Sarhoşum, nasıl da sarhoşum geceler sevişirken gözlerimin önünde. İnceden inceye bir melodi sızıyor bazen ücra köşelerine zihnimin. Aklım karışıyor öyle zamanlarda, basit biriyim ben, almıyor kafam bu güzelliği.
Bir denizkızı geziniyor o geceden beri damarlarımda. Hep bir şiir tutturuyor nabzımın tam üstünde, susmak bilmiyor yakamoz ışıkları soluklanırken ruhumda.
Gölgemi uzatıyorum güneşin doğuşuna. İstemiyorum sabahlar olsun. Denizkızı hikayelerini arıyor tüm benliğim. Artık unutmak üzere olduğum bir üzüm kokusuna çakırkeyifim hala.
Ve olmuyor,
bir gün daha bitiveriyor,
parmaklarımın arasına sığıyor saatler
yine unutamıyorum adımı.Her gece penceremi açık bırakıyor, bir de üstüne yakıyorum gaz lambasını; bir zamanlar bana efsaneler, gerçekleşmeyecek cümleler sunan bir siluetin yalandan uydurulmuş gelişinin efsaneliğine.
Onca zamandır yanıma uğramayan denizkızları, adımı bilmeye yeltenmeyen kazazede ve hala unutamadığım adım, ah nasıl da kızgınım size.
-
Merhaba bu ben ve tanıtımım. Yazılı olan tanıtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tristita || YoonKook
Fanfiction• Tristita: (Lat.) Keder. ah, ne de kederliydik o gece, parmakların benim ellerim yerine sigarana sarılmışken, yanıyorduk. iliklerimde bir sonbahar diriliyordu, ve adım hala aklımdaydı, sevgilim, çoktan tutuşmuştuk.