-11-

785 41 12
                                    

Ben geldim! Sanırım bir ay kadar bir süre geçti. Eminim bol bol da küfürler ettiniz. Haklısınız😅 Hatta bir önceki bölümüde unuttunuz. Aşağıya son bölümün en son kısmını bırakıyorum. 👇🏼Telefonumu güncellediğim için hesaplarımdan çıkış yapılmıştı. O yüzden 3 hafta hesabımı alamadım. Bu bölümü de iki gecede yazdım. Umarım beğenirsiniz. Küfürlü yorumlarınıza açığım😂 hepinizi öpüyorum. İyi okumalar🦋

10. Bölüm Sonu

Gel ben sana giyecek bir şeyler vereyim."

Burak masadan kalktığında başıyla işaret etti. Peşinden ilerlemeye başladığımda merdivenlere yöneldi. Merdivenleri tırmandığımızda tavanların kenarında beyaz led lambalar yanıyordu. Bu da ortama loş bir görüntü katmıştı.

"Bu sefer beğendim."

Omzunun üzerinde bir bakış atarak odanın kapısını açtı.

"Neyi?"

"Işıkları. Ortama loş bir görüntü katmış."

Cevap vermeden ışıkları açtı. Açıkçası çok sade bir odası vardı. Bir duvardan bir duvara kadar olan gardropun kapaklarını açtı. Önce üzerime ardından tekrar dolaba baktı. Dolapta o kadar kıyafet vardı ki ben bile Amerika'dan gelirken bu kadar kıyafet getirmemiştim. Siyah basics bir tişörtü bana uzattı. Tişört on katım kadardı.

"Dizlerine kadar kapatır diye düşünüyorum ama kapatmazsa başka bir şey veririm."

"Tamam bir bakayım."

Odadan çıkıp kapıyı kapattığında hiç vakit kaybetmeden üzerimdeki bluzu çıkardım. Şarap sütyenime kadar bulaşmıştı. Siyah olduğu için çıkarmak istememiştim. İyiki de istememiştim çünkü tam o sırada Burak kapıyı açmıştı...

Yeşim

Elimdeki siyah tişörtü göğsüme bastırdım. O eşsiz kokusu tişörtü doldurmuştu. Gözlerim fal taşı gibi açılırken hemen arkasını döndü. Kapısız yerden çıkmış öküz! Elinde tutmuş olduğu karton poşeti kapının yanına bıraktı.

"Kıyafetlerini koyman için poşet getirmiştim. Kusura bakma."

"Tamam hadi çık!"

"Poşetin içinde terlikler var onlarıda giy!"

Kapıyı çarpıp çıktığında bu sefer işimi garantiye almak için kapının arkasına geçtim. Pantolonumu bacaklarımdan sıyırıp ayağımla itekledim. Siyah tişörtü hemen üzerime geçirdim. Tişört tam dizimin üzerine kadar geldiği için elbise gibi görünüyordu. Soğuk zeminde ayaklarım buz kesmişti. Poşetin içinden lacivert ve fırıncı küreği gibi olan terlikleri çıkardım. Etiketi bile hala üzerinde duruyordu. Etiketini koparıp terlikleri ayağıma geçirdim. Çıkardığım kıyafetleri katlayıp poşete güzelce koydum. Lacivert terliklerin üzerindeki beyaz yazı dikkatimi çekmişti. Sol ayağımdakinde 'let' sağ ayağımdakinde 'me' yazıyordu.
Let me?

İzin ver*

Otuz sekiz numara giymeme rağmen kırk üç numara olan terlikler ayağımda çokta büyük durmamıştı. Poşeti elime alıp odadan dışarı çıktım. Merdivenlerden inip alt kata ulaştığımda vestiyere elimdeki poşeti bırakıp giderken almayı aklıma not ettim. Yeniden balkona girdiğimde herkes kendi halindeki muhabbetine devam ediyordu. Oturduğum sandalyeme tekrar geri oturdum. Eflin , Araf ile yer değiştirmiş benim yanımdaki sandalyeye oturmuştu. Eflin tek kaşını kaldırarak bana kinayeli bir gülümse attı. Ayağımla ayağına sert bir tekme geçirdiğimde oturduğu yerde sıçramıştı.

Duman #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin