Bir karakter hikaye olabilmek için önce başından bir olay geçmesi gerekir. Ama aslında merak ettiğim sıradan bir yaşantısı olan bu karakterin neden başından illa bir olay geçmesi gerekiyordu ki . Ben hep kitaplardaki kötü karakterleri kendime yakın bulmuşumdur . Çünkü onlara hep önyargılı davranılırdı . Muhtemelen benim önyargılı olmadığım tek konu bu olabilir. Kimse onlara başlarından neler geçti de bu duruma geldiklerini sormazlar.
Fakat ben hiçbir zaman baş karakter olmadım . Veya kötü karakter.Ben hep yan karakter oldum . Her olayı sıradan gelişen , hayatında dönüm noktası olmayan yan karakter.
Bundan iki sene önce özel bir üniversiteye burslu olarak girmiştim . Edebiyat bölümü benim hayallerimdi bir nevi . Okula ilk gittiğimde yadırganacağımı sanmıştım . Ama yanılmıştım .Herkes kendi halindeydi .Ama herkesin dilinde ün salmış SEMİH ARICI hariç . O farklıydı . O kusursuzdu.
Kapının eşiğinde durup şaşkınlığımı gizlercesine gözlerimi kaçırdım . O nasıl olurdu da benim evimde olurdu. Kendime gelmem gerektiğini düşünerek kapıdan içeriye doğru gittim . Korkuyordum ve nedenini bilmiyordum. Başımla anne ve babası olduğumu düşündüğüm kişilere selam verdim . Muhafazakar insanlara benziyorlardı.
Gözlerimi beni dikkatli bir şekilde izleyen maviliklere doğru çevirdim . Koyu ve açık mavi arasında kalan mavilikleri, kusursuz sert çene hatları , ince uzun bir burun , dolgun öpülesi dudakları onu adeta kusursuz kılıyordu . Onu ezberlemiş miydim de bu kadar bana yakın geliyordu. Kusursuz maviliklerden gözlerimi ayırmadan başım ile ona da selam verdim .
Onu tanıyordum ve onun benim şu zamana kadar nefes alıp verdiğimden dahi haberi yoktu . Bundan adımın MEYRA olduğu kadar emindim . Sadece şans eseri buradaydı . Belki de babasının isteği doğrultusunda buraya gelmeyi kabul etmişti.Artık bir şeyler demenin vakti gelmişti . Etrafta rahatsız edici bir sessizlik oluşmuştu.Yüzüme hafif bir tebessüm yerleştirerek dudaklarımın arasından kelimelerin geçmesine izin verdim .
'' Hoşgeldiniz efendim .''
''Hoşbulduk hanım kızım '' ilk olarak babası söylediğim sözlere cevap vermişti. Sonra annesi beni dikkate alarak cevap verdi .
'' Hoşbulduk kızım . Nasılsın iyi misin ? ''
'' İyiyim efendim sizler nasılsınız ? ''
'' Bizde iyiyiz kızım Allah ' a şükür '' annesi ile aramızda geçen kısa diyalog' tan sonra tüm gözler Semih 'e dönmüştü .
Bende Semih 'e bakarak diyeceği bir şey var mı diye meraklı biçimde bekledim. Gözlerini benimkilere doğru bir yol çizdi.Heyecanlanıyordum .Dudakları yukarı doğru kıvrıldı . Bana zoraki olarak adlandırdığım bir tebessüm bahşetmişti . Aynı şekilde ama onunkinden biraz daha farklı içten sıcak bir tebessüm sundum . Yengeme doğru döndüm . Başı ile işaret vererek ne yapmam gerektiğini söylemişti .
'' Kahvelerinizi nasıl alırdınız ? '' babasına doğru dönerek sorduğum soruya cevap beklemeye başlamıştım .
'' Orta şekerli olsun kızım '' babasından aldığım cevap ile annesine döndüm .
''Orta şekerli olsun '' annesinin cevabı ile hoşnut olduğumu belirten bir yüz ifadesi takındım . Semih'e doğru döndüğümde beni izlediğini fark etmiştim.
'' Sade ''dudakları arasından kayıp giden kelime ile ses tonunun cazibeliği ortaya çıkmıştı . Mutfağa doğru harekete geçerek kahveleri yapmaya koyuldum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRAR- I AŞK
General Fiction" Meyra sana emanet Semih . Sevdiğim kadın sana emanet. " okuduğum cümleyi anlamaya çalışıyordum. Kapı aniden açıldı. Semih mavilikleriyle buluştu gözlerim. Elindeki portakalları yere düşürdü . Düşen portakallardan biri bana doğru yuvarlandı. Gözl...