Ateş'in polisi aramasından sonra her şey çok hızlı gelişti. Polisler arka bahçeye geldiler. Arka bahçeyi kapattılar ve inceleme yapılmaya başlandı. Tüm okul pencereden bakıp olanları izliyordu. Yapılan incelemeler sonucunda elin sahte oldu öğrenildi. Polisler Ateş'in onlara şaka yaptığını düşündükleri için okuldan ayrıldılar ve olayı ailesine bildirdiler.
Ateş'in annesi Canan Hanım, çok disiplinli birisiydi. Ateş'i her zaman aklıbaşında biri olarak yetiştirmişti. Bu yüzden Ateş'in böyle bir şakayı nasıl yaptığına anlam veremedi. Ceza olarak telefonunu bir haftalığına yasakladı. Bu Ateş için cehennem gibi geçecek bir haftanın ilk belirtisiydi. Ateş'in babası Özgür Bey ise olayları fazla aldırmayan bir insandı. Bu yüzden eşi ne derse haklıdır diye düşünerek telefon cezasını destekledi.
Ama Ateş'in aklını karıştıran bir soru vardı:Kim böyle bir şaka yapabilir?
Okuldaki hiçbir öğrencide böyle bir potansiyel görmüyordu ama aralarından sadece biri bu kadar fazla ileri gidebilme olasılığına sahipti: Bora.
Bu sorularla uykuya daldı ve bilmeden hayatın en kötü haftasına uyandı.
Yataktan çıktığı gibi üstünü giyindi ve kahvaltı yapmak için masaya oturdu. Çok sessiz bir kahvaltıydı çünkü anne ve babası onun yüzüne bakmıyordu. Kahvaltısını bitirdikten sonra yavaşça masadan kalktı ve dişlerini fırçaladı. Çantasını sırtına aldıktan sonra evden çıkıp okula doğru yürümeye başladı.
Okula doğru yürürken arkasından tanıdık bir ses "Hey, Ateş!" dedi. Arkasına döndü ve en yakın arkadaşı Çağrı'yı gördü.
"Günaydın!" dedi Ateş.
"Günaydın! Duyduğuma göre dün büyük bir şakaya kurban olmuşsun. Plastik bir el koymuşlar toprağın içine."
"Maalesef, doğru. Sence bunu bana kim yapmış olabilir?" diye sordu Ateş.
"Emin değilim. Büyük ihtimalle bizim sınıftan biridir. Bizim sınıftan bu tarz bir şaka yapabilecek olan tek kişi var. O da Bora."
"Ben de öyle düşünüyorum ama ön yargılı yaklaşmamalıyım onla."
"Haklısın!" dedi Çağrı
Konuşmaları bittiğinde okula varmışlardı. Ateş okuluna dıştan baktı. 9. sınıf öğrencisi olmasına rağmen ne kadar çok anıları vardı bu okulda. Okulunun duvarlarını inceledi. Hep duvarların rengini beğenmişti: Kırmızı. Çünkü en sevdiği renk kırmızıydı. Belki bu sevgi isminden geliyordu, kim bilebilir?
Okuluna genel olarak baktı ve "Okulda yaşayacağımız daha bir sürü anlar olacak." dedi. "9 Fen/A olarak hepsini beraber yaşayacağız."
Çağrı da ona destek verdi: "Anca beraber kanca beraber!"
Oysaki ikisinin de yaşayacaklarından haberi yoktu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPATLAR OKULU
Mystery / ThrillerAteş' in bulduğu şey daha bir başlangıç. Sıradakiler kim?