İnsan bacakları ortaya çıkmıştı bu seferde.
Küreği yere fırlattım. Ayaklardan tutup çekmeye başladım. Bu sefer daha güçlü çekiyordum. Tüm gücümle yüklendim ve çektim.
Çıkan şey önce bir gövde ve baş olmuştu. Bu Mano'ydu. Gözlerim onu gördüklerinde bana isyan eder bir şekilde damlalar fırlatıyorlardı. Gözyaşlarım gözlerimden aşağı doğru kayıyorlardı.
Gözyaşlarımı kolumla bir tarafa fırlattıktan sonra yere Mano'nun yanına eğildim. Kalbinin atıp atmadığını kontrol ettim. Kalbi atmıyordu. Nefes almadığı da belliydi. O ölmüştü.
Ayağa kalktım. Koşarak tünelden çıktım. Geldiğim yoldan Arkenya'nın odasının kapısına gittim. Girmekle girmemek arasında bir yerde geziyordum. Ama sonra Mano için içeri girdim.
İçeri girdiğimde nefes nefese kalmıştım. Bu nefessizlik içinde Arkenya'nın suratına bakıyordum.
Arkenya suratımdan kötü bir şeyler olduğunu anlamıştı. Ama ne olduğunu anlatmamı istercesine bakıyordu. Derin bir nefes aldım.
Aldığım nefesle beraber Mano tünelde ölü yatıyor.'' dedim.
Arkenya tepkisiz kalmıştı. Yüzü sarardı. Sonrada az önce üstüne oturup beni görünce kalktığı mindere düştü. Onu tuttum. Suratına yapacak bir şeyim yoktu çünkü haber ciddi bir haberdi. Beni de çok üzüyordu.
Arkenya bir anda ''Olayı baştan anlatsana bana.'' dedi.
Olayı tam bilmiyordum ama tam olarak bildiğim tek şeyi söyleyebilirdim.
''Tüm köleler gibi ana görevimizi tamamlayıp saraya döndük. Biz hemen boş odalara gittik. İkimizde kendi boş odalarımızda işimiz hallediyorduk. Ben günlük işimi halledip oturma odasına kölelerin yanına döndüm. Mano hep benden sonra gelirdi zaten buna alışmıştım. Bugün yine gittiğimde orada yoktu. Başta bende merak yoktu ama akşam yemeğine kadar gelmeyince beni tedirgin etmeye başlamıştı bu iş. Akşam yemeğini yedikten sonra koşarak onun odasına gittim. Kapı kilitliydi. Onun halen içeride olduğunu anladım. Fakat yaşayıp yaşamadığını merak ettiğimden kendi odama gidip bir kazma aldım. Mano'nun odasının hemen bir yanındaki odaya girdim. Kazma ile duvara vurdum. Duvarı kırmayı başardığımda hemen yan odaya geçtim. Mano ortalıkta görünmüyordu. Tünele indim. Tünelde kazma ve küreği oradaydı. Küreğinin yarısı toprak altında kalmıştı. Sizin odanızda olduğunu düşündüm ama hayır orada olamazdı çünkü kapının anahtarı üzerinde duruyordu. Mano'nun tünelde olduğunu anlamıştım. Hemen tünele tekrar girdim. Küreği toprak altından çektim. Gözüme yeni bir şey çarpmıştı. Bir insan parmağı görmüştüm. Parmağı kavrayıp çekmeye başladım. Bir el çıkmıştı sonrasında. Elden tutup çektim. Bu seferde kol geldi. Ama koldan tutup çekemedim çünkü toprak daha fazla izin vermiyordu bende küreği alıp toprağı çektim. Toprağı çektiğimde Mano karşımda öylece nefes almadan duruyordu.'' dedim.
Arkenya ayağa kalktı. ''Beni takip et.'' dedi.
Onu takip ederek Mano'nun çalıştığı odaya kadar gittik. Benim kırdığım duvardan içeri girmiştik. Tünele girmiştik beraberce.
Mano yerde öylece yatarken çok acınası bir halde yatıyordu. Arkenya Mano'yu bacaklarından tutup çekmeye başladı.
Tünelin kenarlarında sürüklemeye başladı. Bir anda elinden bıraktı.
Mano'nun bedeni yere yıkıldı.
''Buraya onun için bir mezar yapalım.'' dedi.
Bunu kafamla onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köle
ActionGözlerim uyarıyor beni, Bir güzele bakıyorum. Dikkatlice kıstığımda gözlerimi, Görüyorum özgürlüğe giden nehri. #Özgürlük #KöleliğeHayır