BH -11

257 21 30
                                    

Bizi sabırla bekleyen okuyucularımıza sonsuz teşekkürler :) İtalya'dan döndük ve hikayemize devam ediyoruz :)

------

Sabah  gözlerimi açtığımda Sarp'ın hülyalı gözlerle beni izlediğini gördüm. 2 hafta boyunca benimle uyumak istemişti ve kabul etmiştim. 

"Günaydın" dedim yeni uyanmışlığımın eseri olan hırıltılı sesimle. 

Cevap vermedi. Sadece gözlerimin içine bakıyordu. Neyi vardı bunun böyle?

"Bir sorun mu var?"

Gözlerinin içini araştırmaya başladım.Ama bir şey göremedim.  Gözlerini gözlerimden ayırarak dudaklarıma kaydırdı. 

"Evet. Seni çok özledim İpek." dedi.

Başını omzumla başımın arasına koyarak derin derin nefesler almaya başladı. Ne anlamda özlemişti beni? Bir süre beni koklamasına izin verdim. buna alışmıştım, iyi hissediyordu belli ki.

Bir anda soğuk ellerini tenimde hissettim. Pijamamı yavaş yavaş yukarı kaydırıyordu. 

"Sarp ne yaptı.." konuşmama izin vermedi. Bir parmağıyla dudaklarımı kapatarak:

"Şşşşş. Biraz cesur olamaz mısın?" dedi ve beni yatağa çiviledi. 

"Hey hey hey in üstümden" 

Yine benimle dalga geçiyordu değil mi? Evet evet kesinlikle dalga geçiyordu. 

Pijamamı üstümden sıyırıp yere attığını farkedince şaka yapmadığı yüzüme bir tokat gibi indi. Telaşlanmıştım.

Altında kıvranmaya başladım. Ama gözlerinde kararlılık vardı. İki eliyle ellerimi kavradı bacaklarımı bacaklarının arasına alıp hareketlerimi kısıtladı. 

İstemeden de olsa gözümden bir damla yaş aktı. Bunun için mi kabul etmiştim yani? Salaklık edip bunun için mi güvenmiştim ona? 

"Sarp delirdin mi sen??" dedim bağırarak. 

Ama durmadı dudakları vücudumda daha aşğılara kayıyordu ve kalbim deli gibi çarpıyordu. Kurtulamazsam bu adam benim sonum olacaktı. 
Bu utançla yaşayamazdım ki ben. 

Daha çok çırpınmaya başladım ve eli pijamamın altına kaydığında herşeyin bittiğini anladım.

------

Gördüğüm rüyanın etkisiyle kan ter içinde uyandım. Derin derin nefesler almaya başladım. Yan tarafımda Sarp sessizce uyuyordu. Telaşla kalktığımı hissedince uyandı. 

Nasıl bir rüyaydı o öyle?

Gözleriyle beni süzdü ve kabus gördüğümü hemen anladı. 

"Hey sakin ol. Geçti" dedi ve sırtımı sıvazlamak için uzandı. Ama hala rüyanın etkisinde olduğum için onu durdurdum.

"Sakın bana dokunma!" Sesim düşündüğümden daha tehditkar çıktı. 

Sarp verdiğim tepkiye şaşırsada itiraz etmeden elini geri çekti. 

"Ben sana su getireyim." deyip odadan çıktı. 

O çıkınca bende yataktan çıkıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Şimdi kendimi daha iyi hissediyordum. Sadece aptalca bir rüyaydı. Büyütmeye gerek yok. Sarp'ada boşu boşuna bağırmıştım zaten. 
 Aynada Sarp'ın yansımasını görünce kapıya döndüm. Elinde bir su bardağıyla yüzümü inceliyordu. 

"İyi misin?" dedi nazikçe.

"Ah evet şimdi daha iyiym. Sana bağırdığım için üzgünüm." 

"Şey sorun değil. Merak ettiğim rüyanda ne görüyordunda bana sana dokunmama mı söyledin?"

Ah hayır! Bu sormaman gereken bir soruydu. Mayınlı bölge hemen uzaklaş.

Ne cevap vereceğimi bilemedim. Çocuğun yüzüne bakıp bana tecavüz ediyordun diyemem ya. Lanet olsun!  Gözlerimi kaçırdım. 

"Hadi ama sana zorla sahip olmaya falan çalışmıyordum değil mi?" dedi gülerek. 

Nasılda tam üstüne konuşmuştu. Karşımda böyle sırıtınca bende gerçeği söyleyiverdim.

"Aynen öyle yapıyordun!" 

Bir an sessiz kaldı. Şaşırmıştı çünkü eminim beklemiyordu. Bende beklemiyordum. Suyu bana uzattı ve bir yudum aldım.

"Şey bunu düşünmedim değil. Ama senin gibi rüyalarıma girecek kadar düşünmüyorum tabi" dedi eğlenerek.  Bunu söylediğine inanamıyordum! 

Ukala! Ukala!

Böyle bir şeyi düşündüğüne mi yanayım yoksa benim onu isteyeceğimi düşünmesine mi. 
Sinirle elimdeki suyu yüzüne çarptım. Şok olmuş bir ifadeyle bana baktı ve kahkaha atmaya başladı. 

"Suç üstü yakalanınca sinirlendin mi yoksa." dedi ve gülmeye devam etti.

"Saçmala. Seni düşündüğüm falan yok. Aptalca bir rüya sadece." 

Kahkaha atmayı kesti ve bulduğu lk havluyla yüzünü silmeye başladı.

"Rüyalar tersine çıkar demişler. Belki ilerde sen istersin ha?" dedi ve göz kırptı. 

Adi!!

"Konuyu kapatabilir miyiz artık?" dedim.

"Vay canınaa inkar etmedin. Yani ilerde isteyebileceğini düşünüyorsun." dedi ve yine gülmeye başladı. 

Sinirle banyodan çıktım ve bununla geçecek daha 2 haftam olduğunu düşünmemeye çalıştım.

"Saat daha sabahın 4ü. Uyumaya devam etmeliyiz." dedi hala eğlendiği sesinden belliydi. Hoşuna gitmişti. 

"Kesinlikle, kahvaltıdan sonra şu kuralları belirlemeye başlarız artık. Hatta ilk kuralımız sexten bahsetmemek olsun." dedim.

"Hadi ama seninle konuşmayı en sevdiğim konu bu."

"Sadece uyuyabilir misin?" dedim ve sırtımı ona döndüm. 

---

Kuralları yazmak için elime bir kağıt ve kalem alıp masanın başına oturdum. Oda hemen gelip yanıma oturdu.

Kağıdın en basına 'Kurallar' yazıp altınıı çizdim ve yazmaya başladım.

1) Normalde sevgili olmadığımız kimseye belli edilmeyecek. Sadece 2 hafta boyunca.

"Kesinlikle bu çok önemli. Özellikle ayağı buraya alışan Ecrin öğrenmemeli. Kılıksız herif!" diye sızlanmaya başladı hemen.

"Şu çocuğu kıskanmayı bırak" 

"Ne? Ben onun neyini kıskanayım. Hem ne çocuğu koskoca adam o!"

Kalemin ucunu ısırarak konuşmaya başladım.

"Mesela boyunu, o seksi kaslarını ve ince nazik hallerini." dedim inat yaparak.

"Hah seksiymiş. İşine bak sen. O kalem bize lazım olur" dedi. Kızdığı nasılda belli oluyordu. 

İstemeden gülümsedim.

2) 2 hafta boyunca herhangi bir ten teması olmayacak.

"Sarılmalar ve öpmeler dışında. Bunuda yaz. İki hafta boyunca seni biblo gibi köşeye koyup seyredecek miyim. " dedi. İşime karışmayı bir kesse. 

Boğazımı temizledim ve kafamla onayladım. E bende biblo olmak istemezdim heralde.

3) Banyo ortak kullanılmayacak.

"Delirdin heralde. Nerede yıkanacağım ben." her şeye sızlanmayı nasılda biliyor. Nerede kaldı bu çocuğun coolluğu. Şimdi farketmişliğin utançlığını duyarak yüzüne daha dikkatli baktım. Gerçekten rahattı. omuzları eskisi gibi gergin durmuyordu, yada bakışları korkuyor gibi değildi. Etrafa gerilim yaymıyordu bir kere. Bu haliyle ne kadarda sevilesiydi.

"Çalışma odanda bir tane olduğunu söylemiştin. Orayı kullanabilirsin. " 

"Orayı söyledim mi ben sana ya. Neyse öyle olsun." 

4)Temizlik sırayla yapılacak.

"Ona gerek yok haftada bir kadın çağırabilirim. Yada kaç defa istersen artık."

"Bence ona para harcamana gerek yok biz halledebiliriz."

"İnşallah" dedi. Kendine güvenmiyordu besbelli. Ama onu yer silerken yada bulaşık yıkarken hayal etmek çok eğlenceliydi.

5)Evde değişiklik yapmama izin vereceksin.

"Hey bu kural değil. Bu bildiğin emrivaki."

"Hadi ama ev çok karanlık. Bunalmıyor musun cidden?"

"Siyahı seviyorum."

"Ben sevmiyorum ama" dedim.

Bir an duruşunu değiştirdi ve daha gergin ve huysuz halini aldı. Bana bakmadan konuştu.

"2 hafta sonra gideceksin zaten fazla değişiklik yapmaya ne gerek var" dedi.

Öyle bir söyledi ki ben bile gideceğime üzüldüm. Ama kalamazdım.

"Bence bugünlük yeter daha sonra aklımıza geldikçe yazarız." dedim konuyu değiştirmeye çalışarak.

"Bencede".

"eee bugün ne yapıyoruz." dedim istekle ona bakarak.

"İşyerinde biraz işim var. Oraya gelmek ister misin?"

"Harika" dedim ve üstüme değiştirmek için yukarı çıktım.

---------------

Dilber Koçyiğit -Sanem Aras Sundu. :D

Bizim Hikayemiz (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin