Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey siyah saçlardı. Sonra da kapalı gözler ve aralık dudaklar. O dudaklara uzanıp dudaklarımızı birbirinin üzerine kapattığımda, hiç ayırmak istemiyordum.
Dayanamayıp onu öptüğümde saniyesinde karşılık vermişti. Üzerime çıktığında kalçalarını sıktım. Ve ağzıma inlemesini sağladım.
"Günaydın hyung~"
"Günaydın."
Neşeli hali beni de eğlendirirken üzerime eğilip alnını alnıma yasladı. Gözlerini gözlerime diktiğinde açık ağzıyla bir şeyler düşünüyor gibiydi.
"Arkadaşlarımı görmeye gidebilir miyiz?"
"Yaraların tamamen iyileşene kadar gitmeni istemiyorum.."
Başını sallayıp üzerimden kalktı. Sonra da banyoya ilerleyip kapıyı kapattı. Arkasından öylece bakarak doğruldum.
"Bana trip atmayı planlamıyordur umarım.."
O banyodan çıktıktan sonra ben de hızlıca bir duş alıp mutfağa indim. Nefis kokular geliyordu.
"Ne pişiriyorsun?"
"P-pankek."
Gülümseyip ellerimi beline yerleştirdim. Kendime çekerken o da elindeki tahta kaşığı tutmaya çalışıyordu. Dudaklarımı ıslak ensesine sürtüp üfledim. Boynu kasırken belindeki ellerimi kasıklarına indirdim. Ve kasıklarıma yasladım.
"Ahh.. mükemmelsin.."
Kulağının arkasını öptüm. Dilimle halkalar çizerek köprücük kemiklerine indim. İnleyerek kollarıma sokuldu. Kendime bastırarak kalçasını okşadım.
"Önce yemek yiyelim.. ya da boşver yemeği."
Ocağın altını hızlıca kapattım ve tezgaha oturttum. Bacaklarının arasına yerleşirken tahta kaşığı kenara bıraktı. Giydiği pantolondan belli olan kalçalarını okşadım.
"Sen ye.. Ben seni yerim."
Tabaktaki pankeklerden birisini ağzına tıkıp penyesini çıkartıp karnını öptüm. Arada yalayarak dişlerini yumuşak yerlerine geçirdim.
"H-hyung!."
"Uslu dur Jiminie~"
Bacaklarını sıkıp inlettim. Göbek deliğine dilimi bastırıp pürüzsüz kasıklarına dilimi sürttüm. Düğmelerini açıp boxerının üzerinden kumaşı çekiştirdim.
"Iııhm.. YoonGi.."
Kumaşın ucundan aşağıya çekip açılan teninin tadına baktım. Tam bu sırada çalan telefonla havaya bir küfür savurup düğmeleri geri ilikledim. Jimin kızaran yanaklarıyla kıkırdıyordu.
"Siktiğimin telefonu.. hangi piç beni arıy- Hoseok.. Jung At Suratlı Sikik HoSeok! - Jiminei gülmeyi kes~!"
Arada Jimin'e de geçirmiştim ama küfürlerimden en sertlerini Hoşik almıştı. Telefonu açtığımda suratına bağırdım.
"Ne var amına koyduğum!"
"Hoo! Sakin ol adamım. Minie nasıl diye soracaktım~"
İsaret ve baş parmağımın arasına burnumu alıp tanrılardan sabır diledim.
"Hoseok. Siktiğimin at suratlısı.. niye beni arıyorsun, hem de şimdi! Tam zamanında!"
Telefonu kapatıp koltuğa attım. Burnumdan sinirle solurken mutfağa ilerledim. Eğer biraz daha burada kalırsam kafayı yiyecektim. Geri çalan telefonla kimin aradığına bakmadan yanıtladım. Hoseok şu an sabrımı sınıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Daddy)Kink By YoonMin 🎷
Fanfictionㄱ "Beauty is not in the face; beauty is a light in the heart."Kahlil GIBRAN ㄴ YoonMin / Daddy Kink / Jark-Markson / NamJin / Hoseok -OraSing / -WangSeok6