Bölüm 12 - Eski Dostluklar

4.4K 252 0
                                    


Yabancı bir süre anlamamış gibi baktı Elif'in yüzüne. Ama hemen sonra o da tanımıştı Elif'i.

"İnanamıyorum, siz! Elif'ti değil mi?"

"Evet." Dedi Elif gülümseyerek. Siz de Burak Bey."

Adam sarı saçlı kafasını salladı. "Size rastladığıma ne kadar mutlu oldum bilemezsiniz. Arabam bozuldu ve- Durun bir dakika, kabalık ediyorsam affedin ama sizin burada ne işiniz var?"

Elif sakince gülümsedi. "Ben burada oturuyorum. Size o gün vapurda konuşurken bir ara bahsetmiştim. Neyse, iki kilometre ilerde bir tamirci var. Gelin sizi oraya bırakalım. Aa, bu arada bu ablam Ceren."

"Merhaba." Dedi Ceren şaşkınlıkla. Neler olup bittiğini anlayamamıştı.

"Bu da Burak Bey." Dedi Elif ablasına. "Vapurda beni denize düşmekten son anda kurtarmıştı. Anlatmıştım, hani sana."

"Aa, evet." Dedi Ceren kafasını sallayarak. "Memnun oldum Burak Bey."

"Ben de memnun oldum." Dedi genç adam Ceren'in elini sıkarak.

"Arabadakiler de diğer kız kardeşlerim; Kiraz ve Lal. Buyurun lütfen, arabaya geçin."

"Size zahmet olacak ama..." dedi Burak Bey sıkıntıyla.

"Yok, olur mu hiç öyle şey." Dedi Elif alelacele. "Siz ön tarafa geçin isterseniz."

Genç adam ön kapıyı açıp bineceği sırada Elif'in hemen arkasından gelen bir ışık gözünü aldı. Bunu fark eden Elif, arkasını dönünce yeni bir arabanın kendi arabalarının arkasına park ettiğini gördü. Arabadan iki kişi indi.

"Can." dedi Ceren sevinçle.

"Merhaba, hanımlar." Dedi Can Bey. Burak Bey'i görünce yüzüne endişeli bir ifade gelmişti. "Hayırdır, yolda falan mı kaldınız?"

"Yok Can, biz değil de beyefendi kalmış. Elif'in tanıdığı çıkınca da yardım edelim dedik. Değil mi Elif?"

Ablasının sorusu üzerine Elif'in dikkati dağılmıştı. Zira arabadan inip yanlarına geldiğinden beri Vural Bey, Burak Bey'e bir tuhaf bakıyordu. Zaten daha ne olduğunu soramadan Burak Bey samimi bir tavırla elini uzatıp,

"Merhaba Vural." Dedi.

Bir anda tüm gözler Vural ve Burak Beylere odaklanmıştı. Ancak Vural Bey tüm bakışları adeta hiçe sayarak Burak Bey'in elini sıkmaktan kaçındı ve başıyla belli belirsiz selam vererek,

"Merhaba!" dedi.

O sırada arabadan inen Kiraz ve Lal grubun yanına gelerek Can Bey'i vereceği eğlence hakkında sorguya çekmeye başladılar. Can Bey onlara eğlenceyi önlerindeki ilk cumartesi yapacağına dair söz vermekle meşgulken, Vural Bey de Elif'in nedenini bir türlü anlayamadığı bir şekilde Burak Bey'e delici bakışlar atıyordu. Öte yandan Elif'in durduğu tarafa dönüp bakmaya bile tenezzül etmiyor, sanki onu görmemiş gibi davranıyordu.

Çok garip diye iç geçirdi Elif ister istemez. Kendini beğenmiş, kaba falan ama beni ne zaman görse en azından selam verirdi. Yok yok, bu adam gün geçtikçe içinde olan nezaketi de yavaş yavaş kaybediyor. Yazık...

"Can Bey, neden Elif'in arkadaşını da eğlenceye davet etmiyorsunuz?" diye sordu Lal herkesin duyabileceği bir sesle.

Düşüncelerinden sıyrılan Elif, "Ne kadar ayıp Lal!" dedi kızgınca. "Can Bey'in kimi davet edip etmeyeceğine biz karar veremeyiz."

"Yo yo sorun değil." Dedi Can Bey, Ceren'e doğru bakarak. "Tabii... Arkadaşınız da eğlenceye katılabilir."

Genç adam sözünü bitirir bitirmez Kiraz ve Lal'in heyecanlı bağırış çağırışları arasında Vural Bey ona döndü.

"Can, madem bize ihtiyaçları yok o zaman bir an önce yola devam edelim. Yetiştirmem gereken önemli şeyler var." dedi kuru bir sesle.

"Tamam Vural." dedi Can Bey yüzünde Vural Bey'in acelesini anlamaya çalışan bir ifadeyle. Sonra Burak Bey'e döndü. "Tanıştığımıza memnun oldum. Eee –"

"Burak."

"Evet, Burak Bey. Eğer bu cumartesi vereceğim eğlenceye gelirseniz sevinirim."

"Gelmeyi çok isterdim ama İstanbul'a hafta sonu gelmeden önce dönmeyi planlıyorum. Yine de nazik teklifiniz için teşekkür ederim."

"O halde iyi akşamlar."dedi Can Bey başıyla son bir kez selam vererek.

O sırada Vural Bey, çoktan arabaya dönmüş ve ön koltuğa oturmuştu. Can Bey de arabaya geçip çalıştırdı ve yola devam ettiler.

Elif, devamlı olarak az önce olanları düşünüyordu. Vural Bey, sanki inat ediyormuşcasına bir kere dahi kafasını ondan tarafa çevirmemiş adeta onu yok saymıştı.

"İşte geldik." Dedi Ceren arabayı sağa çekerek.

Burak Bey, ön koltuktan arkaya dönerek Elif'in elini sıktı. "Yaptıklarınız için çok teşekkür ederim."

"Hiç önemli değil." Dedi Elif gülümseyerek. "Ama... Böyle olmadı. Mademki birkaç gün daha kalacaksınız o zaman en azından bir ara evimize uğrayın da size kahve ikram edelim. Hem böylece ödeşmiş oluruz."

Elif sözünü bitirip, dikkatle Burak Bey'in yüzüne baktı. Kalbi heyecandan neredeyse yerinden çıkacaktı. Ne olur tamam desin diye yalvardı içinden, ne olur...

Burak Bey, biraz düşündükten sonra kafasını salladı. "Pekâlâ, yarın akşama doğru uğramaya çalışacağım. Yalnız evinizi nasıl bulabilirim?"

"O çok basit." Dedi Elif içinde büyük bir rahatlama hissederek. "Buradan sonra üç kilometre daha düz yol gittiğiniz zaman bizim evi görürsünüz zaten."

"Yarın görüşmek üzere o halde." Dedi genç adam gülümseyerek. Sonra diğerlerine döndü. "Hepinize teşekkürler ve iyi akşamlar."

......................................................................................

Herkese merhaba :)

Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olmuştur.

Oylarınızın ve desteklerinizin devamını bekliyorum canlar ;)

Kendinize iyi bakın haftaya görüşmek üzere :))

Kar ve Su (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin