20.Bölüm

2.1K 105 74
                                    

Casper;Duman

Casper'den Anlatım

"Abi Sedat'ı kaldırmış DUMAN." karşımdaki adamın dedikleriyle sinirle oturduğum koltuktan kalktım ve adamın yakasına yapıştım. "DUMANNNNN...DUMANNNN..." Diye odada kükrerken elimde ki adama bir yumruk atmıştım. "Siktir git." Deyip  bir yumruk daha geçirip kapıya ittim. Adam çıkarken bende oturduğum koltuğa geri oturdum. Önümde ki viski bardağından bir yudum alıp duvara fırlattım.  "Seni öyle bir şeyle sınayacam ki DUMAN...bana Casper demesinler. Babamın yaptığını senin elinde ki o orospuya yapmazsam bana da Karayel demesinler piç."

Doğruydu bundan yıllar önce babam Fethi'nin elinde ki kızın annesini ve o kahküllü kızı kaçırmıştı. Annesine tecavüz ederken görmüştüm. Kapının eşiğinde orda babamın o orospu kadına tecavüz etmesini gördüm. Şimdi sıra o orospuya gelmişti. Yanlış bir ile olmanın bedelini o bedeni ile ödeyecekti.

Aklıma gelen geçmişimle gözüm dönerken etrafda ne var ne yoksa kırıp dökmeye başlamıştım. Her şeyin ve her güzel kadının Fethi ile yatma isteği beni çıldırtıyordu. Elinde olan orospu bile dünyalar güzeliydi ama artık benim oldu.

Hata yaptın DUMAN...Casper'e bulaşmakla çok büyük bir hata yaptın.

Fethi'den Anlatım

"Nesi var Ece?" Oturduğum berjerden kalkıp Ece ile odadan çıkmaya başladım. "Sakinleştirici iğne yaptım. Şu an uyudu. Sanırım bu bir günlük bir şey değil. Bilmiyorum ama psikolojik gibi duruyor. Psikolog bir arkadaşım var işinde en iyisi emin olabilirsin. Hatta dur." Diyerek omzunda ki çantadan bir kart verdi. Kartta ki ismi okuyunca sinirden çenem kasıldı. "Erkek bu." Elimde ki kartı yüzüne tuttum. "Sorun ne Fethi? Sen kadınlara değer veren biri değilsin ki. Sorun olmaz diye düşünüyorum." Merdivenleri hızla inerken birden durdu. "Umarım arkadaşıma bir şey yapmazsın." Diyerek yanağımı öptü. "Gelemene gerek yok kapıya kadar. Fatih beni eve bırakır." Diyerek hızla merdivenlerden indi.

"Abi..." Gelen Serkan'la başımı önümde ki dosyalardan kaldırdım. "Ne var?" Yerimde daha çok yayılırken Serkan birkaç adım geriledi. "Şey...ııı...abi..." En sinir olduğumu yapıyordu. "Söyle artık lan." Odada sesim yankı yaparken Serkan sırtını kapıya yasladı. "Duman olmanı istiyorlar. Üç gün sonra. Şehir dışında ki eski depoya davet ediyorlar. Ne diyelim?" Yüzüm de çarpık bir gülümseme belirirken Serkan ne olduğunu anlamayan bakışlar atıyordu. "Kabul et. Ölecek her kimse ona hiç acımıyor olucam. Kendi kaşınmış demektir. Şimdi siktir git lan." Dememe kalmadan Serkan odayı boşaltmıştı.

"Tozu DUMAN'A katmaya geliyorum." Diye kendi kendime mırıldandım.

Eylem'den Anlatım

İki gündür gelen doktor bir şeyler anlatıp anlatıp gidiyordu. Bense uyandığımdan bugüne bir kelime etmemiştim. Yemek yemiyordum. Fethi buna çok ama çok sinirlense de benim bu hâlimi gördükçe sinirle gözlerime bakıp odadan çıkıyordu. Yine yatağın karşısında ki berjerde oturan psikolog bir şeyler anlatıyor ama ben duyamıyordum. Kulağıma küçük kızın çığlıkları geliyordu. Gözümün önünden gitmeyen küçük kız. Meleğinin başında hıçkıra hıçkıra ağlayan küçük kız. Kahramanı gelmemişti. Meleğini kurtaramamıştı. Yaşıyordum hâlâ gözümün önünde olaylar oynuyordu. Kalbim acıyordu. Omuzlarımdan sarsıldığımı hissediyordum. Bu iki gündür olan bir şeydi. Bakışlarımı duvardan çekip omuzlarımdan sarsan sinirli Fethi'ye çevirdim. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Artık kendine gel pamuk prenses. Kendine gel. Yoksa seni kendine getiririm. Bir şey demiyorum ama öyle bir kendine getiririm ki ömür boyu bunu düşünürsün." Omuzlarını sarsmayı bıraktı ve yine odadan çıkmıştı. Hepsi aynıydı. Ne değişmişti ki. Iki gündür söylediklerini söylüyordu. Ruhen ölmüştüm. Nefes alan kirli bedenim acıyla kavruluyordu. Açılan derin yaralar kapanmayacak cinstendi.

Yine kanter içinde uyanmıştım. Derin derin nefesler alıyordum ama ciğerlerime yetmiyordu. Sırtımı yatak başlığına dayadım ve gördüğüm kabusun etkisinden kurtulmaya çalıştım. Olmuyordu. Zamanı geri alamıyordum. Küçük kızın meleğini kaybedişini. Hıçkırıklarını tutamayaşını...kahramanın gelmeyişini. Ağzımdan büyük bir hıçkırık firar etmesiyle elimle ağzımı kapamıştım. Fethi yanımda uyuyordu ve onu uyandırmak istemiyordum. Zaten iki gecedir benimle ilgileniyordu. Beni oraya kapatan adamın bana bu denli iyi davranmasını mantığım almasa da bilemiyordum. Tenime dokunduğu zaman vücudum tir tir titriyordu. Kalbim göğüs kafesimi delecek gibi atıyordu. Midem yanmalar oluşuyordu. Bu şey her neyse ona karşı ben bunları istemiyordum. Göz yaşlarım bir bir akarken elimle ağzımı sıkı sıkı kapamıştım. Gözlerim kapalı ağlıyordum. Yine bir hıçkırık kopmuştu ağzımdan ama bu çok boğuk ve kısıktı. "Eylem!?" Fethi'nin sesini duymamla gözlerimi açmamıştım. Ellerimi ağzımdan çekmişti. Ellerimi tutuyordu. Salya sümük ağlarken buna bile tiksinmeden elimden tutuyordu.

Sanki hiç bırakmıyacakmış gibi...

"Gözlerini aç." Sımsıkı yumduğum gözlerimi açarsam yine o küçük kızı karşım da çaresizce görecektim. Başımı iki yana salladım. "Eylem gözlerini aç yoksa seni öperim." Gözlerim hızla açılırken Fethi'nin gözlerime baktığını anlamam uzun sürmemişti. Çok derin bakıyordu ve kahveleri siyaha dönüşmüş gibiydi. "Konuşmayacak mısın hâlâ?" Işte bu soruya ne verebilirdim ki? Bende bilmiyordum. Uğultu gibi gelen çığlık ve hıçkırık sesleriyle kulağımı kapatmış yatakta ileri geri sallanıyordum. Gözlerim sımsıkı kapanmıştı. Her şey gözümün önüne yeniden gelirken sadece izliyorum. "Anne...Anne...Anne..." Tek bu kelime kafamda dolanırken sadece titriyor ve sallanıyordum.

Fethi'den Anlatım

"Eylem hadi konuş benimle. Lütfen ne gördüğünü anlat bize. Ne duyduğunu anlat." Karşımda ki psikolog bozuntusu sadece konuşuyordu. Bir bok yaptığı yoktu da zaten. Sinirle ellerimle saçlarımı çekiştirdim. Fazlasıyla sinir doluydum zaten. "Sana yardım etmem için ne gördüğünü ve ne duyduğunu söylemen gerek." Eylem boş gözlerle duvara bakıyordu sadece. Psikolog bozuntusu başını iki yana sallayıp oturduğu yerden kalktı. "Dışarda konuşalım lütfen." Diyerek odanın kapısına doğru yürüdü. "Fethi Bey, Eylem hanım bir şey anlatmadıkça ona yardım edemem. Kendini dış dünyadan soyutlamış gibi. Her ne görüyorsa canını fazlasıyla yakıyor." Diyerek evden dışarı çıkmıştı. Sinirle odaya çıkmıştım. Eylem yine boş boş duvara bakıp gözlerini sıkıca kapatıp ağlıyordu. Yatağa oturup Eylem'i omuzlarından sarstım. "Konuş artık Eylem." Desemde kapalı gözlerinden hâlâ yaşlar birer birer süzülüyordu. Üç gündür yapmaya kıyamadığım şeyi yapıp Eylem'in şeker tadında ki dudaklarını öpmeye başladım. Gözlerini açar diye gözlerimi kapalı olan gözlerine diksemde kapalı gözleri aralanmamıştı. Dudağıma gelen tuzlu göz yaşı damlasıyla Eylem'in dudaklarından ayrıldım ve odadan çıktım.

...

Ait olduğum yerdeydim tam olarak. Tozu DUMAN'A kattığım yer. Yavaş yavaş rutubetli koridordan geçerken arkamdan gelen Fatih ve Serkan'a kısa bir bakış attım. Sağa dönüp orta duran ringe ilerledim. Üzerimde ki siyah tişörtü bir kenara fırlatıp ringe çıktım. Karşımda ki ölecek olan adama bakıp yan bir gülüş atıp kaşlarımı çattım. "Uzun zamandır kafes dövüşlerinde olmayan DUMAN'I  tekrardan burada görmekten kendim adına şeref duydum. Bir tarafta Duman diğer tarafta Rüzgar. Hangisi kafesten sağ çıkacak." Diyerek ringden çıkmasıyla demir parmaklıklar yükselmesi bir oldu. Hakemin düdüğünü çalmasıyla KAFES DÖVÜŞÜ başlamıştı. İlk hamleyi karşı taraftan bekliyordum ki çok geç kalmadan karşım da ki ilk hamlesini bana yumruk atarak denemişti. Oysa fazlasıyla yanılmıştı. Yumruktan kurtulup karaciğerine iyi bir yumruk atmıştım. Yumruğumla bir iki adım gerileyen karşımda ki adam toplanıp sağ elmacık kemiğime yumruğunu geçirmişti. Bir adım gerilerken ağzımda ki kanı yere tükürdüm ve hırsla göğsüne tekme attım ama bu hamlemden kurtulup karnıma tekme atmıştı. Bu hamlesine kaşlarım olabildiğince çattım. Ringin dışında. "Rüzgâr." Diye tezahürat yapılıyordu. Olduğum yerde toplanıp ilk önce göğsüme tekme attım. Bu hamlemle yere serilirken üstüne çıkıp onu öldüresiye yumruklar atmaya başladım. "Duman geldi tozu DUMAN'A kattı." Bu tezahüratla son öldürücü yumruğu da atıp kafesten çıktım. "DUMAN...DUMAN...DUMAN Sen varsan her yer toz." Hızla depodan çıkıp arabama bindim ve gazı köklememle arabayı eve sürmeye başladım.

Hızla ayağımı gazdan çekip frene bastım. Önüme çıkan adam cama bir kağıt yapıştırıp hızla koşmaya başladı. Arbadan inip elime kağıdı aldım.

"SİKTİR...SİKTİR...SİKTİR...EYLEM?"

Benim İçimdeki Sevgiyi Bul  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin