yıkılan enkaz

63 18 16
                                    

- Anneee annee bırakma beni anneee

-Melek kalk melek yine kabus görüyorsun.

Bi korkuyla havaya zıpladım . Yine kabus görmüştüm.  Yıllardır istinasız aynı kabusu görüyorum.  Ve beni hep zeynep kaldırıyor. Zeynep benim dünyadaki tek varlığım . Kardeşim , annem , Sırdaşım . Onu kaybedersem yaşayamam . Gerći şimdide yaşayan ölü gibiyim orası ayrı mesele.

Yine uyanmak istemediğim bir güne uyandım . Hala aynı odadayım. Soluk pembe duvarlar , paslanmaya yüz tutmuş demirden ranzalar, yanımızda küçücük şifonyerler ,biraz yanık birazda sökük ,kirli beyaz  perdeler.

Ben Melek . Soyadımın ne olduğunun hiç önemi yok.  Nasıl olsa soyadımıda yetim hanede verdiler. Henüz 17 yaşındayım. Hem lise 3'e gidip hemde her akşam cafede şarkı söyleyip geçimimi sağlıyorum. Bir sene sonra yetimhaneden çıkmak zorundayım . Ne yapacağım bilmiyorum.

   Belkide annesiz babasız büyümek hayatın bana attığı en büyük kazık.

  Yaşama ağlayarak göz açan ben bir daha hiç gülemedim.

   İçimde yaşama dair hiç bir şey yok.

   İlk ağladığımda 8 yaşındaydım.  Öğretmen aile ağacı  çizmemizi istediğinde hiç bir şey yapmamıştım. İşte ilk orda hissetmiştim kimsesiz olduğumu. İlk kahkaha attığımda ise 4 yaşındaydım okul müdiremiz reyhan hanım beni ilk defa parka götürmüştü. Ve sallamıştı. O gün benden mutlusu yoktu. Ama yanımdaki salıncağa annesiyle gelen küçük bir kız çocuğu gördüğümde dünyam başıma yıkılmıştı. Ama o zaman bile ağlamamıştım.

  İşte yine ağladım. Yine yıkıldım. Her seferinde bi daha yıkılmam dediğimde beni şaşırtan hayat. Artık üzülmüyorum kendin örüp kendin yıkıyorsun duvarlarımı.
Benimse tek görevim yıkılan enkazda tekrar tekrar canımı yakmak.
   
 

Papatya MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin