cam kırıklarıHayat acımasız diyenler! Hiç dönüp aynaya bakmayı denediler mi? Acımasız olan hayat değil bizleriz.. hangi insanın vicdanı kusursuz.. ben çok iyiyim diyen değil midir en zalim olanları.
Yazarın gözünden...
Sabah erken saatte kalkan hazan gördüğü kabusun etkisinden zorda olsa çıkmıştı. Merihin karşı koltukta uyuması ona huzur ve güven hissettiriyordu.
O an bir karar aldı. Hayatını hep kaçarak yada birilerine sığınarak geçirmeyecekti. Bunun için zekice bir plan kurması gerekiyordu. merihe doğru başını çevirdiğinde aklına bir fikir gelmişti bile. Merihte onların peşindeydi ve elin de kendisinin de bilmediği birkaç bilginin olduğuna emindi. Bu bilgileri bulup kendisinin de bildiği her şeyi kanıtlayıp onları sonsuza dek hiç görmeyeceği bir hücreye kapatmaktı. Merihe ilk başlarda söylemeye çekinmişti. kendi başının da derde girmesinden korkuyordu. Ama şimdi bilinçli bir şekilde söylemeyerek bu işi tek başına halletmesinin biraz da olsun çektiği acıları azaltacağına inanıyordu.
Ama hazanın bilmediği bir şey vardı. Merih zannettiği kadar dikkatsiz değil.
Hazan...
düşündüklerimi gerçekleştirecektim ne olursa olsun bunu ben yapacaktım. Erken kalktığım için kahvaltı hazırlamaya koyuldum.
Küçük olan masanın üstüne muhteşem olmasa da güzel tatları olan omletlerimi yerleştirip masaya baktım. İçimden harikasın diyerek kendimi tebrik ediyordum. Sıra merihi kaldırmaktaydı. Yanına gidip ismi ile seslendim her hangi bir hareket yoktu.
--merih !
Tekrar seslendim duymadı.. Yanına yaklaştım ilk defa ona bu kadar yakındım. Yüzündeki kirli sakalları ince burnu beyaz tenini yakından görmek kokusunu hissetmek içimde küçük bir karmaşaya neden oldu. ona bu kadar yakınken ellerimi omzuna götürerek hafifçe sarstım. Hızla yerinden kalkan Merih beni büyük bir güçle geriye iteledi. Tek hissettiği şey sırtımın duvara büyük bir hızla çarpması oldu. ne olduğunu tam anlayamasam da sağ elimde dayanılmaz bir acı vardı.
Merih yanıma gelip
-iyimisin? Hazan
--iyi gönüyormuyum!
Diyerek haykırdım.
--sadece seni kaldırmak istemiştim.
-sana bilerek zarar vermedim özür dilerim elin çok acıyor mu?
Elimin acıdığını biliyordum ama cesaret etmemiştim bakmaya. Kafamı sağ elime doğru cevirdim. Gördüğüm manzara canımı daha fazla yakmıştı. Elimin altında bir çerçeve vardı ve büyük bir cam parçası elimin ortasından geçiyordu.
En son hatırladığım şey buydu.
Merihin gözünden..
Yine aynı rüyanın içindeydim. Yaşadıklarım aynı gördüğüm yüzler aynıydı. Birisi elleri ile boğazımı sıkıyordu. Tüm gücümle iteledim. Gözlerimi açtığımda karşımda görmek istemediğim bir manzara beni karşıladı.
Daha önce parçalara ayrılmış ölü bedenler görmeme rağmen karşımda ki çok vahim bir durum olmasa da suçsuz birine benim zarar vermem kendimi kötü hissetmeme neden oldu.
Hazanın yanına gidip eline baktım. elinin ortasından geçen bir cam parçası sanki benim kalbime saplanmış gibi hissettim. O da eline baktığın da olduğu yerden yana kayarak bayıldı. Kucağıma alıp hemen en yakın hastaneye götürdüm. Göğsüme dayadığı başı beni heyecanlandırmıştı. Saçlarında ki koku beni ona çekiyordu. Benim şampuanım ve kendine has olan kokusu belki de bu hayatta kokladığım onca çiçekten daha özeldi. Eline 6 tane dikiş atıldı. Doktorla kısa bir süre konuştuktan sonra kendine gelmesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN?
Teen FictionGülümsedi. "yaralarımızda ortak desene." Onunda benim gibi geçmeyen izi kalan yaraları vardı. 🖤🖤🖤 "o zaman o yaralara da tentürdiyot basmam gerekecek" dedim gülümseyerek. "üfleyeceksen olur." Dedi bu sefer o gülerke...