Unutulmuş Biri

Unutulmuş Biri 13.Bölüm

BÖLÜM 13

Okulun son haftası olduğu için okula gitmiyorduk ve bende bu sırada ödev yapıyordum.Pazartesi İngilizce ve Almanca ödevlerini,salı geometri ve matematik ödevini bitirmiştim.Bugün de Bora'yla buluşup Fizik ödevini yapacaktık.Telefonumun titremesiyle,çantamda aramaya başladım.Antremana gidiyordum ancak okulun amigo kızları seçmeleri de yarındı ve daha hiç çalışmamıştım.Bu yüzden antremandan sonra hemen Bora'yla buluşup ödevi yapacaktım.Ardındanda çalışmayı.

Gönderen:Egoist Puşt Bora.

"İşim var.Buluşamayabiliriz."

Ne demek buluşamayabiliriz ?! Öyleyse ödevi kendim yapardım.Hemen aradım.

"Ne var Alaska ?" telefonu böyle açmasına alışmıştım.Bazen iyi olabiliyordu ancak genelde kötü davranıyordu.

"Ne işin var ?"

"Kapıyorum."

"Dur,bekle.Kapama.İstersen yarın buluşalım o zaman ama bu sefer erteleyemezsin."

"Tamam ,olur." dedi ve yüzüme kapadı.Yüzüme kapadı!Aptal.

Yarışlara az kaldığı için günde iki antreman yapıyorduk.Sabah antremanı,akşam antremanı.Sabahın dokuzunda burda olmamın sebebi buydu.İki saatlik yorucu antremanın ardından okula gitmek için hazırlandım.Çıkışta Demir'i görünce onunla gitmeye karar verdik.Arabası yoktu bugün,bu yüzden otobüsle gidecektik.Okula geldiğimizde ayrıldık.Spor salonuna gittiğimde Işıl Hoca'yı orada bulacağımı tahmin etmiştim.

"Hocam!"

"Ah!Merhaba Alaska.Alaska'ydı değil mi ?"

"Evet.Alaska Kaya.Yüzücü."

"Biliyorum canım.Üç yarışınıda izledim.Ne için aramıştın beni ?"

"Amigo kızlarına katılmak için.Siz de hangi haraketleri yapacağımıza dair bir kağıt varmış.Ayrıca formu da burada dolduruyormuşuz."

"Evet canım.Bekle bir saniye getiriyorum." dedi ve uzaklaştı.

Okulumuzda elliye yakın kulüp vardı.İstediğin kadar kulüpte yer alabildiğin için on beş kulübe katılıyordum.Özel Ege Koleji hiçbir masraftan kaçınmıyordu.Formu doldurduktan sonra Demir'i bulmuştum.

"Derinlere gidiyorum geliyor musun ?"

"Yok sarı,sonra görüşürüz."

"Görüşürüz."

Derin hareketlerde yardımcı olabilirdi.Ayrıca bir kitap almam gerekiyordu.Sabahki rüzgar durmuştu,ancak her taraf sarılı,kahverengili yapraklarla dolmuştu.Kışın geldiğinin habercisi gibiydi.Babamı arayarak beni Derin'lere bırakmasını istemiştim.İşi yakın olduğundan bırakacaktı.Ona sormam gereken sorularda vardı ama şuan zamanı değildi.

"Saat kaçta eve geleceksin Alaska?Biliyorsun birlikte yemek yemeye özen gösteriyoruz."

"Biliyorum.Arar söylerim baba.Kendine iyi bak,dikkatli sür." dedikten sonra arabadan indim.

"Sende," dediğini duysamda cevap vermedim.İçeri girdiğimi gördükten sonra arabayı sürmüştü.

Derin'le provalar yapıyorduk.Daha doğrusu o gösteriyor,ben yapamıyordum.Belkide bu işe hiç kalkışmamalıydım.Zaten Derin'le girdiğimiz Bora iddasını kaybettiğim için olmuştu hep bunlar.Ona yazlık evde olanları anlattıktan sonra-bir kısmını- kesin seninle bir daha dışarı çıkacak demişti.Bense sıkılacağını ve aramayacağını söylemiştim.''İddaya var mısın ?" dediğinde bir an ona uyup,iddaya girmiştim.Bazen 'sarılığımı' belli ediyordum.İnsanların sen cidden sarısın tavırlarını umursamıyordum.Aksine onlara cevap bile veriyordum.Güçlü bir kızdım,bir iki kırılmayla yıkılacaklardan değil.

"Haydi kızım ya! Kaldır biraz şu götünü," diyen Derin'in sitemini hissetmiştim resmen.Bir buçuk saattir uğraşıyorduk ancak benimki saçma sapan bir şey oluyordu.Resim yeteneğim,müzik yeteneğim falan da yoktu.Yüzmeye de dört sene önce boyum uzasın diye yazılmıştım ancak öğretmenim yeteneğim olduğunu söylediğinde peşini bırakmamıştım.Ardından Demir'i de zorla yüzmeye yazdırmıştım.

"Yapamıyorum Derin! Bence bırakmalıyız," dedim yalvaran bir tonda.Beni hiç duymadan hareketlere devam ediyordu.Üç saatin ardından sonunda yapabilmiştim bütün hareketleri.Derin'in yatağına kendimi bırakmıştım.Oda yorulmuş olacak ki yanıma uzandı.

Derin'den:

Teen Wolf jenerik müziği çalıp,duruyordu.Kafayı yemek üzereydim.Zorlada olsa gözlerimi açtım.Alaska yanımda uyuyordu,yanımda sayılmazdı üstelik bacakları karnımın üstündeydi.Telefonunu cebinden çıkararak baktım.Egoist Puşt Bora arıyordu.Saate baktığımda gece yarısını geçmişti.Kaç saattir uyuyorduk,merak ediyordum doğrusu.Elli tane cevapsız arama vardı.Telefonu açtım.

"Ne var Bora ?"

"Sen de kimsin ?"

"Derin ben."

"Alaska nerede ?"

"Uyuyor."

"Uyandır,onu.Hemen beni arasın bekliyorum."

"Tamam."

Telefonu kapadım.Alaska bir türlü uyanmıyordu.En sonunda bir bardak suyu kafasından aşağı boşalttım.

"Ne oluyor be manyak mısın ?" diyerek uyandı.

"Saat on ikiyi geçmiş.Uyuya kalmışız.Elli cevapsız araman var.Bora aradı hemen arayacakmışsın.Ayrıca Yağız Amca'yla,Ela Teyze çok merak etmişler.Hatta baban kalkıp buraya gelmiş.Uyuduğumuzu görünce gitmişler," hepsini tek solukta söylediğime kendim bile şaşırmıştım.Alaska çoktan telefonunu alıp,Bora'yla konuşmaya başladı.

"Tamam Bora,gel al beni.Adresi mesaj atarım." dedi ve kapadı.

"Nereye gidiyorsun kızım sen ?" diyebilmeyi başarmıştım.

"Önemliymiş.Bora alacak bir saate gelirim.Annenlere kıyafet almaya gittiğimi filan söyle."

"Bende geliyorum,annemler yattı.Rahatsız oluruz diye kapıyı açmazlar.Bir saate geliriz."

"Tamam,hadi düzgün kıyafetler ver bana," dedi.Dolabımdan 'normal people scare me' yazılı American Horror Story kazağımı,kırmızı dar pantolonumu verdim.Kendi üstümede koyu yeşil renkli dizlerimin altında biten uzun kollu elbisemi giydim.Kumral renkli dalgaları saçlarımı biraz daha dalgalandırarak omuzlarımdan aşağı saldım.Sessizce kapıyı açıp,çıktık.Bora kapıda kırmızı Porsche'u ile bekliyordu.Alaska öne binmişti.Bende arkaya bindim,Bora Alaska'ya bir şey fısıldayıp bana döndü.Soğuk mavi bakışlarına maruz kalmıştım.

"Ben Derin," diyerek elimi uzattım.Ancak o kafasını çevirip,

"Bora." dedi.Alaska bu çocukla nasıl eğleniyordu acaba ? Bir süre hiç konuşmamıştık.

"Nereye gidiyoruz Bora?" diyip,Alaska merağına yenik düşmüştü.Ne zaman soracağını merak ediyordum zaten.Bora arabayı frenle durdu.Aynada sarı saçlarını sola yatırarak şekil verdi.Alaska ona soru sormamış gibi davranıyordu.

"Görürsün," dedi ve arabadan indi.Tam bende inecekken;

"Sen kal."

Ve bende kaldım.Başka çarem var mıydı sanki ?