Ben: " İnci , uyan!"
-" Ne oldu? "
Ben: " Barınağa yeniden bakalım.
-" Tamam."
Pedro'yu ağzımla taşımaya karar verdim yine , çünkü İnci'den sonraki tek arkadaşımı kaybetmek istemezdim. Zaten Üzüm'ü de kaybetmiştik.
Barınağa geldiğimizde bir değişiklik yoktu.
Ben: "İnci, biz bence yemek bulmaya çalışalım biraz. Karnım zil çalıyor."
-" İyi, gel gidelim. Ama ben diyorum ki, yakınlardaki barınaklara da gidelim."
Biz mahallede yemek bulmaya çalışıp dolaşırken, mahallenin kötü olmasına rağmen karşıdan baya iyi giyimli bir kadın yürüyordu. Fazla şaşırmamıştım ama, bizden gözünü ayıramaz hâle gelinceye kadar.
Ben: " İnci, baksana kadın bize bakmaya başladı. Ne kadar garip. Sanki hiç kedi görmemiş yani. Şimdi de bize doğru yürüyor.
-" Evet ama o değil, biz garibiz bence. Yolda birinin ağzında eskimiş bir ayıcık , iki güzel kedi yanyana yürüyor. Varya, umarım bizi sahiplenir bu kadın."
Ben: " Doğru, ama inan ki yaşadığım sinir bozucu olaydan sonra istemiyorum."
Kadın bize iyice yaklaştı ve eğildi. Çok mutluydu, cep telefonunu çıkarttı ve uzaktan fotoğrafımızı çekecek iken ben de gelip telefona bir pati attım. Ne vardı yani, o sokakta gördüğü her birlikte yürüyen arkadaşların fotoğrafını mı çekiyordu?
-" Ah, telefonuma bir şey olmamıştır umarım. Neyse, siz ne kadar güzelsiniz böyle! Bak senin fotoğrafını çekeyim, bir şey yapmayacağım."
İnci kendini sevdiriyordu bile. Gözlerimi devirdim. Aslında kadın bizi alıp götürse ne iyi olurdu ya. Ama kadın zorla fotoğrafımızı çekip gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şirin
AdventureBir kedinin, yani Şirin 'in hikayesi. O bir sokak kedisiydi.Hikayesinin devamına kadar.. Şirin küçük bir yavru iken yaşadıklarını unutup insanları sevmeye başlıyor.. Alttaki küçük yıldıza basarsanız sevinirim 😊