Herkese merhabalar~ keyifli okumalar.
Üstümde ki hırkama biraz daha sokulup evime giden son sokağa girmiştim. Soğuk hava, olan uykumu da açmıştı ve bir an önce sıcacık yatağımda manga okumak için deliriyordum. Merak ediyor musunuz bilmiyorum ama 25 yaşında üniversite son sınıf öğrencisiyim. okuluma uzaktan devam ediyorum. lise sonda aldığım kararla üniversiteyi açıktan okumaya başladım, zaten bunca sene okula gidip durdum bence ilişkimizi düzenlemek için birbirimizden uzak kalmalıydık ve ne biliyor musunuz dört yıldır pardon bir yıl uzatmıştım beş yıldır hiç özlemedim. bunu nasıl mı anlıyorum? Peki sınavlara giderken gerçekten o havanın beni kastığını her hücreme kadar hissediyorum. Aldığım karardan oldukça mutluyum.
Sonunda sıcacık yatağımla buluştuğum evi gördüğümde dudaklarımın kenarı kıvrılmıştı. Popi eminim ki erkenden uyumuştu, ev arkadaşım. Kendi halinde derslerine düşkün bir veletti ve bu kadar çalışkan bir arkadaşım olduğuna ben bile inanamıyordum ama ev arkadaşımdı. Birbirimize karışmazdık, tabi o dağınıklığım için arada cırlasa da atlatıyorduk her şeyi.
etrafımızda ki apartmanlara kıyasla kaldığım apartman bahçesine kadar farklıydı. ıhlamur ağacından yapılmış bahçe kapısını açıp içeri girdiğimde çimlerde ki yağmur suları parlıyordu. bahçemizde bulunan ıhlamur ağaçları yaz akşamına muhteşem bir koku salıyordu. kaç yıllık olduklarını tam olarak bilmiyordum ama ev sahibim 400 yıllık olduğuna dair bir şeyler çıtlatmıştı sanırım. iki tane yan yana görkemli ağaç arasına her zaman salıncak kurmak gibi düşüncelerim vardı ama bir türlü hayata geçiremiyordum bu fikrimi.
Tembel varlığın tekiydim. Buna en basit örnek; bir Avrupa ülkesin de okumaya devam etmek istiyordum ama kıçımdan biri ittirmediği için olduğum yerde sayıyordum.Tahmin ettiğim gibi popi'nin bahçeye bakan penceresinden görebildiğim kadarıyla odasında ışık yanmıyordu. Dört yıllık ev arkadaşımı iyi tanıyordum. Yavaşça kapıyı aralayıp mutfaktan gelen kurabiye kokusunu burnum hemen algılamıştı. Popinin muhteşem kurabiyeleri. Yatmadan önce yapmış olmalıydı. İçeri geçip üstümde ki ceketi astıktan sonra karnımda davul zurna oynayan çalgıcı ekibini susturmak için birşeyler atıştırmam gerekiyordu. Dolabın yanında bulunan kahve makinesini çalıştırıp bir yandan da kısık sesle şarkı söylüyordum kurabiyelerin olduğu kavanozu açarken. Pudralı kurabiyeyi elimle bölüp bir lokma ağzıma atarken sabah yemek masasına koyduğum dergiyi alıp sandalyeye ters oturup arada kahve makinasına bakarken bir yandan da dergime kaldığım yerden devam ediyordum. Zile benzer sesi duyduğumda kahvem hazırdı, bir elim de dergi kahvemi dudaklarıma götürüp sıcak bir nefes çektim. Immm muhteşem! Bayılıyordum işten gelince bu kahve seansına. Dergiyi yine sabah bıraktığım yere bırakıp elim de kahve fincanım odama doğru ilerliyordum. Evin bir çok alanında dergilerim vardı. Nerede takılırsam orada bulunan dergileri okumaya devam ediyordum ama genellikle favorim işten gelince mutfak oluyordu.
Kurabiye kavanozunun kapağını kapatmıştım değil mi yoksa sabah popi kurabiyelerinin bayatladığını görüp odama hışımla dalacaktı ve beni boğmaya kalkışacaktı, evet bizzat yaşanmıştı.
Kahve içmeme rağmen odama ilerlerken gözlerim kapanıp duruyordu. Sanırım bütün gün boş dükkanda sadece oturmak beni yoruyordu. Düşünsenize saatlerce kişisel ihtiyaçlar dışında oturduğunuz yerden kalkmıyorsunuz, arada kalkıp dükkanda dolanıyorum ama insan belli bir süre sonra bundan da sıkılıyor inanın bana.
Odamda ilk dikkatimi çeken şey popinin her gün değiştirdiği çiçek kavonuzuydu bu sefer Gül yerleştirmişti ve oldukça dikkat çekiciydi. Her neyse her zaman ki popiydi işte. Artık alışmıştım kendi halinde bir çocuktu ve süsü çok seviyordu özellikle çiçekleri. Arkadaşlığa oldukça önem veren biriydi ve üzgünüm popi ben serseri şerefsizin biriyim arkadaş olmak için kendimi öyle görüyorum. Soğuk, insanlara karşı oldukça ciddi davrandığımı söylüyorlardı. Aslında o soğukluk değil kimseyi istemediğim içindi. Sanırım bu soğukluk oluyordu her neyse uyumak istiyorum. Boş boş oturmak yoruyor söylemiştim!
Yeni günün bize ne getireceğini bilemeyiz belki müşteri gelirdi dükkana ve mor bir pinpon topu satın alırdı. Neden mor bilmiyorum içimden öyle geçti. İyi geceler millet!
Komidinin üzerine koyduğum telefon titremeseydi evet tam uyumak üzereydim. Bakalım kim rahatsız ediyordu. Tek gözle görebildiğim kadarıyla çünkü öteki kapalıydı, ciddiyim uyumak üzereydim mesaj biricik patronumdan gelmişti. Mesajı okumamla kahkahayı basmıştım. Uykum falan kalmamıştı, tanrım! Bu adam cidden deli. Geri dönüş yapmadan telefonu eski yerine geri koyup yarın için ki eğlence konumu düşünerek uyuyacağım. Mesajı merak ediyor musunuz? Pekala!
"Sanırım yardım etmelisin velet, şu kadınlar konusunda!"
O zaman yarından itibaren başlasın patronuma kadın tavlama-1 dersi!
Nasılsınız ıhlamur kokulu kuşlarım? İlerleyen bölümlerde ıhlamur ağacımızın büyümesi dileğiyle. Son perde de burada olmayı unutmayın! 💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMERA / Kaisoo
Non-FictionDışarı çıkıp soluklanmalısın, gece nereye götürür bilmem lakin biraz yaran var. bilmem koşuyor gibi adımların ya çok hızlı ya da gerçekten oldukça yavaşsın, senle ilgili her şeyde tereddütlüyüm sanki. Ne tiyatrolarda Ne de şarkılar da silinecek aklı...