Uçurum

99 32 12
                                    

Her gece,
uykulardan sıçrayıp uyandığım, kabusum oldu, gidişin sevgili.
sen beni terk ediyordun
ve
ben bir uçurumun kenarında,
sana doğru koşuyordum,
iki yanım uçurum,
iki yanım sırat köprüsü,
ama iki yanım sen,
iki yanım ölüm...

Uyandığımda,
yine bir sigara yaktım, yatakta ...
biliyorum bana kızıyorsun ama olsun yaktım hayaline bir sigara ve dumanında yine seni gördüm bana gülen uçurum gözlerini gördüm ve sırf sen gitme diye ölürcesine çektim dumanı içime ard arda.

Artık ilaçlarda dindirmiyor acımı ,
hayalinle avunmak bile yetmiyor, sensiz ne rakının tadı ,
var
ne de
delirircesine susmanın....
Ben senin,
uçurum gözlerinden,
düştüğümden beri hiç yaşamadım sevgili ,
ne varım bu dünyada ne yokum,
tıpkı dağ başında bir diken gibi,
ne varlığımdan kimsenin haberi ,
var ne yokluğumdan...

Sahi ben kimim?

Anlatsana biraz beni bana,
anlat nasıl ağladığımı,
saçlarımdaki beyazları anlat, hüzünlü bakışlarımı anlat,
rakı yı çok sevip, iki kadehte nasıl sarhoş olduğumu,
hatta seninle el ele verip ,
uçurumun kenarında
gezdiğimiz geceleri anlat sevgili.

Benim hiç gülen resmim yok,
çünkü resimlerimde sen yoksun sevgili...
onlar seni görmüyorlar ,
bir ben görüyorum seni.
Ama olsun,
sen resimlerde yoksan bende, gülmem sensiz ,
gülemem zaten ben sensiz sevgilim..

Ölüm senfonisi Where stories live. Discover now