Ai no sankakkei

4. Bölüm

Zil çaldığında 3. ders için apar topar sınıflarımıza indik. Hep izleniyormuş gibi hissediyordum o nedenle de günüm biraz garip geçmişti. Sonunda ders bitmiş  ve eve dönüyordum. Havadaki kızıllık çok hoş görüntüler veriyordu. Kapıyı açmak için anahtarımı çıkarıyordum ki arkamdaki kişiyi fark ettim.. Daiki. 

- D-daiki?

= A-afedersin

Ben daha çok korkmuş bir ifadeyle bakarken onun yanakları kızarmış ve sadece yere doğru bakıyordu. Belki tatlı bi dış görünüşü vardı ama kendisinden şüpheliydim. 

=Evim bu tarafta da ondan böyle oldu. Seni görünce de tam selam vermek için durmuşken arkanı dönünce takip ediyormuşum gibi oldu üzgünüm..

(yok canım ne takip etmesi asdjasasdf)

- Yok önemli değil  

= ehehee

yavaşça daiki arkasını dönüp giderken kapıyı çoktan açmış ve içeri giriyordum. Koyu ahşap renkli kapının sürgüsünü çekip eve girdim.

Erkek kardeşim beni büyük bir gürültüyle karşıladı.

* ABLAAAĞ! hoş geldiiin. Günün nasıldıı?

- Hey! fazla ses çıkarıyorsun !

* Afedersin... 0-0  neyse tam da ablam yemek hazırlıyordu gel!

beni zorla kolumdan çekiştirip mutfağa götürdü. Hoş bir koku vardı. Köri... Kaç gün daha körü yiyeceğiz ki!? 

Yemeğimi yedikten sonra hızlaodama çıktım

*MESAJ SESİ*   *Daiki takip isyeği attı*

-Ne!? öce yolda  giderken takip etti şimdi de burdan mı?  redet! gerçekten korkutuyor

(tepkileri fazla garip olabilir .d özr dilerm)

Yatağıma uzandım ve bu gün Kaimanın bana bakışlarını düşündüm. On beş dakika sonra aklıma geldi ki O SEVMEDİĞİM HOCA TEST ÖDEVİ VERMİŞTİ! Çantamdan testleri çıkarıp çözecekken ablam odama geldi ve...

*SU-ZU-Kİ... Annem bulaşık yıkama sırasının sende olduğunu söyledi. ehehehe

- Sen yapsan... 

*HA-YIR :) 

-Ödevim var!!!

kapıyı bir hışımla kapatıp söylene söylene mutfağa gitti.

*2 saat sonra*

ödevimi yaparken uyuya kalmışım... Kalkıp uykulu bi şekilde yatağıma yattım ve uyumayı sabırla bekledim.

(burayı biraz kısa keseceğim)

Sabah kalktığımda hızılıca hazırlanıp yemek yemeden okula gittim. Bu sefer trende oyalanmayacağım! yine geç kalmanın eşiğindeyim. 4.ders yine sevmediğim öğretmenin dersine girecektim ve ödevimi o zamana kadar yapacaktım. Trenden inince koşarak okul bahçesine giriş yaptım. Kiraz ağaçlarının yaprakları yerlere dökülmüştü. Bahçe renkli ve geniş gözüküyordu. Okul kapısına tam zilin çaldığı zaman ulaşmıştım. Sınıfa çıkar çıkmaz ödevime başladım ki o sırada kapının önünden okulun idolü olan o çocuk geçti. geçerken de bizim sınıfa doğru bakıyordu. Bunu kabul ediyorum... Bu çocuk hidekiden daha tatlıydı. Ama hidekini yerini tutamazdı. Bi anda hoca sınıfa geldi. bu İngilizceciydi. Baharla ilgili kutlamaların yapılacağını ve bizim de bişeyler planlamamız gerektiğini söyledi. Ve bazı kişilerin adlarını söylerken bi anda benim adımı da söyledi. Neden ben? Hemen sonrasında da daikinin adını söyledi. 

*Bu saydığım kişiler tiyatroda yer alıcak. rol dağılımınızı aranızda halledersiniz. Şimdi derse geçelim...

*zil çalar*

hoca sınıftan çıktı ve çıkmadan önce *şimdi dağılımı yaparsanız rahatça işiniz biter* gibi bişeyler geveleyerek çıktı. Arkasından sınıf temsilcisi koşarak hangi hikayeyi oynayacağımızı sordu. Bazı konuşmaları sınıftan duyabiliyordum. Hoca *uyuyan güzel* dedi ve gitti. NEDEN!

Temsilci içeriye  koşarak geldi ve tiyatroda rol alacakları tahtaya çıkardı. Rol almayanlarla kararlaştırmaya çalışıyorduk. Herkes bana uyuyan güzel yakışacağını söyleyip duruyor üstüne bir de en yakışıklı erkek olarak daikiyi seçip onun prens olabileceğini söylüyorlardı. YOK DAHA NELER. Rol gereği bide öpsün oldu olacak. 

(Tabiki de neredeyse her animede de olduğu gibi ikisi baş rolu paylaşacak afdaghd)

En son karar benim prenses, Daikinin prens olacağına karar verildi. Belli ki çok da kısa  olmayacaktı. 3 gün sonra temsilci elinde senaryoyla geldi. Herkese elbise ve benzeri şeyler ayarlanmıştı. Her şey apar topar oluyor ve hızlıca çalışılınıp bitiyordu. Asıl sorun benim rol yapmayı becerebilmemdi. rol konusunda oldukça berbattım derkeen.... Tiyatroyu canlandıracağımız gün gelip çattı.