Değişik kalemler. Ucundan bıçak çıkan, uzayıp kılıç olan, asa gibi kullanılabilen kalemler. Bu kalemlerin özellikleriyle ilgili gizemli geçmiş. Bu sırrı öğrenmek isteyen bir grup öğrenci, Emirhan, Ozan, Harun, Eylül, Sıla, Masal ve Melike. İçlerinde...
Sabah uyandığımda saat daha 7'ydi. Odamdan çıkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama gidip üstümü giyindim. Siyah bir şort ve üstüne asker yeşili yarım kollu üstünde LOSE yazan bir t-shirt giydim. Platformlu siyah boyunlu spor ayakkabılarımı giyip aşağı indim.
Kağan tabiki aşağıdaydı ve ben gelince sırıttı. Sonra gülüşü soldu.
Noldu yoksa bugün eğitime gidip yanında kalamayacağım için mi üzüldün?(ben)
Gitme Masal! (Alayla söyledi) Çok komiksin ama şimdi sırası değil.(kağan)
Tamam tamam ciddiyim noldu?(ben)
Ne zamandan beridir beni düşünür oldun sen?(kağan)
Off sordum işte aman neyse boşver söyleme.(ben)
Yanından gidip bahçeye çıktım. Burası hakkında araştırma yapmıştım dün akşam. İlk eğitimde kalemleri öğrenmiyormuşuz. İkinci sınıfta başlayacakmış bu eğitim ve sınıfı yokmuş. Bahçede olacakmış. Zaten bu yıl eğitim alacağımız dersler sadece kılıç bıçak ok, laser tag, tron ve denge dersiydi. Zaten çok sıkı bir programımız yoktu.
Gerçi daha programlar dağıtılmamıştı bize. Kağan bey dağıtacaktı güya.
Masal hadi gel kahvaltı yapıcaz.(harun)
Geliyorum!(ben)
Mutfağa gittim. Beraberce kahvaltıyı hazırladık. Sofraya oturup kahvaltı yaptıktan sonra Kağan hepimize tablet, telefon ve laptop dağıttı. Birde saat vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tabletlerinizde programlarınız var. Oradan bakabilirsiniz. Saatleriniz size o gün ki eğitim vakitlerinizde hatırlatma yapacak. Onun dışında istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.(kağan)
Biz programlara bakarken Kağan sıkkınca masadan kalktı. Bahçeye doğru yürümeye başladı.
Neyi var bunun?(melike)
Bilmem. Sabahta böyleydi.(ben)
Sorsak mı?(eylül)
Sormanıza gerek yok anlatıcam hepiniz salona hadi!(kağan)
Yine okumuştu düşüncelerimizi işte. Aman neyse.
Salına gidince koltuklara oturduk. Kağan bize döndü.
Bakın, benim bir kardeşim var. Henüz net bir bilgi yok ama kardeşim içinizden biri olabilir. Bu sensin Masal. Tüm araştırmalarım seni gösteriyo. Tüm yaptığım gözlemlerde sen çıkıyosun. Sana ne dediğimi hatırlıyo musun? Sen bana fısıldıyosun demiştim. İşte bu kardeşlik bağı yüzünden. Eğer kardeşin varsa ve oda kalem kullanabiliyosa düşüncelerini istemeden ona fısıldarsın.(kağan)
İyide benim bir ailem var zaten. Gerçi nerdeler bilmiyorum ama. Neyse de bu imkansız.(ben)
