Multimedya:Rüya Arabzade
Iyi okumalar o zaman şekerler!Bazen istemezsiniz o hiç sevmediğiniz anları, bende işte o andayım.Yanaklarımın yandığını hissediyorum. Arkam ona dönük, beynim duruk.Tam iki yıldır onu seviyordum ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordum. Nerden bilirim ki? Belki de onu sevdiğimi anlamıştı.Istemiyordum bu anda olmayı,istemiyordum.Gitmeliydim burdan, belki beni sevmediğini söyleyecekti.Kalbim buna dayanamazdı.
Ona bakmadan koşmaya başladım.
Arkamdan"Mehir! " diye bağırmasına aldırış etmeden koştum.
Yaklaşık yarım saattir koşuyordum.Eskiden de bu böyle değil miydi zaten?
~1 Yıl Önce~
Spor ayakkabımı giydikten sonra annemin yanağından öpüp okula gitmek için yola çıkmıştım.
Kulaklığımı takıp kendimi şarkıların içinde kaybolduğumu hissettim.
Onu görecektim,2 gündür tatil olduğu için göremiyordum.O kadar özlemiştim ki, o bana bakmasa beni takmasa bile ben ona hep bakabilirdim.Abim Italya'ya geziye gitmişti.Bu yüzden tek gelip, tek gidiyordum.Arabayla gelmek istemiyordum çünkü hava çok güzeldi. Hani ilkbahar aylarında hava ılık gibiyken püfür püfür esen rüzgar varya işte onu çok seviyordum. Bu zamanlarda yürümeyi çok seviyordum.
Okulun önüne geldiğimde Toprak tek başına oturmuş, Rüya'yı hayranca izliyordu.
Rüya... Toprak'ın sevdiği kız. O Rüya'yı izlerken, ben onu izliyordum.Ne güzel bakıyordu? Bana da böyle bakmasını isterdim. Bazen ağladığım günler oluyordu,onu ilk gördüğüm anda aşık olmuştum. Neyine mi diye soruyorsunuz? İşte onu bende bilmiyorum,nedensizce seviyordum işte.Kusursuzdu o, yüzü o kadar sert dursa bile içinde bir çocuk olduğunu biliyordum. Ama ben o içindeki çocuktan korkuyordum, yanına yaklaşamıyordum.
Bana bakanları umursamadan okulun içine girdim.
Yanından geçip tebessüm ettim ama o bana bakmamıştı bile.Baktığı yere bakınca Rüya'ya baktığını gördüm. O kızlarla gülerken, Toprak ona gülümseyerek bakıyordu.Bana bakmamıştı bile. Bazen baksa da donuk donuk bakıyordu. Yeter ki baksın, nasıl olursa olsun ama baksın.
O herzamanki gibi bakıyordu bana ve ben o buz gibi bakan gözlerin altında tekrardan yanıyordum.
Yanından koşarak uzaklaştım.Hıçkıra hıçkıra ağlayarak tuvalete girdim.Klozetin kapağını kapayıp, üstüne oturdum. Hep böyleydi, ne zaman ağlarsam bunu yapıyordum. Ve beni ağlatan yine sevdiğim adamdı. Ne zordu onu sevmek? Ne acıydı onun beni sevmemesi... Herşey böyle olmuyor muydu zaten? Sen birini seversin, o ötekini. Bu çok can acıtmaz mı? Benim canım öyle yanıyor ki şuan. Onun o kızı tebessümle izleyip beni takmaması bile canımı yakıyordu.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bazen nefesim daralıyordu ağladığımda. Bunu hiç sevmiyordum.
Daha fazla dayanamadan oradan çıkıp aynanın karşısına geçtim. Berbattım, tam anlamıyla berbat.
Elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmemi sağladım.
Aylardır ağlıyordum. Aylardır onun Rüya'ya bakıp benim onunla bakmamla geçiyordu günler. Benim halim fazla acınasıydı.
Başım dönmeye başlayınca olduğum yerde kaldım.
Hep ağlayınca bu oluyordu.Sırtımı duvara yaslayıp aşağıya doğru kaymaya başladım.
Oturduğumda kollarımı bacaklarıma sardım.Duvara vurup ağlamaya başladım gene. Bundan nefret ediyordum. Herşeye ağlamamdan nefret ediyordum. Kendimden nefret ediyordum.