Multi: Eylül
Biricik ve Ilgın karşı masada oturan çocuk hakkında yorum yapıyorlardı. Mayıs da bahçeye çıkmıştı. Bendeniz ise sıkılma yolunda emin adımlarla ilerliyordum. Cidden ilerliyordum ama aklıma dün Uras ile olanlar gelince bu ilerleme başarısız oldu. Üzgünüm, tekrar deneyiniz.
Dün, Uras ile
Uras'ın yanına, Karanlık Cafe'ye geldiğimde tabikide Uras yoktu. Dediğim gibi onu tam 4 saat bekletmiştim. 4 saat boyunca ne yaptın demeyin. Ekim'i arayıp gıybet yapmıştık. Ve yine tam 4 saat boyunca Uras'tan 68 cevapsız çağrı gelmişti. Ekim en yakın dostum bu arada, demeden geçmeyeyim. Eheheh. Neyse en sonunda buraya, Karanlık Cafe'ye gelmiş ve Uras'ı arayıp 'beni nasıl ekersin' temalı bir konuşma yapmıştım. Doğrusu burda eken kişinin ben, ekilen kişinin de o olması pek umrumda değildi. Bu 'ekilme' konuşması sonucunda Uras azcık (!) ebeme ve bana sövmüş olabilir. Zavallı ebem, umarım beni affedersin. Her neyse, buraları geçelim. Uras'ın beni neden çağırdığına gelirsekkk. Okuyun da öğrenin canım, onu da mı ben söylicem.
"Evet, neden çağırdın beni Uras? Daha doğrusu evden kaçma sebebin neydi acaba?"
"Çünkü...Aras gereksizi bana ağ-ağda yapmaya çalıştı."
Uras bunu fazla zorlanarak söylemişti. Ve ağda derken tabikide kekelemememişti, ne alaka?
"Oha! Aras? Sana? Ağda?"
deyip güçlü bi kahkaha patlatmıştım. Uras bana kötü kötü bakıyordu ama umrumda mıydı? Hayır.
"Eylül, gülme."
"Olm nasıl gülme ya. Bildiğin ağda yapmaya çalışmış."
Gülmekten zar zor konuşuyordum. Hatırlatın bana bi ara, Aras'ı tebrik edeceğim.
"Kızım gülmesene aq."
"Orta parmak bebeğim, by."
Sonraki yarım saat boyunca Uras bana kötü kötü bakmış, ben ise gülmekten gözümden yaş akıtmıştım. Gün sonunda ise Uras beni eve bırakmış ve kendide eve geçmişti. Evet onun evden kaçma girişimi de sadece 8 saat sürmüştü.
Mutlu son.🌹🌹🌹
Şimdi
"Kanka şu çocuğa baksana ya. Ne kadar tatlı. Bak bak nasıl da sırıtıyor. Yerim ben seni be."
"O mu tatlı? Biricik bi git Allah için ya."
Biricik ve Ilgın hâlâ yorum yapıyorlarken lafa atladım.
"Ilgın kanka git ve bana puding al lan."
"Niye ben alıyormuşum, Biricik alsın."
"Olm 'tatlı' kelimesini kullanan sensin. Sen alacaksın."
Ilgın "Ne alaka be?"
dediğinde ne alaka olduğunu bende bilmiyordum ama onun bunu bilmesine gerek yoktu değil mi? Aynen bencede yoktu.
"Sana ne ne alakasından, git ve al sadece."
dediğimde Ilgın yavaş yavaş bana doğru gelmeye başladı. Hayır gel tamam gelme demiyorum ama ne diye gulyabani tarafından taciz edilmiş bir Bülent Ersoy gibi geliyorsun kardeşim? Bizde tırsabiliyoruz sonuçta. Hem ben böyle tırsıyorsam Allah bilir zavallı Bülent Bey Teyzecim ne kadar korkmuştur. Zavallı Bülent Bey Teyzecim. Ke-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 Şubat
Teen FictionBazı anlar vardır, hayatınızın dönüm noktası olarak adlandırdığınız. Bazı anlar vardır, hatırlamak bile istemeyeceğiniz. Ve bazı anlar vardır, unutulması imkansız dediğiniz. Bugün yaşadığım o olay, bu saydıklarım arasından ikinci katagoriye giriyord...