Jimin.
"Baba özür dilerim.."
Son kez ona sarılıyorum ve bavulumu elime alıyorum.
"Oğlum farklı bir okula da gidebilirdin.. Ben seninle yeni bir semte taşınırdım lütfen gitme."
"Baba üzgünüm sen düzenini bozma. Hem belki annemin sürekli seni rahatsız etmesini engellerim."
"Kendine iyi bak Jimin. Büyüdün ve eğer bir sevgilin olursa ona değer ver olur mu?"
"Emin ol baba senin gibi biri olacağım."
"Seni seviyorum oğlum."
"Bende seni baba."
Daha yanına geleli 1 ay bile dolmamışken gitmem babamı yıkıyor. İçten içe onu sevmediğimi düşünüyor fakat katil olduğumu bilmiyor.
O sırada telefonum çalıyor.
Annem
Açıyorum.
"Jiminie! Yanıma geliyor olmana sevindim. Baban iğrenç biri değil mi? Buraya gel ve yeni babanla tanış! Seni seviyorum benim biricik oğlum."
"Benim 1 tane babam var anne! Babam senden daha mükemmel biri. Sadece buradaki insanlara alışamadım. Bir süre daha Busan'da kalmayı planlıyorum. Fakat babamı hala çok seviyorum."
"Eiy hadi ama Jiminie!"
"Ve ben büyüdüm anne şu aptal adla seslenme. Adım direk Jimin."
"Aish! Terbiyesiz velet!"
Ve telefon kapanıyor. Annemden kaçmayı başarıp yine onun yanına sürüklenmek iğrenç... Fakat ben bir katilim.
Aptal bir katil.
Affı olmayan bir katil.
Kimsesiz o mükemmel kızın tek varlığını yok eden bir katil.
"Seni özleyeceğim Bell."
Isabell. *2 ay sonra*
Jimin'in buradan taşındığını öğrenmemin üzerinden tam tamına 38 gün geçiyor. Bana haber vermeden gitmesi üzerine ona sinirlenip ona çizdiğim resmi yakmaya gidip yakamadan geri dönmemin üzerinden ise tam 19 gün...
38 gün boyunca 1 kez bile aklımdan çıkmıyor.
Aptal bir evde her gün enişteme yemek yapmak zorundayım ve bundan nefret ediyorum.
Jimin'in kahverengi küçük gözlerini,
Dolgun pembemsi dudaklarını,
Küçük burnunu,
Mükemmel çene hatlarını,
Parlak saçlarını,
Gülüşünü....günden güne özlüyorum.
Sıra kazıdığımda bana bakıp şaşırdığı o ifadeyi..onu terslediğimde düşen yüzünü..ve her şeyi anlattığımda gözlerinde beliren o yaşları...ben onu tamamen özlüyorum.
Numarasını değiştirmiş olması..sosyal medyadan beni engellemesi belki ona bir şey yapmış olduğumu gösterirken umursamamaya çalışıyorum.
Fakat olmuyor. Tek tük bir yerlerden bulduğum 4 fotoğrafını telefonuma indirip onlara bakıyorum. Halbuki söz vermişti...
Bana resim 'yapmayı' öğreteceğine dair söz vermişti. Tutmadı. Sadece bir kez gülümsememi söylemişti.
Bunu hep yapsam bile işe yaramamış olması da ayrı.