Geldik final bölümüne. Bu bölüm 13 sayfadan fazla oldu. Umarım isteklerinizi karşılamıştır. Yorum yapmayı unutmayın. Düşüncelerimize ihtiyacım var. İyi okumalar. 😍😘
Sabah aşırı derece de baş ağrısıyla uyandım. Dün çok stresli bir gündü ama bugün on katı daha stresli olacaktı. Dün aklıma gelen fikirle Nick'in kardeşini aramıştık ama kurtların arasında yoktu. Onun kurtlar arasında olan en yakın arkadaşına ulaşıp sormuştuk ama bize bir ay önce ortadan kaybolduğunu söylemişti.
Hem iyi hem kötü yönden bir ilerleme kaydetmiş sayılıyorduk. Sonuçta bir ay öncesine kadar Nick'in kardeşinin hayatta olduğunu bilmiyorduk ve hala yaşama ihtimali vardı. Kötü olan ise vampirler tarafından kaçırılmış hatta öldürülmüş olma ihtimaliydi.
Dün gece Willy amca ve Max geç saatte eve geldiler. Birkaç kere odamın kapısı açılıp kapatıldı. Galiba yarınki karşılaşma için benim ne halde olduğumu kontrol ediyorlardı. Neler olduğu hakkında bir şeyler öğrenebilirim diye onları dinledim ve geç yattım sonuç ise hiçbir şey öğrenememiştim. Başımda saçma bir şekilde ağrıyordu. Bunu yarı kurt olmama bağlıyordum. Buraya geldiğim gün de başım çok ağrımıştı ama o zaman anlayamamıştım. Baş ağrımı ikinci plana atıp bugün ki planımıza odaklanmaya çalıştım. Bugün ki planımız için biraz salak ayağına yatmam gerekecekti.
Daha yatağımdan kalkamamışken kapım gürültüyle açıldı. İçeriye üç koca adam girdi. Beklenen olay gerçekleşecekti. Adamlar planda yoktu ama belki ben doğaçlama yapabilirim değil mi?
''Kimsiniz siz? Ne işiniz var odamda izinsiz? Def olun!'' diye bağırdım.
''Aaa Angel insan hiç kendi türünden olanlarla böyle mi konuşur?''diye arkadan bir ses geldi.
Beklenen adamımız, koca adamların arkasından sırıtarak belirdi.
''Willy Amca neler oluyor?''dedim saf ayağına yatarak.
''Seni görmek isteyen birileri varmış canım. Ailen gibi olduğunu ve onu çok sevdiğini söyledi.''
''Benim ailem yok. Sizinle hiç bir yere gelmiyorum.''dedim inatla.
''Belki bu fikrini değiştirir.''deyip eliyle arkayı işaret etti.
Willy amca sağa çekilince onun arkasından elindeki kazığı Nick'in tam kalbinin üstünde tutan bir Max belirdi. Yüzünde hiçbir duygu kırıntısı yoktu. Bir an kendimi duvara bakıyor gibi hissettim. Demek seçimini onlardan yana yapmıştı. Nick'e gelecek olursak onu bana karşı kullanacaklarını biliyordum ama bunu Max'in yaptığına çok şaşırmıştım doğrusu.
''Şimdi geliyor musun yoksa çok sevdiğin arkadaşının, öz kuzeni tarafından öldürülmesini mi istersin?''diyerek yüzüne yapmacık bir gülümseme yerleştirdi.
''Ama yapamazsınız o sizin ailenizden değil mi!?'' Oyuna devam etmek zorundaydım.
''Ailemiz her şeyden önce gelir ama ailenin üstüne çıkan tek şey vardır.
'Sadakat.'"Geliyor musun gelmiyor musun?'' Max'e işaret verince kazığı Nick'in vücuduna biraz bastırdı.''Tamam tamam geliyorum ama önce Nick'i bırakın yanıma gelsin.''dedim son bir gayretle.
''Bir şey yapmaya çalışma küçük!''deyip parmağını gözümün önünde salladı.
''Tamam anladım!''
''Bırak oğlum kuzenini !''
Bunu o kadar iğrenç bir ses tonuyla söylemişti ki yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutum. Nick yanıma gelince elimi tuttu adamların ikisi kollarımıza ellerini geçirdiler. Mecaz olarak değil direk geçirdiler insan olsam kesin kolum morarırdı. Üçüncü adamda arkamıza geçtiğinde Willy amca ve Max önden biz arkalarından yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK BEYAZ
VampireNot: Hikayede sadece birkaç bölüm okulda geçmektedir. "Okula yeni gelen genç kız hikayesi mi? Klişe."diyerek geçmemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar. Karanlık... Yalnızlık... Acı... Bazen büyümeye zorlanır insan. İnsan mı dedim? Affedersiniz. Vam...