1.BÖLÜM

187 18 27
                                    

Yeni bir kitappp. İnşallah beğenirsiniz kitabımı. Gerçekten üzerinde çok uğraştım bu kitabın. Multi medya da diğer bölümde fotoğraf koyacağım. 😂 Bir de yorum ve oylarınız eksik etmeyin lütfen bunlardan destek alarak daha güzel şeyler yazabilirim ancak.
HADİ O ZAMAN FAZLA TUTMAYAYIM SİZİ. İYİ OKUMALAR. SEVİLİYORSUNUZZZZZZ.

En sevdiğim şarkı kulaklarımı doldururken, bir yandan da kum torbasına vuruyordum. Kum torbası aslında benim için en büyük mutluluktu. Her yumruk attışımda kendimi ayrı bir rahatlamış ve huzurlu hissediyordum. Elime yarım yamalak sardığım sargı ile kum torbasına vurmak biraz acıtıyordu ama olsun. Seviyordum bunu yapmayı. Bir işi severek yaparsan zeten kötü duyguları hiç bir zaman hisetmezsin.

Vurmaya iyi odaklanmışım ki arkamda birinin olduğunu fark etmemiştim.Kulaklığımı çekince anladım. Ama gerçek şu ki korkmuştum. "Ya Mert ben kaç sefer daha sana söyleyeceğim kulaklığımı birden çekme." gelen Mert'di. Benim sırdaşım ve aynı zamanda boks hocam.

"Oooo. Korktun mu küçük şeytan." dedi gülerek. "Yoh bak hiç korkmadım aksine çok mutlu oldum göbek atıyom"

"Ha iyi benim yerime de atsana biraz" dedi gülerek. Sanki komik ya. Aslında bu huylarını sevsem de abarttığı zaman sinir oluyorum. "Ağzına çakarsam şimdi göbek atmayı görürsün" kaşlarımı çatarak. "Tamam tamam Asel hanımcığım siz kızmayın. Ben size kızarım o elinin hali ne la hııı. Niye adam gibi sarılı değil o." Eveeeeett,gene başladık aniden ruh değişikliğine ve günlük rütin konuşmamıza. "Hıh sanki sarabiliyorum da ben sarmadım"

"Saramıyorsan niye benden önce gelip torbaya vuruyosun. Bir daha yasak sana ben gelmeden önce bu torbaya vurmak.Hı eğer vurursan o ellerini kırarım." son cümlesini eklerken biraz bağırdı. "Tamam da bağırman da ki amaç ne?" diye sakince ama sinirleniyordum. "Tamam fazla bağırmış olabilirim ama bir daha asla elini düzgün sarmadan oynamayacaksın. Elinin haline bak nasıl kızarmış aptal."

"Tamam da sen de çıplak elinle vuruyorsun. Ben o kadar bağırıyor muyum?" Ya ne güzel az önce bana karışıyordu. Şimdi ikimizde birbirimize bağırıyoruz. Onun şuçu ama bu kadar uzatmamıza değmezdi aslında olan oldu niye bağırıyorsa sanki."Ulan biz kendimizi balkondan aşağıya atsak sende mi atacaksın kendini. Alışığız biz kaç yıldırlı bu işle uğraşıyoruz sen sadece iki üç senedir bu işin içindesin ve bizim gibi müsabakalara çıkmıyorsun. Sen daha sakinini yapıyorsun bu işin." dedi kızgın bir şekilde. Aslında cevap verirdim ama olayın daha çok uzamasını istemiyordum. Sessizce yüzüne baktım. Kafasını yere eğdi ama geri yüzünü bana doğru kaldırdı. Konuşmaya başlamıştı bile."Tamam. Özür dilerim. Küçük bişe için bağırmazdım ama... Aman neyse. Bana öyle bakma be." mahçup mahçup bana bakıyordu. "Tamam tamam. Affettim seni." deyip boynuna sarıldım. ve o da karşılık verip sarıldı. Aslında benim iyiliğim için söylemişti ama biraz fazla abarttı sanki olayı aman olsundu o beni düşünüyordu.

"Tamam hadi bu kadar sarılma yeter. İlk öncelikle elini düzgünce sarıyoruz ve ardından başlıyoruz derse. Anlaştık mı?" Onu onaylarcasına kafamı salladım ve yavaşça ve sıkı bir şekilde ellerimi sarmaya başladı. Sarma işlemi bittikten sonra "Sen ısınma hareketlerini yaptın mı?" hıh işte. Isınma hareketi yapmaktan nefret ediyordum. "Evet,yaptım." diyerek ona küçük bir yalan söyledim. Hiç inanmışa benzemiyordu ama sevmediğimi bildiği için fazla üstüme gelmedi.

***

Yaklaşık bir iki saat antreman yaptıktan sora Mert'e acil bir telefon geldiğinden dolayı gitti. Telefonla konuştuktan sonra yüzü düşmüştü ama ben ne desem de bana bir şey demedi. Bende üstümü giyip spor salonunun kapısını kitleyip yürümeye başladım. Mert'in öyle birden gitmesinin sebebini bilmiyordum ama belki Açelya bilir diye onu aradım ne de olsa sevgilisiydi. Bana değilde belki ona söylemiştir. Açelya'nın numarasını bulup aradım. Telefon da yengem kişisi aranıyor yazısı çıkınca biraz da olsa gülümsemiştim. Açelya aslında benim en yakın yakın arkadaşım ama Mert ayrıydı. Mert benim çocukluğumu geçirdiğim, küçüklükten beri dert ortağımdı. Yani Açelya'dan biraz daha ağır basıyordu yakınlığı. Telefon açıldığında kulağıma tuttum. Alışkanlık olmuş telefon açılana kadar elimde tutar telefona bakardım. Açıldıktan sonra kulağıma götürürdüm.

SOĞUK İMZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin