-Olurr nereye gitmek istersin ?
-Gel benimle
Gittikçe yukarıya çıkıyorduk.Ağaçlar daha da sıklaşıyordu.Yağmur fena hızlanmıştı.Şuan tek şükrettiğim şey
Defne 'nin üzerinde montunun olmasıydı.Çünkü hasta olduğu zaman gerçekten çok nazlı olabiliyor.Bense montumu arabada bırakmıştım.Zaten soğuk havanın bana çabuk işlediği söylenemez ama gelin de bunu Defne 'ye anlatın.
-Hayy Allah iyiliğini versin al şu şalı
-Yaa üşümüyorum dedik yaa
-Kafanın üstüne tut bari o kadar ıslandın ki
-Alana kadar susmayacaksın öyle değil mi?Üstelik beni bu kadar düşündüğünü bilmiyordum.
-Seni düşündüğümü nereden çıkardın hasta halinle çekilmez olacağını bildiğim için söylüyorum.
-Allah kimseyi senin eline düşürmesin
-Amin canım aminn
-Hemm ne oldu ki sana böyle tersliyorsun ?
-Kim acaba ?
-Yağmurlu havayı seviyorum diyorsun bide
-Kapat şu çeneni!
-Yoksa sen şimşekden mi korkuyorsunnn ?
~Defne ~
Gideceğimiz yeri seveceğini hissedebiliyordum.Çünkü zaten onun eviydi.Hayatımda tesadüf diye birşeye inanmadım ama bu kadar güzel şeyler hiç üst üste gelmemişti.Şimdi bana yılan mı güzel olan diyeceksiniz biliyorum ama ne olursa olsun Yavuz benimle oraya girdi ve önemli olan da bu ! Tamam kavga ettik birazcık ağladım ama onunla birgün geçireceğim işte daha ne olsun !
Gittikçe yukarı çıkıyorduk hızlı hızlı gidiyordum.Yavuz 'a da şimşekden korkuyorum deyip kendime alay ettireceğime montuma sıkı sarılıp yağmuru bahane ediyordum.Oysa bu kokuyu saatlerce içime çekebilirdim.Neyse bir ara arkamı döndüm.Nerden bileyim ben onun montunu almadığını hemen şalımı ona uzattım.Tabii cool çocuğumuz ısrar etti hık mık etti ama aldı sonunda .Tabii şimşekten korktuğumuda öğrendi,bazen bu çocuğun düşüncelerimi okuduğunu düşünüyorum.Gerçekten!
-Defne Bağdat ' a mı gidiyoruz yaa kesin yolu kaybettin değil mi hadi inkar etme !
-Hıhıı sen öyle san.Bak karşıya !
* Yavuz *
Karşıyı gösterdiği gibi kafamı hemen onun göserdiği yöne doğru kaldırdım.Gerçekten sahibi kimse zevkin ne demek olduğunu ve ufak kaçamakların nerede yapılacağını iyi biliyor olmalıydı.Müthiş bir manzaraya bakan bu tek katlı ev etrafında tek bir ev olmadığına göre kesinlikle kafa dinlemek için yapılmıştı.Iyi de bu kız burayı nereden biliyor ya...Işte bu salakça düşünceler şimdiden çenemi kasmama yetiyordu.Tek gördüğüm Defne 'nin hızla kapıya doğru yaklaşması ve çantasındaki anahtarla iki kez kilitlemiş olduğu kapıyı açıp :
-Buyrun efendim eviniz sahibinin gelmesine çok sevinecek.
-N..ne burası benim mi ?
-Aslında doğum gününde getirecektim seni buraya ama kısmet bugüneymiş.Nasıl
beğendin mi ?
-Deli misin burası harika Defne .Çokk
çoook teşekkür ederim.Burayı ne zaman yaptırdın ?
-Dedemle mezarlığa gelirken gözüme kestirmiştim burasını.Hanii kafanı dinleyecek bir yer
arıyordunya o yüzden.Hem istediğin üniversiteyede yakın heee bu arada plan tamamıyla bana ait yapım da dedeme
-Onun da mı haberi vardı ?
-Eveet o olmasa bu işin altından nasıl kalkardım.
- Defne gerçekten çok teşekkür ederim.
-Birşey değil hadi git üzerini değiştir.Odan sağdan ikincisi.
Hemen bana gösterdiği odaya gittim.Buna gerçekten inanamıyordum.Defne ' nin beni hiç düşünmediğini zannederken şu birkaç gündür bana yaptıkları...Genellikle sürpriz yapması gereken benim olmam gerekmiyor muydu ?Oysa ki ben ondan uzaklaşmaya çalıştım yıllardır...Soğutmaya çalıştım kendimden soğumaya çalıştım.Ama olmuyor işte ! Lanet olsun ki olmuyor ! O kadar sevilesi ve temiz ki üstelik ona bu kadar yakınken...
Hayırr hayırr böyle düşünmek yasak benim için .Dedem ,babaannem ve onun babaannesi bir öğrense ! Allah 'ım ikimizde kendimizi başka bir ülke de buluruz.Offff neyin kafası bu yaaa !Çıkart üstünü Yavuz kendine gel !Hem gerçeği bir öğrense kendi nefret etmeyecek mi senden ?Onu da kendin gibi yakma !
Bu aptalca düşüncelerden kurtulduktan sonra siyah ve üzerinde Game Over yazan tşörtü giydim.Evett ! oyun bitti hem de başlamadan...Kendimi kandırmaya gerek yokkk !
Giydiğim gibi direk dışarı çıktım.Yoookkk artık !Masayı hazırlamışş !
~ Defne ~
Heeyy Allah ' ım yaa ! Kaç dk oldu bir tşört değiştirecek !Masayı hazırlamaya başladım.Dolabı yenilemişler zaten 5 dk ' da akşam yemeği ! Dedemi de aradım.Babaannem ortalığı ayağa kaldırmaz en azından.O arada dışarı çıkma nezaketini gösterdi beyefendi !
-Hadi gel bakalım ,hem bak tatlımız da var !
* Yavuz *
Offf gerçekten beni mutlu etmek zorunda mı ? Kendimi gerçekten kötü hissediyordum.Hiçbir
şey demeden masaya oturdum.Konuşmamak en iyisiydi belki de...Şaşkın ve hayal kırıklığıyla dolu gözleriyle beni süzdüğünün farkındayım ama ne yapabilirdim ki ! Böyle olmak zorunda !
~Defne ~
Bu çocuk kütük yaa düz odun yani bu ! Neler yapıyorum ben onun için peki buna karşılık ne var kocaman bir hiç ! Niye yapıyorum peki ? Herşeye bir cevap mutlaka veririm ama şeyyy ben sanırım bunun cevabından korkuyorum.Ufff neler saçmalıyorum ben yaaa ! Emel görse ne derdi ,ayyy kapatalım bu konuyuu ! Yemek boyunca hiç konuşmadı zaten benimle.Tabii sessizliği bozan yine bendim !
-Televizyona bakalım mı belki film vardır ?
-Bu hava da mı ?
(Öfff gerçekten çok huysuz !)
-Hımm dur biraz bekle o zaman
Hemen kendi odama geçip küçüklük albümümüzü getirdim.Heee hee he kesin konuşturucağım onu !
-Bakk burada ne var !
-Sen her gittiğin yere albüm mü götürüyorsun ?
Inanamıyorum ya ! Yüzüme bile bakmadan gözlerini devirerek söylemişti bu sözlerini.Ama vazgeçmeyecektim.
-Iyi sen bakma ben kendim bakarım,dedim ve hemen ilk sayfayı açtım.
Çocukken bile bu kadar kavga edeceğimiz belliymiş sanırım.Fotoğrafı gördüğüm gibi gülümsemiştim.Bir sahil kıyısında çekilmişti fotoğraf.Orada Yavuz ile paylaşamadığımız şey ise bir kova.Hem de şu küçük kumdan kale yapmak için olanlardan.Ahh gerçekten küçükken dertlerde küçük oluyor.Daha sonra diğer sayfayı çevirdim.Işte burada kahkayı basıverdim.Beyefendi yürütecinde burada.Nerden karışmış ki buraya bu fotoğraf ! Eline de bir kemik almış kemirmeye çalışıyor.Artık nerden bulmuşsa kemiği ! Kahkahalarım Yavuz ' un da dikkatini çekmiş olmalı ki hemen gelip yanıma oturmuştu.