"Güzel." diyip yürümeye başladığımda arkamdan bir şeyler söylemişti ama sesi boğuk çıktığı için anlamamıştım.Bazı kızlar oovv gibisinden bir şeyler söyleyince yanına gittim, bir dizimin üzerine çöküp saçını sertçe çektim. "Ne dedin? Dayak mı istiyorsun hâlâ?"
"Seni geberteceğim dedim!" diyip öksürdü.
"Sen kimi tehdit ediyorsun koçum? Kime güveniyorsun? Götüne mi?" diyip saçını hızlıca
çekip zemine yapıştırdığımda çıtırtı sesi gelmişti.
Hala nefes alıyor mu diye baktığımda sadece burnu, dişlerinden bazıları kırılmış ve alnı yarılmıştı. Önemli bir şeyi yoktu. Onu öylece bırakıp ayağa kalktım. Bir kızın yanına gidip elimi göğsüne sildim.
"Onu öldürdün adi herif!" dediğinde yan gözle Bora'ya baktığımda dönmüştü.
"Öyleyse kaç zombi oldu." dedim. Sertçe kalçasına vurduğumda çığlık atmıştı. Zevkle gülümsedim. "Burnunu da her şeye sokmazsan iyi edersin." diyip mekandan çıktım.
Arabama ilerleyip torpido gözünü açıp açılmamış sigara kutusunu aldım. Sonra canımın sigara değil de ot istediğini hissedince arabayı çalıştırıp her zaman ki bara doğru sürmeye başladım. Bora piçi gerçekten hayal kuran insanlardandı galiba.
Ne deniyordu onlara? Hayalperest mi? Her ne bok deniliyorsa oydu kesin.
Tanıdık sokağa girip tanıdık insanları görünce yüzüme gülümseme yerleşmişti.
Arabamı her zaman ki yerime, park edince kapıya doğru yürüdüm. Kapıda yeterince kuyruk vardı. Sokak sonuna kadar sürüyordu.
Onlara çok kısa bir bakış atıp, gülümseyerek korumalarla tokalaştım. Tam içeriye girerken birinin bana küfür ettipini duyunca sinirlenmeye başlamış, yüzümde ki gülümseme kaybolmuştu. Aniden kalabalığa döndüm, korumalardan biri beni durdurmaya çalışırken diğeri de kalabalığı geri ittiriyordu.
"Hangi ibne evladı söyledi lan onu! Götü yiyorsa çıksın ortaya! Hadi lan!" diye bağırıp korumayı yani Burak'ın kolundan tutup Meriç'in ittirdiği kalabalığın önüne geldim.
"Ben söyledim lan!" diyip biri Meriç'in kolunun altından çıkıp karşıma çıkmıştı. Benden daha cılız biriydi. Ama dövüşebilecek güce sahipti.
"Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun herhalde?" diyerek alayla gülümsedim kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Niye? Başbakanın oğlu musun da seni bilmek zorundayım?" dedi benim ses tonumu taklit ederek. O sırada Meriç kollarından tutup çekmeye çalışıyordu. "Bırak lan beni o.ç!"
"Meriç koçum bırak bakalım. Kıçında ki kurtları döksün de siktir olup gitsin." dediğimde demek istediğim asıl mesajı anladı ve zevkle gülümseyip kafasını sallayıp bıraktı. "Bak koçum ben Cem Güçlü. Bu mekan benim kurallarımla yürür."
"Burnun kaf dağını geçmiş." dedi alayla. Elimi kulağımın arkasına götürüp aramızda olan mesafenin bir kısmını kapatacak şekilde yürüdüm.
"Duyamadım ne dedin?"
"Özgüven diyorum. Öyle tavan yapmış ki beni duymakta zorlanıyorsun diyorum." dediğinde gülerek çenemi kaşıdım aramızda 2 adımlık bir mesafe kalınca durdum.
"Öyle mi?"
"Evet öyle." herkes sessizliğe gömülmüş ve karşımda ki çocuğa kaç ondan, koş, sus artık, öleceksin lan sus gibisinden bir şeyler söylerken hâlâ bana alayla bakıyordu bende alayla çenemi kaşırken birden yumruğumu ona geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist'in Ruhu (ASKIYA ALINDI)
Teen FictionHikaye Cumartesi günü başlayacaktır. Tanımı okuyunuzz. :D