SON BÖLÜM: "Masum-Musam"

21.6K 897 164
                                    

NOT: Yeni bölümdür.

*

Musa'dan

Odamıza doğru yol alıp içeri giriş yaptığım an gördüm karımı. Camın önünde koluna yaslı bir şekilde öylece önüne bakıyordu. Daldığı derin düşünceler olmalıydı. Öylece durup güzel yüzünü izlemek istedim.

Asya'm..

Benim masum sevdiğim. Henüz yıllarımı birlikte geçirmeden binbir türlü halini yaşadığım karım. Benim bir zamanlar yalnızca komşu kızı diye nitelendirdiğim, arkadaşımın küçük kız kardeşi Asya..

"Hoş geldin"

"Hoş gördüm bacım, nasılsın?"

Ah bana arafın her kademesini yaşatan sevdam. Çok sonra fark etmiştim bunu ama, aslında ben onu hep seviyormuşum. Küçük yaşlardayken oluşan samimiyetimizdi temelimizi kuran. O, benden sürekli bir şeyler isteyen çevremizdekilerin kuyruk diye tabir ettiği söz arkadaşımdı.

"O zaman niye ağlayıp, dağlarsın yüreğimi?"

"Sen.. Sen gidiyorsun o-ondan"

Onunla yalnızca kıyamadığım için takıldığımı sanarken aslında o gök rengi parlak gözlerinin kölesi olmuştum, fark etmeden. Ve ergenliğime vardığım çağlarda çevremdeki herkesin onun üzerinden benimle alay etmesine sinirlenip kırmıştım. Ondan sonra bir daha asla eskisi gibi olmamıştık.

"Sen ki küçük kız; benim gibi herkesin saygıyla bahsettiği, korkuyla köşe bucak saklandığı adamı, küçüklerin ağabeyi, gençlerin dostu, yaşlıların evladı saydığı beni ne hâle koydun bilir misin? Utanmaz mısın hiç kendinden?"

Bizim yeniden birbirimizi fark ettiğimiz gün birbirimize mahkum edildiğimiz gün olmuştu. O düğün gecesi onun gıyabında söylenenlere karşılıksız kalamadığım için büyüyen bir meseleden çıkıp bizim evliliğimize varmıştı konu bir anda. Çok sonra fark etmiştim bunun bir yanlış anlaşılma olmadığını...

"Bu size ibreti alem olsun. Bir daha böyle laflar ederseniz hepinizi bundan daha pişman, daha perişan ederim!"

Aslında içten içe o gün sevdiceğimi kıskanmış, olay çıkarmıştım. Ve biz evlenmiştik. Onu gördüğüm an kızıl renge boyanmış ağlamaktan helak olmuş haline kıyamamış olayı uzatmadan evlenmeyi kabul etmiştim. Çok sonra fark etmiştim aslında evlenme fikrinin en çok istediğim şey olduğunu.

"Bütün sorumluluğu alıyorum ben baba. Olacak şey belli, Allah'ın emri peygamberin kavli ile Asya'yı kendime istiyorum. Başka da sözüm yoktur!"

Asya benim için sonradan ortaya çıkan değil de hep var olan bir hazine gibiydi ve aptal benliğim bunu fark edene kadar onun masum yüreğini birçok kez paramparça etmişti.

"Biliyorsun öyle mi?! O zaman ne diye ardımdan 'ağabey ağabey' diye dolanırsın. Evlenecez lan biz!"

"Öyle diyorlar ama. Yıllardır bacım dediğim kıza şimdi nasıl karım diyebilirmişim!"

"Ne mi yaptın? Hayatımın içine ettin ulan! Daha ne olsun!"

Onun beni yaraladığı sözler de vardı elbette..

"Onun da sonu benim gibi olsun istemiyorum. Zorla evlendirip hayatını zehir edecekler ona!"

Ama her şeye rağmen o ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha göstermiş ve bana katlanarak beni fazlasıyla utandırmıştı.

MASUM  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin