ending-

222 30 11
                                    

"Söz Junhong, düşmene asla izin vermem."

Sözcükler gecenin karanlığına karışırken Junhong gözlerinin önünden kaybolan yanılgıya bir kez daha baktı. Onu yakalamak için elini uzattı ama beden çoktan kaybolmuştu. Eli hızla çimenlerin üzerine düştü. Gözlerinde birikmiş yaşa engel olamıyordu artık.

"Hani söz vermiştin bana hyung?" dedi yaşlar yanaklarına süzülürken. "Düşmeme izin vermeyecektin? Hani tutacaktın beni?"
Daha fazla ağlamamak için dişlerini sıktı, sıktı...

Ne kadar çabalarsa çabalasın tutamadı gözyaşlarını. Dişleri kırılacak raddeye gelene dek sıktı. "Hyung, beni neden bıraktın? Sana söylemiştim; ya düştüğümde çoktan ölmüş olursam diye. Neden çoktan düşmüş olduğunu söylemedin bana? Uçurumun kenarındaydın ve ben sana yardım edemedim. Sadece elini tutmak istemiştim. Neden ittin beni? Beni ittiğinde ikimizin de düşeceği barizdi oysa."

Gözyaşları sıcak sıcak yanaklarında süzülürken kafasını gökyüzüne çevirdi.

Yıldızlar, nasıl böyle güzel parlayabilirdi?

"Hyung" dedikten sonra bir müddet sustu. Yanıt bekledi. Karşılık gelmediğinde devam etti. "Ben düşmekten korkuyorum, ölesiye korkuyorum hem de. Ölümden değil, sensizlikten korkuyorum ve düşmek, sensizlik gibi hissettiriyor."

Güçsüz bedenini kollarından yardım alarak çimenlerin üzerinden kaldırdı. Kış yavaş yavaş kaybolmaya başlasa da hava hala soğuktu. Bu soğuğa rağmen üzerinde ince bir hırka vardı ve saatlerdir dışarıdaydı. Az önce yattığı yer de büyük ihtimal ıslak olmalıydı. Bedeni titrerken adımlarına devam etti. Gözleri karşısındaki nehire sabitlenmiş, başka hiçbir şeyi görmüyordu. Aylar önce en mutlu hali buradaydı. Şimdiyse ölmek isteyecek kadar çaresizdi.

Nehirin kenarına geldiğinde durdu. Bir adım ilerisi düşmekti.

Son kez yıldızlara baktı. Yüzünde belirsiz bir tebessüm vardı. "Hyung."

Bu kelime dudaklarından her dökülüşünde kelebek uçan kalbinde şimdi ateşler yanıyordu.

"Yıldızlar, suya düştüklerinde de ölürler mi? Sadece ıslanırlar mı? Yoksa parıltıları mı yok olur?"

Dudakları birbirine değdiğinde gözlerini kapadı. Bütün sesler yok oldu bir an için. Sadece rüzgarın ve ona eşlik eden suyun akışını duyuyordu kulakları.

Rahatlatıcı...

Uzun zamandır bu kadar rahat hissettiğini hatırlamıyordu. Kolları bir kanat gibi yanlarına açıldığında bedenini suya bıraktı.

"Ya da, hyung, parıltılarını kaybettikleri için mi düşerler?"

***bu saçmalığa dayananlara teşekkür ederim. büyük bir hevesle paylaşmaya başladım ama başına gelmeyen kalmadı, kırıldı bütün hevesim. Ve şu an o kadar saçma geliyor ki bu hikaye için yazdığım her bir kelime...
Tekrar teşekkürler~

fall || bang.lo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin