17.BÖLÜM

11.9K 302 13
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Saat üçe yaklaştığında ilk günün heyecanından kurtulmayı başarmıştım,sakince görevimi yapmaya çalışmıştım.

Ne kadar başarılı olduğum bilinmezdi tabii ama fena değildi bence.

Eve ulaştığımda üzerime tekrar değiştim,aslında bu giysilerle de buluşabileceğimizi düşünmüştüm ama sakar bir sekreter sağ olsun bana getirdiği kahveyi bacağımın kenarına dökmüştü,minikte olsa giysi kirlenmişti.

Üzerimi değişip biraz daha salaş giyindim,siyah pantolonum ve bol turuncu bir tişört,üstüne siyah bir ceket giydiğimde sabah yaptığım makyajı silip yerine sade bir makyaj yaptım,Yusuf'un yanındayken genelde böyleydim bir anda makyajlı görseydi beni şaşırırdı büyük ihtimalle çünkü makyaj..gerçekten tipinizi değiştiriyor dün gördüğünüz bir insanı bugün makyajla neredeyse tanıyamıyorsunuz.

Evde merakla Yusuf'u beklemeye başladım,acaba nasıl kaçacaktık? Korumaların dikkatini dağıtıp çıkmama yardım mı edecekti yoksa? Mantıklıydı eğer ben kaçarken beni görmezlerse evde olup olmadığımı anlamazlardı ama bu da zordu iki kişiydiler biri mutlaka fark ederdi,bunun için mucize gerekliydi.

Sonra bir anda kapı çaldı. Uzun bir aradan sonra,en son ne zaman biri beni görmek için zili çaldı bilmiyorum,babam gelse direk giriyor..başka? Başka kimse yok evimi bilen,Yusuf hariç.

Kapıyı merakla açtım,karşımda gördüğüm kişi ise Yusuf'tu ama...üzerinde korumaların giydiği takım vardı.

Yusuf benim şaşkın ifademe bakarken sırıtarak konuşmaya başladı .

"Merhaba İzel Hanım size gideceğiniz yere kadar eşlik etmem istendi"

*

Şok olmuştum,gerçekten bunu yapmış mıydı?

Korumalardan birini ikna etmişti benim korumam görevimi yapmam için,ve onların gitmesin sağlamıştı.

Nasıl yaptığını merak etsem de sorgulamadım önemli olan şuan ikimizin olmasıydı.

"Peki..nereye gidiyoruz?" gerçekten çok merak ediyordum ama o hiçbir şey söylemiyordu yalnızca arabayı sürüyor ve arada bana bakıp gülümsüyordu.

"Yalnız bir şey diyeceğim.." diyerek söze başladım,kısa bir an bana bakıp sonra tekrar trafiğe kilitledi bakışlarını.

"Söyle bakalım"

"Sen öyle kapıyı açtığımda karşımda simsiyah korumaların giysileri ile iken ve bir de ah şu siyah gözlüğünü takarken *PRİSON BREAK'teki ajanlar gibiydin."

"Vay kendimi havalı hissettim şimdi,o diziyi izlediğim sıralarda lisedeydim ve bana çok havalı gelirlerdi"

Çünkü öyleydiler ama hepsi kötüydü iyi ajan yok gibiydi.

SİYAH GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin