17. Bölüm; "Hediye"

2.8K 136 154
                                    

İYİ OKUMALAR

Buğlem; Gerçekten mi?

Buğlem; Yani gerçekten 26 martta doğdun değil mi?

Anonim; Evet Buğlem, 26 martta doğdum. Yanin seninle aynı günde. Aramızda sadece bir yıl var.

Buğlem; Anladım. Benim uyumam gerekiyor aksi takdir de okula geç kalıyorum.

Anonim; İyi uykular meleğim.

Buğlem; İyi uykular.

Yastığıma yüzümü gömdüm ve çığlık attım. Dört gün sonra doğum günü olan birine ne tarz birşey alabilirdim?

Yatağımdan kalktım ve Eylül ablanın odasına gidip kapıyı tıkladım. Onayladığın da içeri girdim.

"Umarım rahatsız etmemişimidr Eylül abla." Dediğim de Eylül abla gülümseyerek bilgisayarın da olan bakışlarını bana çevirdi.

"Hayır rahatsız etmedin tatlım." Dediģinde yavaş adımlarım ile yanına ilerledim.

"Ben birşey sormaya gelmiştim." Kısa bir süre durakdadıktan sonra devam ettim.

"Aynı günde doğum günün olduģu bir erkeğe ne tarz bir hediye alabilirsin? Üstelik bu kişiyi tam olarak tanımıyorsan."

Dedikten sonra kısık sesle ekledim. " Ayrıca bu kişi seni 4 yıldır seviyorsa."

"Ege'ye hediye alacaksın değil mi?" Diyen Eylül ablaya şaşkınlıkla baktım.

"Ege? " Biraz düşündükten sonra kim olduğu aklıma gelmişti.

"Anonim yani."

" Onu tam olarak tanımadığından işin zor olacak. Ama hediye almaktansa kendin yapman hem daha güzel hem de özel olacaktır."

Haklıydı ama tam olarak tanımadığım birine nasıl bir hediye yapabilirdim ki?

"Resim çizebilirsin mesela. Birbirine sarılmış bir çif çizmen hoş olabilir. Sonuçta o sana sarılmak istiyordu. Değil mi?"

"Evet, haklısın Eylül abla."

Dedikten sonra ona sarıldım ve yanağını öptüm ve odama ilerledim.

Odama gidip bir resim kağıdı ve gerekli eşyları çıkardım. Resmi çizerken tek odaklandığım kalemin elimdeki hareketiydi.

----------------------
3 Gün Sonra
-----------------------

Üstümü giydikten sonra küçük spor çantama bir tane siyah spor şortu, bir tane siyah rambo, buz mavisi kot şort ve beyaz üstünde küçük unicornlar olan kısa kollu bir tshirt koydum ve çantamın fermuarını kapattım. Küçük kısma ise seyahat boyu olan şampuan, duş jeli, küçük bir tarak ve nemlendirici kremi koyup o kısmın da fermuarını kapattım. Bugün okulda beden dersimiz vardı. O yüzden de bunları yanımda götürüyordum. Normalde beden dersinin yapıldığı salonunda ki dolabım da yedek olarak vardı ama dün onları eve getirmiştim.

Okul çantamı ve spor çantamı alıp aşağı indim. Beni bekleyen Derin ile beraber okula ilerledik. Okulumuz evimizle yarım saat mesafedeydi ve hava güzel olduğundan yürüyerek gitmek istemiştik.

Okula geldiğimiz de ilk olarak beden derslerinin yapıldığı salona gitmiş ve eşyalarımızı koymuştuk. Daha sonra sohbet ederek sınıfa ilerledik ve yerlerimize oturduk.

------------

"Gösterdiğim gibi yapmıyorsun Selin, o yüzden 50 şınav ve 50 mekik daha çekeceksin."

"Ama çok yoruldum."

"O beni ilgilendirmiyor."

Dedim ve dikkatimi tekrardan telefonuma verdim.

Siz şimdi ne olduğunu merak ediyorsunuzdur sanırım.

Son dersimiz olan beden eğitimi dersindeydik ve beden hocamızım işi çıktığından öğrenciler ile ilgilenmem için en çok sevdiği öğrencisi olan beni görevlendirmişti. Ben ise her zaman ki zekamı kullanarak bunu bir avantaj haline getirmiş ve diğer öğrenciler gruplar halinde birşeyler yaparken Selin'e şınav ve mekik çekme cezası vermiştim. Normalde 50 şınav 50 mekik çekip kurtulabilirdi fakat beceremiyordu, beceremediğinden de hep tekrarlatmak zorunda kalıyordum.

Dersin bitmesine 10 dakika kala serbest kalan öğrenciler duş alma veya üstlerini değiştirmek için yan tarafa gidiyorlardı. Selin'in cezası da bittiğin de o da gitmişti. Ben ise oturmuş kızlar tarafında olan duş kabinlerinin boşalmasını bekliyordum.

Sonunda zil çalıp duş kabinleri boşaldığında o tarafa ilerledim ve rastgele bir kabine girdim.

Kısa bir duş aldıktan sonra üstümü giydim. Saçıma bir havlu sarıp çıktıktan sonra havlu ile saçımın nemini biraz aldım ve taradım. Taradıktan sonra kuruttuğum saçımı örerek toplu durmasını sağladım.

Yüzüme nemlendirici krem sürerken aniden yanağıma ve dudağıma çarpan şişe ile duraksadım. Yan tarafım da makyaj yapan kız fondöteninin elinden kaydığını söyleyip özür diledikten sonra yüzümü temizlemem için peçete vermişti.
Kenara oturup yüzümü temizlerken aniden gelen baş dönmesi ile peçeteyi kenara bıraktım ve telefonumu kot ceketimin iç cebine koyarak yüzümü yıkamaya gittim. Yüzümü kurularken başımın daha fazla dönmesi ile dayanamarak kendimi yere bıraktım.

Bölüm sonuma gelmiş bulunmaktayız. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Bu soruya cevap verirseniz sevinirim.

Soru; Sizce Buğlem'e ne oldu?

Kitabı seviyorsanız ailemizin büyümesi için arkadaşlarınıza önerirseniz beni çok mutlu edersiniz.

Sınır; 110 Yorum

Sizleri seviyorum ♥♥♥♥♥♥♥

Anonim ; Stalker   |Texting| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin