26

176 6 3
                                    

"Dayanabilirsin."
"Tae... bir kaç dakika sonra onunla ben biz değil jungkook ve derya olacağız. Çok kötüyüm."dedim Tae yanımdaydı. Mahkeme bugün ve bizi salona çağırmaları için kapının önünde bekliyoruz. Takım elbiseli adam kapıyı açtı ve bize seslendi.
"Jungkook bey ve derya hanımın mahkemesi 1 dakika içerisinde başlıyor. İçeri gelebilirsiniz."
"Hadi."dedi Tae. Gözümden 1 damla yaş daha süzüldü.
"İstemiyorum."dedim.
"Gitmeliyiz."dedi sırtımdan hafifçe iteklerken. Kapıdan içeri girdim herkes yerine oturmuştu. Ben de yerime geçtim.

************************************
"Artık benim, senin gibi orospu bir kızım yok!"diye bağırdı annem ve tokat attı. Babam annemin önüne geçti ve bir daha Vurmasınlar engelledi.
"Benim sizi en başta kabullenmem hataydı!"dedi babam. Sıkı bir tokat geçirdi. Yere düştüm. Saçlarım yüzümü kapatmıştı. Gittiler. Hıçkırıklarımı saldım.
"Lanet olsun! Bu kadarını haketmiş miydim! Neden ha?! NEDEN?!! Bunlar olmak zorunda mıydı?! Şu sikik bir jilet izi yüzünden bu olamaz!!!" Bağıra Bağıra ağladım. Dizlerim titriyordu. Zoraki bir şekilde ayağa kalktım. Arkamı döndüm. 2 3 metre ilerimde jungkook vardı. Avukatıyla konuşuyordu. Mahkemede itiraz etmiştim. Bu yüzden mahkeme ertelendi. Avukat gidince jungkook'un yanına gittim. Parmak ucumda yükseldim elimle tişörtünün boynunu açtım. Omzunun arkasına baktım. Geri çekildim.
"Hiç mi şansım yok?"diye sordum sessizce. Yutkundu.
"Bir daha ki mahkemede itiraz etme. Eğer edersen avukatım boşanma işini halledecek."dedi. Yanımdan geçip tam gidiyordu ki
"B-benimle...son bir gece ister misin?" dedim. Şu an ne kadar yüzsüzleşmişim ben?! Onu çok seviyorum. Son bir gecemiz olabilir. Değil mi?
"Army'ler ile yatmıyorum."dedi
"Lütfen."diye direttim.
"Tanımadığım birisin. Seninle bunu yapmam." Ah sinirlerim bozuluyor. Tamam demek bu kadar zor olamaz!
"Kaç aylık karınım ben."
"Sorun da orada zaten. Nasıl olur da kaç aylık karımı tanıyamam?"dedi. Arkasını döndü ve ağır adımlarla uzaklaştı. Babam vurduğunda düştüğüm yerden çantamı aldım. Dışarı çıktım. Derin bir nefes aldım. Yavaş yavaş yürürken nereye gitmem, ne yapmam gerektiğini düşündüm. Yaprağa gidemezdim. Yanıma geldiğinde onu göndermiştim. Jungkook ve Tae ile aralarının açılmasını istemiyorum. Fakat Tae yanıma geldiğinde gönderemedim. 'Ben senin abinim.'demişti ciddiyetle. Fakat ondan da yardım isteyemem. Götüm titreşmeye başlayınca elimi totişime götürdüm. (Yazar duygusallığa sıçıyordu😂) Gül abla (toprağın anası) arıyordu. Açtım.
"Efendim abla."
"Kuzum iyi misin?"
"Nasıl iyi olayım be abla?"
"Annenlerde mi kalacaksın?"
"Artık ben onların kızı değilmişim."
"Nerde kalacaksın?"
"Az önce onu düşünüyordum."
"Gel kuzum sen bizde kal."
"Yok abla olmaz. Ben bulurum bir şeyler."
"Bizde kalacaksın dedim bitti. Nerdesin sen? Mahkemeden çıkınca sen annenlerle konuşuyordun biz de eve gittik."
"Az önce çıktım."
"Tamam hadi sen bize gel."
"Tamam abla. Görüşürüz."
"Hadi öpüyorum." Aslında yaprak ile çok yakın arkadaştık. Fakat her zaman sorunlarım olduğunda toprak yanımda olurdu. Toprak benim dert ortağımdı adeta. Bir minibüse bindim. Taksiye para vererek paramı bitiremem. Toprakgile en yakın yerde indim. Hızlıca yürüdüm. Yorgundum. Oturup dinlenmeliydim. Kapıyı çaldım. Toprak açtı. Açar açmaz bana sarıldı.
"Ya knk üzülme. Gözlerin çökmüş." Geri çekildi. Zorla gülümsedim. İçeriye girdik.
"Hoş geldin canım."dedi gül abla. "Kuzum şimdi ben evden çıkıyorum. Hadi haftaya görüşürüz."dedi.
"Niye haftaya?"
"Torunum doğacak az kaldı. Onların yanına gitmeliyim antalyaya. Biz beyle birlikte gideceğiz. Evi geldiğimde temiz buluyum."
"Toprak çamur olmadığı sürece temiz olur da kadar oldu mu bebiş ya?" dedim gülümserken.
"Oldu oldu. Neyse sen beni esprilerinle öldürmeden gideyim ben."dedi. Kadın bizim evin ağzına sıçacağımızı biliyor tabi. Gül abla gidince toprak
"Hadi tıkınalım."dedi. Kolundan tuttu. Odasına götürdü. Bir şort ve başlıyor verdi

 Bir şort ve başlıyor verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Kız bu değil. Kıyafete bakın.)

Üzerimi giyindim. Zaten kızız birlikte giyinsek nolcak. Sonra kolumdan tutup mutfağa götürdü.
"Ne yiyelim?"dedi.
"Bilmem."dediğimde.
"Sarma saralım. Köfte yapalım. Cips ve çikolata kola alalım. Kuruyemiş ve çitlek. Dizi izleyelim. Hm? Nasıl?"
"Tamam sakin motorun soğusun."
"Ben yaprakları hazırlıyorum. Sen sarma içini hazırla." Hemen sarma içi hazırladım. Biz sarma satarken erişim diye at çıkardım.
"Hadi sarma içi dinlenirken markete gidelim."dedi.
Yanımıza cüzdanılarımızı aldık ve bime gittik. Depresyona girmek için en güzel yer. Ucuz olduğu için hayvan gibi yiyebiliyoruz. Toprak 5 büyük boy cips bir kaç kutu kadar edecek kadar çikolata 3 tane 2.5 lt lik kola 6 tane Noodle ve bir çok şey daha... kasada o parayı zorla ödemişti. Dışarı çıkınca
"Beleşçi miyim ben?"dedim ve güldüm.
"Önceden hep sen öderdin bu sefer ben ödeyim nolmuş?"güldü.
Eve geldik. Yemekleri pişirdik. Hayvanice yemek yedik. Yatak odasına gittik. Laptopu açtık. Strong woman the bong soon açtık. Yatakta hem yatıp hem abur cubur yedik. Gece yarısı olunca kola çekirdek ve dedikoduuu.
"Daha iyi misin?"dedi
"Hayır. Noldu biliyor musun? Ben buna son bir gecemiz olsun dedim beni tanımıyormuş gibi yaptı."
Kapı kaldığında
"Oha amk bu saatte kim ki?"dedi toprak.
"Beraber bakalım."dedim. Başıyla onayladı.
"Kim o?"dedik aynı anda.
"Namjoon ben." Kapıyı açtım. İçeri davet etmediğimiz halde girdi.
"Bu saatte neden buradasın?"dedi toprak.
"Sizi merak ettim. Tek başınıza bu evde kalacaksınız. Bir şey olsa ne olacak?"dedi namjoon.
"Bir şeyler yiyelim mi içelim mi?" dedim. Yoksa namjoon ile toprak tartışacak.
"Siz ne yaparsanız ben uyarım."dedi.
"Tamam siz ikiniz takılın. Eski yerinde mi?"dedim.
"Evet."diyerek yanıtladı. Namjoon'un bana 'Neyin eski yeri?' diye soracağını bildiği için odasına götürdü kolundan çekiştirerek. Ben de mutfak balkonuna gittim. Etrafı camla kaplıydı. Köşedeki küçük dizime kadar gelen buzdolabının içinden 5 şişe içki aldım. Yan tarafındaki kutudan 3 paket sigara aldım. Ve uzun bir bardak. Serpil'in odasına gittim. Serpil evlendikten sonra odası boş kalmıştı. Toprak ile kalacağımda burada uyurum. Buranın balkonuna çıktım. Aynı şekilde camla kaplıydı. Balkonun ön kısmındaki camları açtım. Yan tarafları açmadım. Bardağı içkimi kattım, sigaramı yaktım. İçkimi büyük ve ard arda yudumlarken, sigaramı ciğerlerimin içine son nefesimle çekiyordum.
"Canım yanıyor. Seni çok özledim. Her gece sana sarılarak uyumayı, kokunu rahatça içime çekmeyi, gözlerine doyasıya bakmayı...
Seni şimdiden çok özledim. Nasıl dayanırım, ne yaparım?! Sen olmadan nasıl yaşarım?!! Susuzluğumu dudaklarında giderdiğim, elini tutunca kalbimin hızla kan pompaladığı, gözlerinde huzur bulduğum adamsız nasıl yaşarım ki?!!!" Ağlıyordum. Kendimi o kadar sıkmıştım ki yutkunamıyordum. Boğazımda inanılmaz bir ağrı var.
"Sessiz olmaya çalışsam da gözlerim susmuyor. Konuşuyor. Lanet olsun!!! Canım çok yanıyor!!!!!" Ağzımdan bir hıçkırık çıktı.
"ACIYOR! ÇOK! Çok acıyor." Omzuna değen el ile irkildim.
"Seviyorsun."dedi namjoon. İçkimi hızlı ve büyük yudumlarla içtim ve bitince yere koydum. Sol gözümden yere 1 damla yaş daha hızla düştü. Başımı geriye doğru attım.
"Dikkat et ilk içişte fena sarhoş olursun."
"İlk değil."
"Nasıl?!"
"Bağırma!"
"Tamam. Şaşırınca oldu."
"13 yaşında sigaraya 15 yaşında içkiye başladım. Çarpmaz."
"Nasıl yani? Ben niye bilmiyorum?"
"Jungkook sigaradan nefret eder. Onun için bırakmıştım. Oda bilmiyor. Bi tek bizim kızlar biliyor. Bir de..."
"Evet bi de?"
"Ablamlar."
"Ne?! Sen... Tek çocuk değil miydin?"

NAĞBERRRR? OKUL NASIL? BENİMKİ KÖTÜ. TEASER GÜZEL MİYDİ? ÖZLENDİM Mİ? NEYSE HADİ BEN GİDİYORUM ZATEN OKULDA YAZDIM HALA OKULDAYIM. GÖRÜŞMEK ÜZERE PONÇİKELLALARIM.

Yeniden Yaşayabilmek (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin