Park Jimin... Senin böyle bir insan olduğunu hiç tahmin etmemiştim...
Seni tanıdığım süre boyunca senin hakkında çok şey öğrendim. Öyle iyisinki... Dünyadaki bütün kötü şeyler seni bulsa bilse sen asla iyi olmaktan vazgeçmedin. Herkesin acılarını paylaştın. Tüm zor durumlarımda bana yardım ettin senin azrailin olduğumu bilmeden... Ama sen o adamın oğlu olduğunda yaşama hakkını çoktan kaybetmiştin babamın gözünde.
Böyle olmamasını dilerdim. Hiç değilse dünya senin gibi iyi bir insanı değilde baban olacak şerefsiz gibi kötü bir insanı kaybetmeliydi.
İtiraf ediyorum şuan çok pişmanım. İçki yüzünden mi böyle düşünüyordum ki şimdi? Akıllıca düşünememeye başlamıştım zaten.
Belkide geçmişi unutmalıydım. Baban zaten abimin peşini sebebini bilmediğim bir nedenden ötürü bırakmıştı. Yani abim öyle söylüyordu. Beni öldürmeyi düşünüyordu belki de. Ama umrumda değil, şu son günler öyle mutluyum ki. Baban ne kadar engel olmaya çalışsa da abimi buldum. Üstüne üstlük canımdan çok sevdiğim, varlığı nefes alışverişim kadar önemli olan o adamla birlikteyim. Ve tabi sonsuza kadar çocukluk anılarıma tıkılıp bir köşede kalacak olan insanı gerçeğe dönüştürmüştüm, çocukluk arkadaşımı bulmuştum. Artık öldürse bile gözüm arkada kalmayacaktı. Ama o üç insanı üzmek istemiyordum. Kimse ölmeden mutlu yaşamak istiyordum. Neden sürekli birileri ölmek zorunda ki? Ama birileri için ölmeliydik. Değil mi? Babam hep böyle söyler. Annem de bizim için ölmüş, babamın dediği bir diğer şey ise buydu.
Özür dilerim Park Jimin. Çok özür dilerim. Böyle bitmemeliydi...
Şuan karşımda acı çekiyorsun, görüyorum. Zehir etkisini göstermeye çoktan başladı bile. Grup arkadaşların senin için endişeleniyorlar. Başına toplanıp seni uyandırmaya çalışıyorlar. Ama uyanamayacaksın. Özür dilerim...
Uyanamayacaksın...
Ayağa kalktım. Senden uzaklaşmalıydım. Artık eli kanlı bir katildim. İşlediğim cinayete daha fazla katlanamazdım. Zaten sorhoşluk da tüm bedenimi ele geçirmişti.
Yine o lanet olası asansöre binip aşağıya sahile indim. Yürümeye başladım sonsuzmuş gibi görünen sahilde. Yürüyordum ama nereye gittiğimi bilmiyordum yürüyordum öylesine.
Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. Bir gün asla senin yüzünden ağlayacağımı düşünmezdim. Hala benim çok sevdiğim biri değilsin. Ama sen çok iyiydin. Çok iyiydin...
Birini öldürmek bu kadar acı vermemeliydi bir mafyanın kızına. Ama veriyordu işte.
İki metre ötemde duran palmiyeye kadar gidip dibine oturdum. Acılarıma, işlediğim günaha ortak olan yıldızlara, denize baktım. Evet suçluydum.
Eğer üyelerden birisi fark ederse benim yaptığımı o zaman onların yüzüne nasıl bakacaktım. Şimdi her şeyi arkamda bırakıp Türkiye ye geri dönmeliydim. Sevdiğim adamı arkada bırakmalıydım. Sonucu böyle olamalıydı ama olmak zorundaydı işte. En baştan biliyordum ama kendime yediremiyordum bir gün buradan gideceğimi.
Etrafta kimse olmadığından denize doğru bağırdım.
- LANET OLSUN HEPİNİZE!!! HAYATIMA SIÇTINIZ!!! KATİLİM BEN ARTIK, RAHATLADINIZ MI? BAŞIMA O KADAR DERT AÇTIN HAYAT, HEP ÜZDÜN!!! ŞİMDİ NE OLDU İŞTE? ANNEMİN İNTİKAMINI ALDIM AMA YİNE MUTSUZUM. O ÖLMEYİ HAK ETMEMİŞTİ. AŞIK OLDUĞUM ADAMDAN AYRILMAMALIYDIM. BEN DE ÖLMELİYDİM ŞİMDİ NİYE YAŞIYORUM Kİ?
Bağırarak ağlamaya devam ediyordum.
Ağlamak çare değildi ama elimden de başka hiç bir şey gelmiyordu.
Artık çok sarhoş düşmüştüm. Oturduğum yerde bile başım da dönüyordu.
Zaten çok geçmemiştiki bilincimi kaybetmiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üşüyorum Sarıl Bana / JK JM SG SH #Pluvia
Fanfiction+Aşkı seninle tanıdım ben. Sen benim geceme doğan güneşsin. -Bu güneş asla batmayacak senin hayatında... Not: Smut ve küfür içeriklidir.