Ch 2 - I.D

6.1K 625 385
                                    

Yazar: exobubz

Çeviri: SeKaism

Ç/N: Arkadaşlar, bu hikaye bana yazı hatırlatıyor, sahilde geçmesi falan... O yüzden yaz boyunca hikayeyi bitirmeyi düşünüyorum ama hikaye uzun olduğu için her gün bölüm atmaya çalışacağım. Sizden tek ricam yorum yapmanız. Okumak çok hoşuma  gidiyor, benim için yorum yapar mısınız? :')


Evin yedi odası vardı ama Baekhyun'un son öğrendiğine göre sadece dördü doluydu. Başında bir avuç dolusu hizmetçi bekliyordu ama gördüğü kadarıyla, evde sadece aşçı, bahçıvan, Park Chanyeol ve kendisi vardı.

Kyungsoo aşçıydı. Güzel gözleri ve bir insanın kalbini alıp sökebilecek ince bir bedeni vardı. Baekhyun bile Kyungsoo bu kadar anaç olmasaydı ona aşık olacağını itiraf etmeliydi. Sehun bahçıvandı, ama "çiçek çocuk" demek daha iyi olurdu çünkü temelde tek yaptığı çimleri kesmek ve çiçekleri sulamaktı.

Mülakattaki kadının bu evde yaşamadığı ortaya çıkmıştı. Kadın, görünüşe göre, Park Chanyeol'ün büyük annesiydi –Baekhyun oldukça korumacı olduğunu düşünüyordu. Az daha mülakatı için utanacaktı. Az daha. Öğrendiği şeylere yenisini eklersek, Baekhyun Park Chanyeol'ün bu evde yaşayan tek Park olduğunu öğrenmişti. O yüzden, gerçekten, Baekhyun bir aile hizmetçisi yerine kişisel bir hizmetçiydi.

Üçü—Kyungsoo, Sehun ve Baekhyun—temizlik yapmakla, ayrıca evin tozunu almakla meşgullerken üç gün geçmişti. Kyungsoo Park Chanyeol'ün eve geri döneceğini söylemişti, öyle ki Baekhyun aylak olduğunu düşünmüştü çünkü diğer ikisini kasmadan tanımaktan hoşlanmıştı. Ama sonra omzunu silkti, bir gün yeni patronunun Tanrı bilir nereden eve geleceğini fark etmişti.

O kadar zaman varken bir sabah eve gelmeye karar vermişti şerefsiz. Baekhyun, tabi ki de yani, uyuyordu ve Sehun adamı selamlaması için uyandırsa da, Baekhyun—çoktan Sehun'a alışmıştı—elini itmiş ve ona başka zaman eve gelmesini söyle demişti. Sehun onu uyandırmak için elinden geleni yapmış fakat çabalarının boşa olduğunu anlayınca vazgeçmişti.

Sabah olduğunda Baekhyun kalkmıştı çünkü kalkması gerektiğini biliyordu. Geçen Kyungsoo ile mağazaya çıktığında üzerindeki son nakitlerle aldığı kıyafetlerle dolu dolabını açtı. Üniforma olmadığı için çok düşünmeden, gri bir hırkanın altına ince beyaz bir tişört giymiş ve felaket dar bir kot geçirmişti üzerine. Dişlerini fırçalamaya gitmiş ve hatta saçını bile taramıştı. Baekhyun saate baktığında dokuz buçuk olduğunu gördü. Omzunu silkti. O an Bay Park'ın onu uyandırma saatinin kabul edilmez olduğunu düşünüp düşünmemesini umursamadı. Benim sorunum değ – Baekhyun onun sorunu olduğunu fark ettiğinde durdu.

Baekhyun odasının kapısını açtı, koridorun karşısına birkaç adım attı ve Park Chanyeol'ün odasını bildiği odaya daldı. Gözleriyle odayı taradı ve sonunda yüzü yastığa yapışmış, karnının üzerinde, yorganın altında uyuyan bedenin olduğu yatağa yöneldi. Baekhyun işi şuan tam anlamıyla başladığı için yorgunlukla nefesini vermeden önce yanaklarını havayla şişirmişti. Yatağın ayakucuna gitti ve ellerini yatağa koydu. Sonra, tüm gücüyle yatağı sallamaya başladı.

"Uyan, uyan, uyan, uyan!" Bağırdı. Sessizliği duydu ve daha sert salladı. "Yah! Uyanma ve işlerini yapma zamanın geldi!" Baekhyun küçük bir homurdanma duyunca sırıttı. "Uyan ve çimleri kokla."

Baekhyun ıslık çalmaya başladığında onun sabrı nihayet taşmıştı. Boğuk olmasına rağmen Baekhyun Park Chanyeol'ün kızgın, derin sesini duyabilmişti. "Anladım! Siktir!"

Baekhyun sırıtarak ellerini yataktan çekti ve sırtını doğrulttu. "O zaman hadi başlayalım! Kyungsoo mutfakta kahvaltıyı becerip atıyor, yani---demek istediğim—harika gözüküyor—" (Ç/N: Becerip atıyor bize kötü bir anlam gibi gelebilir ama burada çok iyi yapıyor anlamında kullanıyor, tabi argo halinde.)

Not IntendedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin