Gözlerimi aniden açtığımda derin nefes aldım.Bir rüya ancak bu kadar gerçekçi olurdu.Elimi ağızımda gezdirdim.Çok şükür ağızım burnum yerimdeydi.Yatağımdan debelenerek kalktım.Nezle olduğum içim burnumdan solumam zordu ve gece ağızımı açarak uyumaya çalışmıştım.Ayaktayken burnum tıkanık bile olmuyor fakat başımı yastığa koyduğumda birisi beni boğuyordu.Annem içine yılan kaçmış senin. Fesatsın sen fesat derdi.Benim tepkim ise direk banyoya giderek aynada boğazıma bakmak oluyordu.Hayır yani yılan kaçsaydı eğer miğdem onu refans vererek karşılardı.Çünkü miğdem böyle şeylerin barınma yuvası gibi geniş bir yer.Geniş dediysem küçükken emziğimi yuttuğumu söyleyebilirim.Babamın tabiri ile Çöplük yuvası miğdem içime kaçmış yılanı sarıp sarmalar bir daha bırakmazdı.
Burnuma nahoş koku geldiğinde iğrenç bir sevinçle yerimde zıpladım.Burnum koku alabiliyordu.Sonunda annemin o elma suyu diye sıcak sıcak içirttiği vitamin yuvası bardak beni iğleştirmişti.Ve dilimi hissettiğimi de söyleyemezdim.Sıcak içe içe dilimde tabirini bilmediğim yanıklar oluşuyordu.Her yerim dökülüyor..Ne marazlı çıktım ben.
^
Kahvaltımı tam iştahla bitirip anneme yardım ettim.Gene aynı sohbet.. dedikodu..Annem laf aramızda eleştirmeyi çok sever.Ama ben ona göre dört üçlüğüm.Evlenip çoluk çocuk sahibi olduğumda dört dörtlük olurmuşum.Hiç işim olmaz sonsuza dek dört üçlük olurum gene mutlu olurum.
Kıyafetlerimi seçmekte zorlanmadan gardolabımdan elime gelen ilk kıyafeti seçtim ve aynanın karşsında giyindim.Siyah pantolonum ve üstüne mavi bir tunik.Kombin yapma gibi bir alışkanlığım yoktu sonuçta.Yeterdi herhalde.Kızıl saçlarımın nereden geldiğini bile bilmiyordum.Annem sarışın babam hadi az çok turuncu.Eğer ona turuncu dediğimi duysaydı bana darılırdı.O biraz fazla light gibi..Annem onu yönetiyordu..Çevremizin ne düşündüğünü anlamakta zorlanmıyordum.Ama kuralları değiştirmezdim.
^
Okula geldiğimde gene o meşhur mu meşhur huzursuzluk içimi kaplıyordu.Derler ya adın çıkacağına canın çıksın.Şuan kendimden bile utanma duygusu beynimi fişekliyordu.Neden suçsuz yere kendini suçluyorsun Ada? Neden bu kadar gerginsin Ada? Neden bunları iç sesin soruyor Ada? Çünkü arkadaşlarımdan Bay Bay kelimesini sık alırken Ben hep Selam kelimesini söylerdim.Bu anlatımım kısaca GRLMST. Bu gerilim saati..Benim hastalığım.Ben uydurdum ama çok popiler olduğunu söylemeliyim.Herkes gerilir.Konferanslarda,sunumlar da hatta donmuşlarda para uzatırken bile.Fazla trajik
Sessizce etrafa göz gezdirdim.Şimdi bir kız gelicek"Saçlarını mı boyadın?" diyecek.Bende "Hayır doğal" diyeceğim ve onlarda Mhm diyerek gidecekler ve düşünceleri ile yalancı olduğumu savunacaklar.Bu yaşta saç mı boyayayım ?
Yanıma yaklaşan Selin'e göz gezdirdim.Yeni ciciler almış..Şimdi izleyin havasını.Ve..karşımda
"Ahh canım benim.Seni dün çok aradık neredeydin?" Cehennemin dibinde WiFi (İNTERNET) buldum artık orada takılıyorum şekerfarem.
"Hastaydım.Yeni yeni-"
"Ahh geçmişler olsun.Neyse yeni Chanel'ım nasıl?" Ayakkabılarını havaya kaldırmaya çalışıyordu.Kaldır kaldır bi gözüme sokmadığın kalmıştı onuda yap.Lafımı kesmesini bile tartışmıyorum.Görgüsüz insan.
Suratımda ufak bir ifade bile yoktur kim bilir.
