Bıçak Yarası; Kuma Serisi

-12-

Duştan çıkıp odama girdim. Kolumu sarıp aşağıya mutfağa indim. Acıkmıştım zaten doğru dürüst kahvaltı edememiştim. Mutfakta gördüğüm patatesleri doğramaya başladım. Patatesleri doğramayı bitireceğim sırada içeriye Zülal girdi. O iğrenç sesi ile "napıyorsun amele" dedi. Sinirle elimi kaldırdım. Tabii emdeki bıçakta aynı anda kalkmıştı. Zülal bir anda bağırmaya başladı "Göktuğ , Göktuğ yardım et Göktuğ" kaşlarımı kaldırıp "ne diyorsun sen Zülal..." diyemeden saçlarımdan birisi beni geriye doğru çekti. Sinirle verdiği nefesi yüzüme üfleyerek "sen kimsin" dedi elimdeki bıcağı alıp "hangi elinle karıma bıçak çektin?" diye sordu. Daha hiçbirşey demeden sağ avucuma bıçağın keskin tarafını bastırdı ve avucumu kapattı. Etimin kesildiğin hissedebiliyordum. Akan kan griyimsi halıyı süslemişti bile. Avucumun içinden bıçağı  hızla çekip aldı.Kanla kaplanmış bıçağa baktım. Elimi havaya kaldırıp beyaz gömleğinin üzerine oydum. Tam kalbini üzerine. Elimi yavaşça çektim. Elimden akan kan beyaz gömleğini boyamıştı. Gözlerine bakıp "Sakın sakın bu kan lekesini unutma ağam" dedim. Göktuğ Şahlı gözlerime bakıp elini havaya kaldırıp yüzüme sert bir tokat attı. Dişlerinin arasından "hak ettin Dicle Lezmir hak ettin. Eğer bu yarayı sararsan bu acının daha büyüğünü yaşatırım sana" diyip çıktı mutfaktan. Zülal elime bakıp "yazık oldu sana ya" diyip kocasının arkasından çıktı. Yerlerdeki kana bakıp ağlayarak odama çıktım yatağın üzerine kendimi attım. Yataktaki beyaz çarşaf kırmızı rengini çoktan almıştı. Gözlerimi kapatıp öylece uykuya daldım.

Zelal**

Yengemi yemeğe çağırmak için odasına çıktım. Yengem yatağın üzerine uyuyordu. Elinden akan kan yatağın büyük kısmını kanla kaplamıştı. Yanına yaklaşıp eline baktım. Avucunun içine büyük ve derin bir kesik vardı. Yavaşçayataktan kalkıp dolabın önüne geçtim  kremi ve sargı bezini alıp yengemin eini sardım. Umarım iyileşirdi ve geriye iz kalmazdı.

Kısa oldu biliyorum. Göktuğ ve karısına bol bol sövebilirsiniz 😉😉😉