Tan Taşçı- Dur 🎶
_Alihan_
Zerda'yı uzun uzun izledim, yüzünde kimi İlhan'ın vurdukları kimi de babası ve abilerinin bıraktığı izler vardı. İlhan en küçük olayda konakta terör estirse de ne ben ne rahmetli babam ne de Cemil, Aysun'a bir fiske bile vurmamıştık. Zerda bu olanlara nasıl dayanmıştı nasıl dayanıyordu kafayı yemek üzereydim.
İlhan'ın yaptığı hiç bir kitaba sığmaz hiç bir su temizlemezdi ölü bedenini. Ilhan intikamın, Zerda İlhan'ın günahkar ellerinin kurbanı olmuştu. Neden bu kadar kendini kaybetti neden masum birine bunları yaşattı? O zeytin bakışlı kızın ne suçu vardı aptal İlhan!! Erkekliğin verdiği namus bekçiliği seni neden bu kadar iğrenç bir herife dönüştürdü? Neden şeytanın kölesi oldun Neden?? Bu soruların ardı arkası kesilmeyecekti çünkü hepimizin sınavı Zarda'nın acı ile kıvranan bedeninde başlamıştı.
İşin garibi Zerda Ilhan'ın kendine tecavüz ettiğini söyleyememişti bile açıklayamamıştı masum olduğunu. Suçlu duruma düştüğün an benim adımı ver demiştim ve yine tecavüze uğradığını söyleyememiş birlikte olduğumuzu sanıyordu herkes. Hiç bir suçu günahı olmayan bir kıza yargısız infaz yaptılar İlhan'ın yattığı yerde asla bitmeyecek olan cezasını Zerda'ya ödettiler. Simdi soruyorum hangimiz Allah'ın emanetini daha çok öldürdük. Evet İlhan bir kez öldürdü ama babası ve ağabeyleri Zerda'yı ölümden uyandırıp tekrar öldürdüler...
Hani Aysun bizi ezip geçmişti soyadımızı kirletmişti ya, bizim beş kuruşluk soyadımız Zerda'nın sahip olduğu tek şeyden, kirli ellerin değmediği teninden daha mı değerliydi?
-ZERDA-
Misafir odası gibi bir yere getirmişlerdi beni. Nimet hala, Zahide ana, Pamuk nene, Sena abla ve kızı Melike tek tek tanıtmışlardı kendilerini. Sena abla, konakta yaşamıyorlarmış olayları duyduktan sonra, yani Aysun'un kaçtığını ve ağabeyi İlhan'ın ölümünü öğrendikten sonra kızıyla birkaç günlüğüne gelmiş. Ilhan'ın adını duyduğumda kendi kendimi hareketlerimle ele vereceğimden o kadar çok korktum ki anlatamam. Öldürdüğüm adamın ailesiyle tanışmak çok tuhaftı onun sandıkları gibi biri olmadığını öğrenseler öldü diye bu kadar kahrolurlar mıydı acaba?
Alihan'ın babasının öldüğünü daha doğrusu öldürüldüğünü zaten biliyorduk. Makal ailesi zengin olduğu kadar düşmanı da çoktu. Kara ailesi de artık bu listeye girmişti. Yanımdaki kadının ince ama zil gibi çıkan sesiyle düşüncelerim toz olup uçtu.
"Gızım burası senin odan, istediğin bir şey olursa bizim gızlara sesleniver. Kimsecikler seni rahatsız etmez bilmiş ol."
Nimet hala gerçekten iyi yürekli bir kadındı sevecendi ama Zahide ana hiç konuşmuyordu. Belki de oğlu aniden öldü diyedir ama bana bakışlarında bir tuhaflık vardı. Niye tuhaf olmasın kızı benim çulsuz abime kaçmıştı ve ben damdan düşer gibi gelip çıkıvermiştim sürpriz yumurtadan.
"Merak etme Zahide ana benim abilerim, babam ancak bana eziyet eder." Demek isterdim.
Ben Nimet halanın dediklerine başımı sallamakla yetindim sadece ve onlar da, ben konuşmamakta ısrar edince odadan çıkıp gittiler. Onlar çıkınca kanlı kıyafetlerimden bir çırpıda kurtuldum. Hastaneden çıkarken tekrar giymek zorunda kalmıştım. Başımda yazmamın olmadığını yeni fark ediyordum.
Eczaneden alınan ilaçlardan bir tanesini içip banyoya girdim. Sıcak su beni de düşüncelerimi de eritiyordu. İki, iki buçuk hafta öce karnımda bir can taşıyormuşum meğer. Ne de hızlı gelişti her şey. Aysun'la Kemal'in mutluluğu nelere mâl olmuştu. Hala fazlasıyla ağrım vardı. Saçlarıma kadar acı çekiyordum. Eğer bebeği... yani bebeğimi düşürmeseydim doğurmak ister miydim? O masum cana kıyamazdım ben, kimin ne dediğini, beni ne yerine koyduklarını hiç umursamaz sanırım o küçük canı dünyaya getirirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZerdAli Çiçeği | KİTAP OLDU
ChickLitSpiritüel içinde #4 14.04.2018 Spiritüel içinde #2 01.06.2018 . . Gözlerimi bir sabah görmemek için açtım, Karanlık tüm düşüncemi mahkum etmişti siyaha. Yol bitmiş, izim silinmiş, sıfırı tüketmiştim. Dallarda gezen beyaz çiçeklerin adı değildi art...