"Rose...Ben...Ben açıklayabilirim."
"Defol."
"Rose yanlış anladın.Bak nasıl göründüğünü bilmiyorum ama-"
"Gitmezsen polis çağıracağım."
Yumruk yaptığı ellerini görebiliyordum.
Son kez nefret dolu bakışlarını,bu zamana kadar farketmediğim iğrenç bakışlarını, Lisa'nın üzerinde gezdirdikten sonra defolup gitmişti.
Ona sarılmak istiyordum.
Hayır ona sarılıp hüngür hüngür ağlamak istiyordum.
Yapmayacaktım.
Bundan sonra onu incitmeyecek,incinmesine izin vermeyecektim." İçeri geç..Ben bunları toplayıp geleceğim."
"Rose..."
Bir şeyler söylememi istediğini belli edercesine yüzüme bakiyordu.
Ne demeliydim?Özür mü dilemeliydim bu kadar iğrenç bir insan olduğum için? Geçer miydi acıları,yaraları? Gördüğüm yaralarını iyileştirmeye çalışırken,içinde göremeyeceğim yaraların oluşmasına sebep olmustum."Kenardan geç.Ayaklarına cam batmasın."
Yutkunamıyordum.
Sessizce ağlamak için onun mutfaktan çıkmasını beklemiştim.O çıktıktan sonra elime aldığım çöp poşetine, cam kırıklarını toplamaya başlamıştım Kırılan bir tabağı bile eski haline getiremeyecek kadar güçsüzdüm ben.Kırılan bir kalbe karşı yapabilecelk hiçbir şeyim yoktu.
Bir karar vermem gerekiyordu.Doğru bir karar...Zilin tekrar çalması ve içeriye doluşan ses ile gözyaşlarımı silmiş duvar kenarına sinmiştim.
Hayır içeriye gitmek istemiyordum Momo'ydu.Sesini duyabiliyordum.Beni sormuş ardından Jisoo'dan 'Mutfakta birazdan gelir.' cevabını aldıktan sonra susmuştu.
Ayaklarım geri geri giderken zorlukla onların yanına dönmüştüm.Jisoo bende bir gariplik olduğunu anlamış olacaktı ki gözlerini üzerimden ayırmıyordu.
"Neden geldin?"
"Yılbaşını sizinle geçirmek istedim.Açıklayıcı bir sebep oldu mu?"
"Çocuklarla olursun sanıyorduk, ondan sordum."
Lisa'nın gözlerini üzerimde hissediyordum.Ona bakmaya cesaret edemiyordum.Utanıyordum Kendimden deli gibi utanıyordum.
"Bu kız sokağın delisi değil mi?Sizin evinizde ne işi var?"
"Sen de okulun delisisin, senin burda
ne işin var?"Jennie kaşlarını çatarak ters bir cevap verdiğinde rahatlamıştım.Tek olmayacaktım onu savunurken.
"O deli değil."
"Evet, o bizim arkadaşımız."
Jisoo da beni onayladığında yalnız olmadığıma kesinlikle emin olmuştum.
"Geçen size bir olay anlatmıştım ya hani.Arabanın önüne atlayan-"
"Evet.İtip yere düşürdüğünüz.Ellerinir kesilmesine sebep olduğunuz kisi o değil mi?"
Sinirleniyordum.
"Öyle olsun istememiştik Rose.Arkadaşınız olduğunu bilseydik yapmazdık."
"İnsan olsaydınız yapmazdınız.Hayvanlar bile sizden daha merhametli.Korkmus.Kendince yardım istiyormuş.Ama siz!Lanet olsun size ya.Bundan sonra benim sizin gibi arkadaşım yok."
Ayağa kalkmıştım bir elim havada asılı kalmıştı.
Gitmesini istiyordum.Daha fazla rahatsız edici ses tonunu duymak istemiyordum."Gider misin?"
"Rose...Bu kız için bizden vazgeçiyor olamazsın."
"Momo.Git.Sadece git.Daha fazla konuşma da git işte!"
Lisa kafasını dizlerine koymuş öylece duruyordu.
Momo direnmeye devam edince Jisoo ayağa kalkmış,onunla birlikte evden çıkmıştı.
Jennie ise Lisa'yı kafasıyla işaret etmiş, ellerini iki yana açarak dudaklarını bükmüştü."Lisa...İyi misin? "
"Hı hm"
Sesi boğuk geliyordu.
"Yüzüme bak.Hadi ama kafanı kaldır."
Önce inat etsede sonrasında kafasını kaldırıp gözlerimin içine bakmıştı.
Kıpkırmızıydı gözleri."Sen...sen ağladın mı?Neden?Bir şey mi oldu?"
"Rose...Beni bırakacaksın.Kalbim acıyor..."
Diyecek bir şeyim yoktu.
Sadece kısa olan kollarımı iki yanına dolamış kafasına bir öpücük kondurmustum."Seni seviyorum Lisa.Benim de ağlamamı istemiyorsan sil gözlerini.Hatta istersen senin yerine ben silerim.Ama bir daha ağlamayacağına söz vermelisin."
Yalandan gülümsemiştim.
Rahatlamış gibiydi Gözlerimin içine yeniden baktığımda anlatmasını istemiştim.
Ablasının ona neler yaptığını,neden böyle olduğunu anlatmasını."Heey çok az kaldı yeni yıla girmemize.Hediyelerimizi vermeye ne dersiniz?"
"Olur.Önce ben vereceğim."
Yerimden kalkıp Lisa için hazırladığım paketi almıştım ağacın altından.
"Al bakalım,umarım beğenirsin."
"Rose bana hediye aldı...Rose..."
Sanki neler olacağını tahmin etmişim gibi Paketi heyecanla yırtmıştı.
İçinden çikan atkıya saşkınlıkla bakıp boynuna dolamıştı."Ben yanında olmadığım da,.. Soğuk havalarda bunu boynundan hiç çıkarma tamam mı?"
Kafasını sallamıştı kıkırdayarak.Sevmişti. Sevmiştim
Onun bu halini çok sevmiştim.Yerinden kalkıp o da benim için olan hediyesini alıp bana uzatmıştı.
Paketi açmadan da anlayabiliyordum.Ama onu taklit ederek heyacanlanmış gibi yapmıştım
"Kar küresi...Bu...Bu çok güzel Lisa.Sen harikasın!"
Elbette Jisoonun fikriydi.Oldum olası kar kürelerini severdim ve bunu cok iyi bilirdi.
"İçindeki...içindeki Sensin . "
Küreyi havaya kaldırıp sallamıştım Karlar yere indiğinde küçük, kırmızı saçlı bir kız belirmişti belirmişti içinde.
Onu bana benzetmiş olmalıydı.
"Jisoo nerde kaldı ki?"
Jennie mırıldandığında Jisoo da bunu bekliyormuş gibi içeri girmişti.
"Biz de hediyelerimizi veriyorduk."
Jennie Jisoo'nun elindeki hediyeye bakıp gözlerini kaçırmıştı.
"Rose...Ben de sana almıştım.Şanslısın."
Onun hediyeyi Jennie'ye aldığından emindim.Neden böyle yapıyordu?
"Bana mi?Hadi ama Jisoo-"
"Evet.Neyse televizyonu açın, geri sayım başlamak üzere ."
Konuyu aniden değiştirmesiyle Jennie ile birbirimize bakakalmıştık.