim. ''Ne yapmışım?''

''Trip atıyorsun.'' dediği an onu alkışladım. ''Nasıl da zeki...'' Kahkaha attığındaysa kaşlarımı çattım ve ellerimi belime koydum. Dalga mı geçiyordu benimle? ''Bana trip atma güzelim. Biliyorsun, henüz hiçbir şey net değil ve seni bırakıp gideceğimi sanmıyorum zaten.'' Bu mutluluktu işte. Rahatlamış bir şekilde kollarımı Barış'ın boynuna doladım. Geleceği için gitmek zorunda kalsa bile beni aklından ya da hayatından çıkarmayacağından emindim. Okula vardığımızda Barış antrenman için yanımdan ayrılırken okulun bahçesindeki servis dikkatimi çekti. Taha '' Hayırdır arıza? '' diyerek omzuma kolunu attı. ''Nereye bakıyorsun?''

''Bu servis ne iş? '' diye sordum. ''Futbol takımı antrenman için başka bir yere gidecekmiş bugün sanırım.'' dediğinde anladığımı belirtircesine bir mırıltı çıkartım ağzımdan. ''Hatta geliyorlar bak.'' Taha'nın işaret ettiği yöne kaydı gözlerim. Barış'ların yeniden bu tarafa doğru yürüyor olduğunu fark ettim o sıra. Taha'yla birlikte kenara çekilirken takımdakiler servise binmeye başladılar. Barış'sa koşarak yanıma geldi. Yanağımdan öptü uzunca. ''Kaç gibi döneriz bilmiyorum. Olmadı akşam evine gelirim, olur mu?'' diye sordu. Benden onayı aldıktan sonra ise Taha'ya '' Sana emanet. '' diyerek bu kez servise koşturdu.

''Sırıtma sırıtma. Yürü hadi derse geç kalacağız.'' diyerek beni ilerlerken Taha'nın karnına dirseğimi geçirdim. Ardından ona sarılarak sınıfa doğru yürümeye başladık. ''İlk ders neydi lan?'' dedim bir anda matematik olmamasını umarak.'' Matematik. '' cevabını aldığımdaysa alnıma bir tane geçirdim. ''Oğlum ben ödevi unuttum ya!'' Taha kahkahayı basarken ellerini kaldırdı. '' Yalnız değilsin güzellik. '' Büyük bir bıkkınlıkla kendimi sırama bırakırken hocanın içeri girmesi üzerine derin bir nefes aldım. ''Şimdi sıçtık.'' diye fısıldadım Taha'ya.

#

''Lan Eylem! ''

Taha'nın koşturarak yanıma gelmesi üzerine kalemimi masaya fırlatarak ayağa fırladım. ''N'oldu oğlum? Ne bağırıyorsun?''

''Barış'ın doğum günüymüş mal insan!''

Gözlerim şokla açılırken '' Hassiktir! Harbi mi be? Bugün müymüş? '' diyerek cırladım heyecanla. Taha'ysa gözlerini devirdi. '' Bugün değil, bir hafta sonra. '' Bana boşa heyecan yaptırdığı için içimden canım arkadaşıma küfrederken ''Kim söyledi haftaya olduğunu? Kesin mi?'' diye sordum hemen. ''Bugün beden hocası elime dosya verdi öğretmenler odasına götüreyim diye. Futbol takımının lisans listeleri vardı. Oradan gördüm, kesin bilgi yani. ''

''Sevgiliyiz ama birbirimiz hakkında çok az şey biliyoruz Taha ya... Ne yapacağım ben şimdi doğum günü için? Ne sever, ne sevmez bilmiyorum ki hiç...'' Bıkkınlıkla kalktığım yere bedenimi bırakırken ofladım. Taha da yanıma ilişti. '' Doğru diyosun. Ona bir el atmak lazım bence de.'' Kalemimi parmaklarım arasında çevirmeye devam ederken ''Nasıl?'' diye sordum. Gerçi benimki sorudan çok, çaresizce cevabı olmayan bir soruya takılıp kalmaktı. Dirseklerimi masaya koyarak ellerimi çenemin altında birleştirdim. Tam o anda aklıma gelen hain fikir ise bir anda ''Filler aşkına, buldum!'' diye bağırmama neden oldu.

X KİŞİSİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now