"Bunun modası geçmemiş miydi?" Farklı bir sese doğru yöneldik ikimizde.Deniz.Tanıştırıyım.Okulun Egoist kralının klopatrası.Selin ise daha Lady.Benide şöyle dile getiriler 'ÇöpÇATAN' Kral dairesi sınıfımız mağlesef böyle sınıflara ayırıyor.İç çekerek konuşmalarını dinledim."Bu yeni canım.Amerika'dan geldi" Selin,Deniz'e laf koymak isterken Deniz biliyordu bir şeyler de konuşuyordu.O koskoca bu kolejin sahibinin kızı.Tabii ki bilicek.Selin'e 'Bırak gitsin' bakışı atarken o hayla direniyordu"Benim ki Fransa'dan ithal.Ve gecen sene ayaklarımdaydı şimdi ise bize her gün gelen temizlikçin kızına verdim.Demek ki sende bir temizlikçi ile eş değersin" Yuh be kızım.Dakka bir gol bir.Selin yerin dibine girerken bana yol gözüküyordu.Yavaş adımlarla sınıfıma girdim.Ne müthiş bir isim.Gözlerimi devirerek iç sesime trip atıyordum.
Sıralardan birine oturdum ve gelecek hocanın gelmemesi için dua eden ateist arkadaşıma laf bile söyleyemiyordum.Ne garip insanlar var.
^
Matematik dersinden nefret ediyordum.Ama dersin başından beri gözlerimi saatimden ayırmıyordum.Saniyeleri-saliseleri hesaplıyordum.Ve son 9 sn'ye..8-7-6-5- Sınıfın kapısı açıldığında herkes ve ben kapıya doğru baktık.İçeri giren sadist görünümlü çocuk hocaya bir şeyler fısıldayıp dosyasını masaya koydu ve sıralardan birine oturdu.Neden sadist dediğimi bilmiyordum.Ama şuan zil çalıyor eklmek de fayda var.Sınıftan çıkarken çocuğun suratına baktım.Sadist mi ? Bir melek demek daha yakışırdı.Yüzünü incelemekte zaman kaybetmeden sınıftan çıktım.Selin yanıma geldiğinde koluma girerek beni hızlandırdı.
"Yeni gelen çocuğu gördün mü?" Hayır ben körüm nasıl görebilirim ki ?
"Görmedim" Beni dürterek.Ki sarsıldığımıda iza edebilirim.
"Nasıl görmezsin.Sınıfta parlıyordu yıldızı."
"Biliyorsun-Şu parlayan yıldızlar ile benim yıldızım pek barışmaz.Senin gibi" Aradan laf sokuyordum.Ama Selin bu dediklerimi iltifat olarak beynine geçiriyordur.Gülüşü suratında yayıldığında yanımıza gelen bir kaç insan ile konuşmaya başladı.
Evet Ada sonsuza dek yalnız kalıcaksın bunu aklına sok.Dört üçlük bir insan olarak..
Korüdorda gezerken tuhaf hissediyordum.Birisi yanımda olmalıydı.Yapamıyordum.Utanıyordum.Bu yüzden soldan döndüğümde direk sınıfıma girdim.Ve Selin'in tabiri ile Yıldızı parlayan çocuk orada oturuyordu.Bütün kızlar ona bir şeyler soruyordu ve oda gülerek cevap veriyordu.Aman ne güzel.Beyimiz fazla iyi çıktı.
Sırama geçtim çantamdan 'aynı yıldızın altında' kitabımı çıkararak ayraç ile kaldığım yeri buldum.Kelimeleri okurken herkes gülmeye başladı.Peki siz istediniz bende sizi dinlerim.
"Ee sonra ne oldu?" Deniz.Sen eksik olma zaten
"Sonrası..Lopez ile tanıştım.Hatta telefonumda numarası bile kayıtlı.Bred pitt ile yeni çıkaracağı filmden konuştuk.Anladığınız kadarıyla ünlünün oğlu olmak ayrıcaklıktır bayanlar" Bayanlar kelimesini bastırmıştı ama hiç dikkat etmemek üzere diğer kelimelerini düşündüm.Çüş..Biri Lopez ve Bred Pitt mi dedi ? Neydi bu çocuk ? Türkiye iş bankasının sahibinin oğlu mu? Şaşkınlığıma engel olamadan kitabıma döndüm.Ön yargılarım..şu lanet olmayası ön yargılarım yüzünden kitap bile okuyamıyordum.
Ve gene gülmeye başladılar topluca.I-hh.Merak edemeden kendimi alamıyordum.Dinle Ada dinle!