Okuldan sonra yine kısa bir bisiklet turu yapmaya karar vermiştim. Okulda Mark'ın sınıfıma gelip beni yoklaması dışında onunla karşılaşmadım. Yine de sınıfıma gelip beni yoklaması hoşuma gitmişti. Her neyse..
Garajdan bisikletimi çıkartırken elinde çöp torbalarıyla Mark'ı gördüm. Durdum ve onu izledim. Çöpü atıp geri eve dönerken beni fark etti ve durdu. "Nereye gidiyorsun?"
"Biraz bisiklet süreceğim," Diye cevapladım onu. Yüzüne vuran güneş yüzünden gözleri yine parlıyordu.
"Ben de sana katılabilir miyim Eun Cha?" Dediğinde, bedenimde fokur fokur kaynayan hisler kalbime kadar ulaşmıştı. "Olur," Dedim, yine, başka ne diyebilirdim ki ona zaten.
"Bekle, hemen geliyorum." Dedi sesindeki hafif heyecanlı tınıyla. Dakikalar içinde geri döndü. Bisikletimi yola çıkarttıktan sonra bindim. O da çoktan mavi bisikletine binmişti. Yavaş yavaş bisikleti kullanmaya başladığımda biraz mesafeli olsa da yanımdaki yerini aldı.
Arada sırada kıkırdıyor, bana bakıyordu. Ben mecburen önüme bakıyordum. Eğer ona bakarsam muhtemelen bisikletimden düşerdim. Arada sırada kaçamak bakışlar atmayı da ihmal etmedim tabi.
"Senin hiç arkadaşın yok mu? Okulda seni hep yalnız görüyorum da."
"Yoo, var." Diye itiraz ettim. Mona, Minho ve Tae. Onlarla sıkı bir arkadaşlık bağımız vardı. Ama Mark sen beni okulda hiç görmüyorsun ki zaten.
"Bisiklet sürmeyi çok mu seversin?" Neden sürekli beni konuşturmaya çalışıyordu bu çocuk. Konuşmak için çabalayınca bisikletin kontrolünü kaybedebiliyordum. "Çok değil de, severim yani."
"Eun Cha,"
"Efendim?" Dedim, başımı çevirmeden.
"Yah yüzüme baksana!"
"Sana bakarak bisikleti nasıl sürebilirim Mark?" Dedim hızlıca.
"Olsun, yüzüme bak. Gözlerini görmek istiyorum." Eğer bakarsam kesin düşerdim. "Sonra," dedim. Eve geri dönüşte bisikletlerin peşine yavru bir köpek takılmıştı. Köpek fobim olduğu için biraz telaşlanmıştım. "Mark, ben köpekten çok korkarım, onu gönderir misin?"
"Sakin ol. Gider o şimdi." Birkaç dakika sonra köpek havlama sesi kesilmişti. Arkamı köpeğe bakmak için döndüğüm sırada dengemi kaybettim ve bisikletten düştüm. Neyse ki köpek çoktan gitmişti. Evin yakınında düştüğüm için biraz da şanslıydım bir de.. yanımda Mark olduğu için.
Mark bisikletini bırakıp hemen yanıma geldi. "Dizin kanıyor Eun Cha," dedi yanıma otururken. Yüzü endişeli görünüyordu. Ben aslında onun bana gülmesini bekliyordum, bu yaşta bisikletten düşmüştüm. Bu komikti. "İyiyim bir sorun yok. Acımıyor zaten."
"Sen burada dur ben hemen geleceğim."
"Gerek yok,"
"Dizin kanıyor, Eun Cha." Dedi sinirli bir sesle. Yanımdan kalktı ve hızla eve doğru koştu. Geri geldiğinde ilk önce yaranın üzerindeki kanı tentürdiyot ile temizledi. Ben gözlerimi ona dikmiş sadece izliyordum. Elindeki yara bandını yaranın üzerine yapıştırdıktan sonra bana baktı.
"Ne diye arkana baktın? Yüzüme bile bakmamıştın."
"Köpeğin gidip gitmediğini kontrol etmek için."
"Anladım." Dedi başını sallarken. Bugün ona yeterince rezil olduğumu düşünüyordum. Ayaklandım ve yerdeki bisikletimi kaldırdım. "Ben eve gidiyorum, sonra görüşürüz Mark."
"Görüşürüz Eun Cha."
~