Medya : Ecrin ve Kıvanç
Herkes geldiğinde düğün de başlamış oldu. Yüksek sesle çalan müzik eşliğinde Ecrin ve Kıvanç el ele sahneye gelip dans ettiler. Şuan o kadar mutluyum ki ve bir o kadar da duygusal. Küçüklüğünü bildiğim, birlikte bir sürü anı biriktirdiğim en yakın arkadaşım hatta tek dostum evleniyor. Resmen birlikte büyüdük ve bu günleri de birlikte yaşıyoruz o kadar mutluyum ki. Onlar dans ederken arkada ki perde de birlikte çekildikleri fotoğraflar slayt şeklinde ilerlemeye başladı. Birlikte o kadar güzel anılar biriktirmiştir ki sanki evlenip de böyle herkese yansıtacaklarını bilir gibi her şey çok güzel olmuş. Aynı şekilde Emre ile ben olsak arkaya koyabileceğimiz hiç bir resmimiz yok. Bu kadara zaman sevgili olup resim çekinmeyen tek çift olarak dünya rekoru kırıyoruz bence. Aslında aylar öncesinde Kıvanç bir çifti, düğüne yetiştirdiği için bizi de çağırmışlardı o zaman gittiğimizde nasıl olduysa Emre bir ilk yaparak fotoğraf çekilmişti. Belki yine bugün de böyle bir şeye açık olabilir şansımı denemek istiyorum.
- " Defne."
- " Emre."
İkimiz de aynı anda isimlerimizi söylediğimiz de onun da bir şey düşündüğünü anladım. Umarım düğün ile ilgili hoşuna giden bir şeyleri söyler de beni şaşırtır.
- " Sen söyle." dedim.
- " İlk önce sen. Daha bir şey deyip uzatma. "
- " Sağol bana bu önceliği öküzce verdiğin için. Bizim hiç birlikte resmimiz yok bizde çekilelim."
- " Daha geçen gün bir düğünde çekildik ya."
- " O mu yani? Millet birlikte olduğu her anı ölümsüzleştirmek adına çekiliyor ama biz aylar önce ilk defa böyle bir şey yaptık ama nerdeyse iki senedir sevgiliyiz, elimizde üç beş fotoğraf var. "
- " Tamam bakarız Defne. "
- " Sen ne diyecektin?"
- " Şu yiyecekleri ne zaman getirecekler ya? "
- " Emreeee. " deyip bezmiş bir şekilde güldüm.
Ben nelerin hayalini kuruyorum onun düşündüğü şeye bak. Düğün işlerinde sadece bu kısmı seviyor. Neyse bu halleri de olmasa hiç gülemem herhalde. Şuan bu düğünde ki kızlar Emre ye bakarken eminim bir sürü şey düşünüyorlardır. Hiç birisi gerçek Emre yi bilmiyor, eminim onun hiç olmadığı bir insanın özelliklerini tahmin edebiliyorlardır ama onun içini bir tek ben bilirim. O karanlık, hiç kimseye açmadığı gardının arkasından bazen masum bir çocuk çıkıyor. Kollarımı boynuna dolayıp yanağına bastırarak öptüm.
- " Bebeğim iyi yaptın, keşke her zaman böyle yapsan da... ama şimdi oldum mu? Ruj lekesi oldu yanağım. Bu beni bozar." dediğinde daha çok güldüm.
Bebeğim demesi de ayrıca bir dikkatimi çekti. Bu tarz kelimeler hoşuma gidiyor ve Emre bunu o kadar iyi dengeliyor ki tam yerinde ve zamanında.... Hayran kalıyorum. Masanın üzerinde duran peçete ile yanağını sildim.
- " Tamam bir şey kalmadı."
- " Şöyle şeyleri hep dışarda yapıyorsun. Evde de yap."
- " Evde yapsam ne değişecek bir dakika yoksa sen insanların bize bakmasını mı umursamaya başladın?"
- " Tabi ki hayır ama dışarda bir yere kadar gidiliyor, evde yapsan daha güzel karşılık veririm. "
- " Evde yapsam da hiç bir şey değişmezdi Emrecim. Yine bir yere kadar giderdik emin ol. "
- " Çok eminim zaten. Bir umuttur diye söylüyorum. "
- " Böyle konuşacaksan gidiyorum ben."
- " Gidemezsin. "
- " Giderim. "
- " Çocuklar nasılsınız? " diye bir ses girdi birden araya. Dönüp baktığımda Emre'nin babasını gördüm.
- " Aaa iyiyiz, siz nasılsınız? " dedim gülümseyerek.
- " Bende iyiyim. " dedi sandalyelerden birisini çekip oturarak.
- " Oturdum ama umarım rahatsız etmiyorumdur sizi?"
- " Yok olur mu hiç öyle şey." dedim Emre devreye girmeden.
- " Çok güzel gözüküyorlar dimi?" dedi Kıvanç ve Ecrin' e bakarak.
- " Evet." dedim gülerek.
- " İyi izle Emre."
- " Baba lütfen. " dedi Emre yüzünü buruşturarak.
Babası bu lafının üstüne uzun uzun Emre ye baktı ve tekrar sahneye döndü. Her ne kadar Emre nin evlenmeye karşı olduğunu ve benimle bir sorunu olamadığını bilsem de kendimi kötü hissediyorum. Aslında bu düşünceleri geride bıraktım. Bir aralar Ecrinlerin evlenme kararı verdiğinde psikolojim bozulmuştu ve bende Emre den böyle bir davranış bekliyordum ama artık bunun hiç bir zaman olamayacağını bildiğim için sadece şakasına espri yapıyorum ya da öylesine düşünüyorum. Beklentim kalmadı. O yüzden bu tarz beklentili insanların da beklentilerini çürütmek istiyorum boşuna hayal kurmasınlar diye.
Yarım saat boyunca büyük bir sessizlik ile düğünü dikkatlice izledik. Biz onlara hayranlıkla bakarken Emre'nin de kendi kendine sessizce bunalım geçirmesi dikkatimden kaçmadı.
- " Neyse ben kalkayım artık size iyi eğlenceler."
- " Neden kalkıyorsunuz oturun bizim için sorun yok." dedim aceleci bir tavırla.
- " Yok Defnecim siz eğlenmenize bakın ben zaten fazla durmayacaktım iki saat sonra bir iş seyehatine çıkacağım."
- "Peki öyleyse." dedim gülümseyerek.
- " Emre bir gel bakalım." dediğinde Emre sıkılgan bir şekilde yerinden kalkıp babasını takip etti.
Karşı da ki ağaç süslemeleri yüzünden tam olarak onları görmesem de neler konuşabileceklerini tahmin edebiliyorum. Babası yine bir nasihat bulunacak ama Emre'nin umurunda bile olmayacak ya da belki de burada ki işlerinden bahsedecek de olabilir. Neyse şuan sadece arkadaşıma odaklanmak istiyorum başka hiç bir şey düşünemem. Ecrin ile göz göze gelince otuz iki dişimi göstererek gülümsedim. El işareti yaparak beni yanına çağırdı. Dans pistinde ki insanlara baktım ve benim en yakın arkadaşı olarak olduğum yerde oturmam çok büyük yanlış. Emre kızabilir ama umrumda değil. Böyle bir günü insana kaç kere yaşar ki. Yerimden kalkıp Ecrin'in yanına gittim. Emre ye bakmak için arkama döndüğümde bizim masamıza gitmiş ve sinirle beni izliyor. Ecrin elimden tutup müziğe eşlik etmem için dikkatimi toplamaya çalıştı. Emre yi umursamadan 10 dakika boyunca içimden geldiği gibi dans ettim.
- " Senin ki deliriyor şuan." dedi Kıvanç yanıma yaklaşarak.
- " Ona kalsa hayatı dümdüz yaşamamız gerekiyor." dedim gülerek.