Kayıp

2.9K 171 74
                                    

  İkiside telaşla aramaya devam ederken,o melodi, sessizliğin içinde yeniden yankılanmaya başladı ama bu sefer ikisini de dehşete düşürecek kadar korkunçtu.Sesin tam olarak nereden geldiği belli değildi.Piyanodan çalındığını düşünüyorlardı.Düşük bir sesle çalmaya devam ederken içlerine korku ,sinsice yayılıyordu.Punky,Striknina'ya iyice yaklaştı.

"Bu ses, nereden geliyor Striknina?"diyebildi.

"Ben nereden bilebilirim Punky.Aramaya devam edelim."dedi Striknina endişesini belli etmeden ve soğuk kanlılığını korumaya çalışarak.

"Striknina,nereye gittiler bir şey söyle artık."dedi .Başını, iki elinin arasına alarak.

Striknina yutkunu.O da başlarına bir şey geldiğinden şüphelenmeye başlamıştı ama hiçbir şey söylemedi ve odada gizli bir geçit aramaya devam etti.Punky,daha fazla devam edemeyeceğini biliyordu.Bu yüzden yere oturup duvara yaslandı ve Striknina'yı izlemeye başladı.Bir kez daha sarılsa her şeyi,hatta bu korkunç müziği bile,unutup ayağa kalkabilirdi ama böyle bir şeyin bir kez daha yaşanmayacağını bildiği için sustu ve sadece onu izledi.
  Bu arada Striknina'nın aklından geçen tek şey gizli bir yerdi.Her bir noktaya tek tek bakıyordu.Bir az daha baktıktan sonra durdu.Artık duymak istemediği bu müzik,git gide artıyordu.Ne kadar umursamamaya çalışsada, sanki onlara çok kötü bir şeyi haber vermeye çalışıyordu.Bunu düşünürken gözü Punky'e takıldı.Duvara yaslanmış onu seyrediyordu.

"Sen ne yapıyorsun orada?"

"Hiç."diyebildi Punky sonra aniden yerinden fırladı.Striknina ne olduğunu anlamaya çalışırken Punky'nin işaret ettiği yere baktı.Küçük,gri bir fare ona doğru yaklaşıyordu.

"Striknina,çabuk kaç!sana doğru geliyor."diye bağırdı Punky, bir yandan da odanın diğer tarafına koşuyordu.Striknina gözlerini devirdi ve yere eğilerek fareyi eline aldı.Diğerleri gibi büyük bir fare değildi ve sevimli görünüyordu.

"Nereden geldiğini gördün mü?"dedi Striknina.

"Striknina,sen ne yapıyorsun.O hayvan pis ve seni ısırabilir."

"Nereden geldiğini gördün mü? Hem bu kadar korkak olmayı bırak artık."

"Sanırım şu köşeden çıktı.Bu arada asıl senin yaptığın anormal."

Striknina,fareyi yavaşça yere bıraktı ve Punky'nin gösterdiği köşeye doğru yürüdü.

"Hey!onu neden bıraktın?Bak bana doğru geliyor."dedi Punky.

"Yeter Punky.Yanıma gel çabuk."dedi Striknina sinirle.

Punky,koşarak Striknina'nın yanına gitti ve arkasına geçti.Striknina,farenin geldiği deliği görmek için çabalarken Punky ona engel oluyordu.Striknina,daha fazla dayanamayarak Punky'nin kolunu sert bir şekilde tuttu.

"Yeter Punky.Sabrımı daha fazla zorlama."

"Tamam."diyebildi Punky.Bir gözü hala yerde dolaşan faredeydi.

"Şu fareye bakmayı da kes.Şimdi,şu farenin nereden çıktığını bulup gizli bir yere çıkabiliriz.Bu yüzden bana zorluk çıkarma."dedi Striknina uyarıcı bir ses tonuyla.

Punky'i kenara itip duvarın köşesini incelemeye başladı.Orada çok küçük bir delik vardı.Zor olsa da üç parmağını içeriye sokup içeride ne olduğunu anlamaya çalıştı.Soğuk bir hava dalgası eline çarpıyordu.Sonra geri çekildi ve bu duvarın arkasına nasıl geçbileceklerini düşünmeye başladı.Duvarı ittirdi,oraya geçebilecekleri bir kol aradı ama sonuç aynıydı bir türlü oraya geçemediler.Eğildi ve el fenerini deliğe doğru tuttu.Neredeyse hiçbir şey görünmüyordu ama yerde duran bir şey fark etti.Alex ya da Alis olmamasını umarak ayağa kalktı.

"Punky,bir yolunu bulmalıyız.Yer de yatan biri var."dedi Striknina telaşla.

"Onlar mıydı?"dedi Punky korkuyla.

"Bilmiyorum."

"Ne yapacağız?"

"Bilmiyorum.David'in olduğu odaya ve girişe bir daha bakalım."dedi Striknina.

İkisi de aceleyle David'in olduğu odaya girdiler.Punky,bu odadan bir an önce çıkmak için bir yolunu arasa da Striknina başında durup baskı yapıyordu.Uzun bir süre arasalarda karşı tarafa geçemediler.Striknina,delikten içeriye seslense de karşılık alamadı.Kafasını biraz toplamak için buradan uzaklaşmaya karar verdi.Tam buradan çıkıp merdivenlere doğru gideceği sırada kapı kirişinin üzerinde bir şey fark etti.Küçük bir aslan heykeliydi ve ağzı açık şekildeydi.Striknina,ağız kısmında bir şeylerin olduğunu anladı ve oraya ulaşmak için ne yapması gerektiğini düşünmeye başladı.Punky de Striknina'nın baktığı yöne bakınca ne düşündüğünü anlamıştı.

"Çok yüksek."dedi Punky.

"Fark ettim."

"Buralarda üzerine çıkabileceğin bir eşya yok."

"O zaman seni kullanacağız."dedi Striknina sırıtarak.

"Ama ben seni taşıyamam."

"Öyle mi?"dedi Striknina,ölümcül bakışlarını ona yollayarak.

"Hayır,şaka yapıyorum."dedi Punky ve istemeyerek heykelin altında durdu.Yere eğilerek Striknina'nın omuzlarına çıkmasına yardım etti ve çıktıktan sonra ayağa kalktı.Bu gerçekten sandığından daha zordu ama bir şey belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.Striknina şimdi heykeli net bir şekilde görüyordu.Ağızının içine anahtar deliği yerleştirilmişti.

"Punky,burada bir anahtar deliği var."

"Dolabın üstünde bir anahtar bulmuştuk o olabilir."dedi Punky gerçekten çok zorlanıyordu.

"Haklısın." dedi Striknina ve cebinden anahtarı çıkarıp heykelin ağızına sokup çevirdi.Bir kaç saniye sonra bir şeyin açılma sesi duyuldu.Striknina,Punky'nin omuzlarından atlayıp hemen duvara koştu.Sağ taraftaki duvarın neredeyse tamamı açılıp karşısına,yere serilmiş halde Martin'i çıkardı.Buna inanamıyordu.Bu sefer gerçekten çok korkmuştu ve neredeyse ağlayacak kadar üzülmüştü.Hemen Martin'in yanına koşup nabzını yokladı ve içi rahatladı.Martin yaşıyordu.Buna gerçekten çok sevinmişti.Arkasında meraklı gözlerle onu izleyen Punky'e;

"Punky,bu Martin.O yaşıyor."Striknina'nın mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

"Buna sevindim."dedi Punky ve Striknina ,Martin'e geri döndü.Martin yavaş yavaş kendine geliyordu.Striknina hem çok seviniyor hem de ona ne diyebileceğini az çok bildiği için korkuyordu.Martin, gözlerini açarken, Striknina, sadece ona bakmakla yetindi...

korku eviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin