2. Bölüm - 'Nerede Biz olabileceksek'

1.3K 91 11
                                    

Yağız az önce duyduğu şeye inanamayıp yalının girişine koştu. Ne tepki vereceğini bile bilmiyordu, 1 yıl sadece 1 yıl içerisinde tüm hayatı alt-üst olmuştu. Önce annesini sonra halasını şimdi de kardeşini kaybetmişti. Üzerine Bir de hayatının yalan olduğunu öğrenmişti. Yıllarca babası olarak bildiği adam aslında öz babasının katiliydi ve biyolojik annesi tarafından sevdiği kadınla birlikte diri diri mezara gömülmüştü. Tüm bu gerçekleri ise kardeşim dediği adamın iğrenç bir intikam planı sonucunda öğrenmişti. Kapının önünde polisler, ambulans ve sayısız gazeteci vardı hepsi sorularına cevap arıyordu ve Yağızın gelişini görünce canlandılar.

"Yağız Bey kardeşinizin polisten korktuğu için intihar ettiği doğr..."

Yağız hiç birini dikkate almadan içeri girmek istedi ama tam o anda yalının kapısı açıldı ve içerden sedyenin üstünde yatan birini cıkardılar. Üstünü örtmüşlerdi ama kimin olduğunu tahmin ediyordu fakat yinede onun olmamasını diliyordu. Belki Yağızla araları çok iyi değildi ama yine de tek kız kardeşiydi Selin ve ölemezdi.
Adımlarını dahi doğru düzgün atamıyordu, sendeleyerek sedyenin yanına gitti. Gözlerinden yaş geldiğini, yanağındaki gözyaşının soğukluğunu hissedince anladı. Sedyeye odaklandı sağ elini yavaş hareketlerle beyaz çarşafa uzattı korkarak, Çarşafı sıyırdığı an gözlerini kapadı başını öne eğdi. O sırada omuzuna arkadan bir el dokundu. Hazan... Dönüp Ona baktığı sırada, yalıdan bir ses yükseldi. Babası...

"KIZIMMM! Durun! Onu hiç bir yere götüremezsiniz! K-Kızımın babasına ihtiyacı var..!"

Bunu duyduktan sonra tüm gücünü kaybedip dizlerinin üstüne çöktü. Sedyenin üstünde yatan o gencecik bedeni ambulansa götürdüler ve Hazım Bey hala onları durdurmaya çalışıyordu.

"Durun! Durun! Götüremezsiniz Kızımı!" diye bağırarak peşlerinden koştu.

Ambulans uzaklaşınca O'da kapının önünde dizlerinin üstüne çöktü. Yağız'ın yanında ise Hazan vardı, Onunla birlikte Hazan'da çökmüştü, ağlayarak Yağız'a baktı. Yüzünü ellerinin arasına aldı ve bir şeyler söylemeye çalıştı.

"Şimdi değil, Şimdi değil! Babanın ve ailenin sana ihtiyacı var toparlaman lazım."

Yağız umutsuz ve yaşlı gözlerle Hazan'a baktı, aklına babasını kaybettikleri sandıkları zamanda Hazan'a sarılarak ağlaması geldi ve yine Hazan'a Sarıldı. Bir kez daha yüzünü Hazan'ın boynuna gömdü. Tam ağlayacaktı ki  şöförlerinin bağırmasını duydu.

"Hazım bey! Hazım Bey!"

Hemen kendini toparlayıp o tarafa baktı. Babasının yerde hareketsiz bir şekilde yattığını gördü. Hızla ayağa kalktı, koşarak babasının yanına gitti. Soğukkanlı bir şekilde önce babasının nefes alıp almadığını kontrol etti. Nefes aldığını anlayınca rahatlayacak derin bir oh çekti.
Sonra Hazan'a dönerek, "Hazan, ambulans!" diyecekti ki, Hazan çoktan telefonu eline almış ambulansı arıyordu.

"Egemenler Yalısına hemen bir ambulans yollayın!"

Ambulans geldikten sonra Yağızda peşinden gitmek için araba istedi.

"Tüm arabalar dışarda Yağız Bey ama buyrun sizin arabanızın anahtarı."

Kapıdaki şöför aynı gece Yağızın fırlattığı arabanın anahtarını ona uzattı. Yağız bunu sorgulamadan Hazanla beraber arabaya bindi.  Tam sürecekken Hazan annesinin ve kardeşinin gelişini gördü.

"Dur Annem ve Ece de geliyor!"

Fazilet ve Ece telaşlı ve üzgün bir şekilde arabaya bindikten sonra Yağız gaza bastı. Arabada koca sessizlik vardı. Ece camdan dışarı bakarken Fazilet bir yandan Hazan ve Yağız'a baktı. Onları yan yana görünce baya rahatlamıştı ve Yağız'a güvenerek bir kez daha doğru karar verdiğini anlamıştı. Yağız gerçekten her şeyiyle güvenilecek biriydi. Hayretle o deli karıdan böyle bir çocuğun yetişmesine şaşırıyordu. Gerçi Onu yetiştirenin, büyütenin deli Kerime değil de Sevinç Hanım olduğunu düşündü ve karakterin kan ile değil ailede aldığı eğitim ile oluştuğunu düşünerek rahatladı. Yağız dönüp yanında oturan Hazan'a baktı. Hazan bir kelime söylemeden gözleriyle konuştu Yağıza.

Bana 'Biz'i FısıldaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin