VATAN SAĞOLSUN!

562 31 10
                                    

Bu sırada Ateş'in telefonu çalar arayan istihbarattır. Dışarı çıkar ve konuşur. Gizli görev emri gelmiştir. Utana çekine bir yandan da içerdiklere durumu belki etmemek için onun için çok zor olan kelime dökülür dudaklarından
-Erdem BABA bir gelebilir misin?
der zar zor ne de zor bir kelimedir hiç sarfetmediği dudaklarından hiç dökülmeyen bu kelime ilk söylenişte Ateş'in kalbini dağlar ama durumu belli etmek istemez. Ve durumu Erdem'e nakleder. Erdem kısa bir telefon görüşmesi yapar ve içerideki Hanımlara eve dönmeleri gerektiğini karargaha geçeceklerini söyler.
Ateş ve Nazlı mekanın balkonuna çıkarlar
-Ateş biz bugün evlendik. Bugün gitmesen bari olmaz mı?
-Olmaz Nazlım. Bak sen bugün bana evet diyerek o imzayı atarak Nazlı Korkmaz Acar olarak (ki bunu gururla söylemişti.) her şeyi göze aldın kelebeğim. Seni çok seviyorum. En kısa zamanda döneceğim hem.
Der ve Nazlı'yı yanağından öper.
-Tamam çabuk gel ama. Seni çok seviyorum. Dikkat et kendine.
-Ederim canım.
Bu konuşmanın ardından tim karargaha gider. Hanımlar da Baharların evine gitmiştir.
Karargahta
-Evet beyler bir görev geldi. Sınır dışına gidiyoruz. Çolak'ın mühimmat depolarından birinin yerini keşfettik hemen çıkıyorsunuz. Çok dikkatli olun.
-Emredersiniz komutanım.

Tim tam teyakkuz sınır dışındaki köye vardı. Köy bomboştu neredeyse. Ve mühimmatın olduğu depoyu buldular. Deponun güvenliğini sağlayan teröristler ve tim arasında çatışma çıktı. 2 terörist yaralı ele geçirildi. 3 tanesi de kaçtı. Ancak timin bilmediği bir şey vardı içeriyi kontrol etmek için içeri girdiler. Odaları kontrol ettiler. Temizdi mühimmattan başka bir şey yoktu ancak o sırada adamların içeriye gizledikleri bomba patladı. Ateş Kurtdereli ve Keşanlı kapıya çok yakındı ve yaralanmışlardı.

Ateş patlamanın etkisiyle savrulmuştu ve başını kayalıklara vurmuştu bir de sırtına isabet eden şarapnel parçaları vardı ancak kendisi de dahil hastaneye gidene kadar farketmeyeceklerdi. Keşanlının kulağından kan gelmişti. Kurtderelinin boynuna ve kalbine şarapnel parçaları isabet etmişti.

Yavuz'dan
-Patlamaaaaa
Koşun Karabatak Keşanlı Kurtdereli nerde?
Aşık:  Komutanım Keşanlı ve Kurtdereliyi buldum durumları çok ağır.
Yavuz: Karabatak?
Aşık: Göremiyorum onu komutanım.
Yavuz: Aramaya devam edin. Bulun onu hemen. Ben de Erdem yarbayımı arayıp helikopter göndermesini istiyorum hemen.

Yavuz Erdem'i aramıştı. Erdem hemen bir ambulans helikopter çıkarmıştı bile. O sırada Ateş kendine gelmiş timdekilere ulaşmaya çalışıyor bir yandan da kapanmak isteyen  bilincini engelliyordu. Timdekiler de Karabatak'ı arıyordu. Aşık ve Çaylak Keşanlıya ilk yardım yapmış. Kurtdereliyi hayatta tutmaya çalışıyorlardı. Ateş sonunda Yavuz'u görebilmişti. Sesini yükseltebildiği kadar yükseltti ve
-Komutanımmm
dedi Yavuz Ateş'i duymuştu ama takati kalmayan Ateş yere yığıldı.
Yavuz : Aşık Çaylak biriniz hemen buraya bakın Ateş burda çabuk.

Aşık hemen Ateş'in yanına gelmişti durumu iyi değildi. Burnundan ve  ağzından kan gelmeye başlamıştı.
-Komutanım ben iyiyim. Nazlı'ya haber vermeyin üzülmesin.
diyebildi zar zor. Kafasının içindeki uğultular konuşmasına ve etraftakileri duymasını engel oluyordu ve bir süre sonra Ateş'in bilinci kapandı. O sırada helikopter gelmişti. Ateş'i Kurtdereliyi ve Keşanlıyı sedyelerle helikoptere aldılar diğerleri de bindi helikoptere. Yolda Ateş'in bilinci bir kaç kere açılmış daha sonra kapanmıştı. Bir telaş hastaneye vardılar. Ateşi ve Kurtdereliyi  müdahale odasına Keşanlıyı ameliyata aldılar. Yavuz ve tim kapıda çaresiz gelecek iyi bir haberi bekliyorlardı. Müdahale odasından bir doktor çıktı kafası önündeydi Nasıl verecekti bunca askere umutla bakan gözlere arkadaşlarının şehit haberini?
-Doktor bey bir şey söyleyin Karabatak ve Kurtdereli iyi mi?
-Üzerlerindeki üniformaya göre konuşayım. Ahmet Kartal isimli askerimizi kaybettik. Elimizden gelen her şeyi yaptık ancak hayata döndüremedik. Başımız sağolsun.
Timdeki herkes duyduklarıyla şoka uğramıştı. Ne denirdi ki. Yavuzun boğazı düğümlendi. Tek diyebildiği
-Vatan sağolsun.
Herkes ayrı bir köşede sessizce ve kendi içlerinde ağlamaya başladılar.
Yavuz daha fazla dayanamadı ve bahçeye çıktı. Duvar kenarına çöktü. Yavuzun gidişini farkeden hafız Yavuzun peşinden gitti. Önce gözleri Yavuzu aradı sonunda buldu onu. Usulca Yavuzun yanına çöktü. Ve destek olmak istercesine sırtını sıvazladı Yavuzun.
- Gitti Hafiz. Biri daha gitti Hafiz.
-Allah onlar için hakkında hiçbir şüphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir.
Yavuz daha fazla tutamadı gözyaşlarını.
-İcim yanıyor Hafiz. Hepsinin yuvalarını bulup içindekilerle birlikte yakmak istiyorum Hafız.
-Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar öfkelerini yenenler insanları affedenlerdir.
-Intikam almayacak mıyız Hafız?
-Onlarla savaşın ki Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin. Onları rezil etsin. Onlara karşı size yardım etsin.
Yavuz kendinde bulduğu son güçle Hafıza sarıldı.

Söz Versem *NazAt*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin