Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor?
Sanki midem de kelebekler diyarı varmıs gibi.
Neden nefes alamıyorum?
Neden böyle hissediyorum ?
İlkti bu hayatımda ilk defa böyle hissediyordum.Kalbimin göğsümü delecekmiş gibi atışı..midemin karıncalanması..Nefes alışverişlerimin düzensizleşmesi..Aşk mıydı bu ?
Yanımda gözlerini yere kitlemiş olan Yi Jung'a baktım.Olamazdı değil mi ? Ben Chin Hwa'yı seviyordum.Ama neden şimdi bu durumdaydım.O sözler tekrar tekrar beynimde yankılandı.
"Ağlama.Cünkü sen ağlayınca kalbime bir seyler oluyor.Kötü hissediyorum.Sanki ölecekmişim gibi.Yanaklarından süzülen her yaşta boğuluyorum.Özür dilerim.."
Kafamdaki saçma düşünceleri kovup gözyaşlarımı sildim.
-Neden böyle dedin ?
Yi Jung gözlerini yerden ayırıp gözlerime dikti.
-Nasıl dedim?
-Iı...Şeyy gibi..
-Ne gibi ?
Derin bir nefes alıp cevap verdim.
-Sanki beni seviyormuş gibi.
Gülümsedi.Karışık bir gülümsemeydi.Alaylı da olsa altında büyük bir hüzün vardı.Cevap vermedi.Üsteledim bunu ogrenmek istiyordum.
-Seviyor musun ?
Birden bağıra bağıra konuşmaya başladı.Dudaklarından dökülen her kelime kalbimin daha hızlı atmasına neden oluyordu.
-Evet seviyorum.O Chin Hwa denilen züppenin senin sevgilin olduğuna, onu sevmene inanamıyorum.O seni sevmiyor.Seni de kullanacak canını yakacak.Üzülen sen olacaksın.
Daha fazla dayanamayıp oturduğum yerden ayaga kalkip bagirmaya basladım.
-Yeterrr !!! Chin Hwa beni seviyor ben de onu seviyorum.Hem neden beni kullanmak istesin neden bunu yapsın.Yeter artık sevgimize inanın.
-Cünkü sen farklısın.Sen güzelsin..
Yi Jung'ın suratına uzun uzun baktıktan sonra hızla arkamı döndüm.Kapıyı dogru yuruyordum ki Yi Jung kolumdan tutup beni kendine çekti.Kafam onun sert gogsune carparken ne yapmaya calıstıgını kestiremıyordum.
-Bırak beni ne yap...
Konuşmamı kesen şey Yi Jung'ın dudakları olmuştu.Vücudum alev alev yanıyor kalbim yerinden çıkarcasına atıyordu.Karşılık vermiyordum.Kendimi hızla geriye cekip Yi Jung'a kuvvetli bir tokat attım.
-Bir..da..daha..sakın bunu..ya..yapma.
Gözlerimden akan yaşlar bir bir yere düserken Yi Jung'ın yüzündeki ifade canımı acıtmıştı.Suratındaki en büyük ifade hüzündü.Arkamı döndügümde birden duraksadım.Bu kapı hep yarıya kadar açık mıydı ? Boş sınıftan cıktıgımda duvara yaslanmıs telefonu ile uğraşan Soo Min'i gördüm.Yanından geçerken bana sinsi bir gülücük göndermişti.Koşar adımlarla bahçeye cıkıp kendime kafa dinleyebilecek bir yer aradım.Derse girmek istemiyordum.Bu kafayla derse giremezdim zaten girsem bile dikkatimi veremezdim.En iyisi girmemekti.Gölgelik çimenleri gordugumde sırtımı duvara yaslayıp bağdaş kurdum.Neler olmuştu böyle?En yakın arkadaşım beni mi seviyordu ? Üstelik beni öpmüstü ? Ne yapmalıydım ? Ben farklı mıydım? Sadece Türküm.Farklısın derken neyi kasdetmisti?
Beni düşüncelerimden ayıran şey mesaj sesi olmuştu.Telefonumu elime aldım.Tanımadığım bir numaraydı.Açmak istemiyordum.İç sesim sanki bana "Sakın açma " gibisinden bagırıp cagırıyordu.
Kendimi bir film cekiyormus gibi hissetmistim.Kızın morali bozulur ve gelen mesajlara ve aramalara aldırmaz.Ben oyle yapmayacaktım.Elimi ekrandaki mesaj acma tusuna degdirmem ile basımdan asagıya kaynar suların dokulmesi bır olmustu.Bedenim kaskatı kesilmisti.Bu bir fotograftı.10 dakıka once cekilmisti.Yi Jung beni operken cekılmıs ve altında bir not vardı.
"Eminim Chin Hwa bunu görünce seni bir çöp gibi kenara atacak.Görmesini istemezsin değil mi tatlım? -Soo Min "
Hikayenin konusu biraz ortaya cıktı sanırım. Ama ummadıgımız anda ummadıgımız seyler olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN GÜZELSİN (Kore)
Teen FictionKızımız Ceren.Hepimiz gibi o da bir korecandı.Her şey Güney Kore'de kazandığı üniversite ile başladı.Bakalım kızımızın başına neler geldi ? -Çünkü sen farklısın.Sen güzelsin..