Final

6K 365 584
                                    

Bölümü medyayla okuyun, lütfen. Biterse de baştan dinleyin. ^.^

"N-Ne demek isti-" Sırtımdan ittirip odaya soktu ve kapıyı kilitleyerek, anahtarı cebine attı.

Arkamı dönemeye gerçekten korkuyordum. İçeride olacaklar derken neyi kast ediyordu? Korkudan gözlerim dolmuştu. Bir ay içinde çok değişmişti ve ben ona güvenemiyordum.

"Bakın size kimi getirdim? Özlemişsinizdir." Soğuk bir şekilde konuştuktan sonra beni odaya doğru döndürdü. Korkudan müdahale de edemiyordum.

Arkamı döndüğümde gördüğüm yüzlerle Yoongi'nin koluna sanki tek kurtarıcım kendisiymiş gibi yapıştım. 

"N-Ne olur çıkar beni buradan, lütfen!" 

"Olmaz, konuşacaklarımız ve o kadar yılın hatırı var." Tuttuğum kolunu uzaklaştırıp, elini belime koyarak plastik sandalyelerden birine oturttu.

Yüzlerine bir daha bakmaya korkuyordum ve şu andan itibaren beni böyle durumlara soktuğu için Yoongi'dengerçek anlamda  nefret etmeye başlamıştım.

"Önce bir tanışalım. Ne bakıyorsunuz öyle? Ben istemediğim sürece çıkamazsınız buradan." Sonra bana dönüp, saçımı kulağımın arkasına sıkıştırmak için bir hamle yaptığında hemen kafamı çevirdim.

Nefesini dışarı verdikten sonra o da yanıma oturdu.

"Geçin şöyle. Tanıştırayım, Namjoon, Hoseok, Jimin ve Jungkook. Beş yıl önceki kötü anılarının sahipleri. Bu da nişanlım, Joohyun." 

'Nişanlım' dediğini duyduğumda çevirmiş olduğum kafamı ona doğru döndürüp, suratına dik dik baktım. Nasıl bir yüzsüzdü böyle? Hem nişanlanmamızı kendisi de istememişti.

Diğerlerine de kendimi cesaretlendirmeye çalışarak baktığımda korku ve şaşkınlık içinde bana bakıyorlardı. Üstlerinde mavi önlük vardı ve burada yatak, masa koltuklar vardı. Sanırım burada kalıyorlardı.

"Ne bakıyorsunuz?!" Elini hızla masaya vurduğunda, ben dahil herkes irkildi. "Anlatsanıza!"

Hepsi kafalarını sallayarak karşımızdaki kanepeye oturdu.

Elime çatal batıran esmer ve büyük olduğu belli olan çocuk konuşmaya başladı.

"Biz, lisedeyken harçlığımızı kazanmak için bir adam için çalışırdık. Karanlık işleri vardı." Oldukça rahat ve hiç bir utanma belirtisi göstermeden anlatmasıyla daha çok sinirlendim. Az da olsa utanması için yüzüne baktım. Fakat, beklediğim gibi utanmaya dair hiç bir belirti yoktu.

"Sonra bu adama senin babana borçlanmış, biz de babanı arayıp, borcunu isteyecektik. Babanı bulduk ama baban borcu ödemiyordu. Bir gün, bu adam, babanın şehirden kaçacağı haberini aldı. Peşine adamlar taktı ve babanın kaza yapmasını sağladı. Sonra da bize seni almamızı emretti." 

Gözlerimden yaşlar süzülürken babamla olan son vedalaşmamızı hatırladım. Bir de geçmiş karşıma anlatıyordu. Şu an resmen babamın katilleriyle konuşuyordum. 

Dönüp, kötü anılarımı deşen adama baktım. Onun ne gibi işi vardı bu adamlarla? O ise benim yüzüme bile bakmadan devam etmeleri için elini oynattı.

Yüzüme elma koçanı fırlatmış olan çocuk konuşmaya başladı.

"İşte bir yıl seninle kaldığımız sırada Yoongi-" Yoongi elini masaya vurmasıyla sustu. "Yani Yoongi Bey, bazen bize gelirdi. Eskiden yakın arkadaşlardık. Seni çok az gördü ama sürekli senin hakkında sorular sordu. Bir gün, elinde keklerle yine bize geldi. Biz keki bir güzel yerken, o yemedi. Yaklaşık bir saat sonra hepimize bir yorgunluk çöktü. Ne zaman uyuyakaldık bilmiyorum, uyandığımızda sen yoktun ve tabii Yoongi Bey de."

The Nook Street (✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin