9. Bölüm

2.4K 174 11
                                    

 Bol yorumlu, bol vote'lu bölümler diliyorum. Hepinize iyi okumalaar :))

                         9. Bölüm

“ Efe n’oolur, bak bana hiçbir şey olmayacak. Bunu yapmak istiyorum.” İki saatten beri Efe’yi çarpıtılmış işim hakkında ikna etmeye çalışıyordum. Ve bu hiç de kolay bir şey değildi.

Ona tabii ki bir barda, düzeltiyorum her türlü pis işin döndüğü bir barda, çalışacağımı söylememiştim. Çocuk bakıcılığı adı altında uydurduğum yalana iki saatin sonunda ben bile inanacak boyuta geldiğimde Efe’ye yalvaran bakışlarımı yolladım.

Daha çok gençtim ve eğer bu işe gitmezsem Arda’nın tehdidinden sonra da yaşayabileceğimi sanmıyordum. Yani kısacası hem yaşamak hem de başka birini yaşatmak istiyordum. O kişi tabii ki Arda’ydı.

  Eğer bu eve gelip de beni o izbandut kılıklı heriflerin altına atmaya çalışırsa Efe’nin yapacağı tek şey, bir üst kattaki odasına çıkıp kilitli çekmeceden susturucu bir silah alarak Arda’nın kalbine nişan almak olurdu. Abartmıyorum, bunu gerçekten yapardı.

“ Tamam ama Koray’ın haberi olmayacak. Yoksa önce beni keser. Saat başı rapor vermeni istiyorum anladın mı? İşin bittiğinde de mesaj atacaksın ve ben gelip seni alacağım.”

Pekala, bununla başa çıkabilirdim. Sevinçle boynuna atlayıp onu öpücüklere boğdum ve hazırlanmak için odama koşturdum. Pek zamanım kaldığı söylenemezdi ve bu da arabayı alışılagelmiş hızımdan biraz daha fazla süratli kullanacağım anlamına geliyordu.

Arabayı boş park alanındaki en açıklık yere park ettikten sonra çantamı da alıp barın kapısına doğru koşmaya başladım. İki dakika gecikmiş sayılırdım ve Arda’nın bunu takmamasını ümit etmekten başka yapabilecek bir şeyim de yoktu. Girişten geçip merdivenlerden aşağı doğru yola koyulduğumda tam zamanında gelmiş olduğumu, yanındaki bir adamla sinirli bir şekilde bar kapısından çıkmak üzere olan Arda’dan anlamış oldum.

Nefes nefese kalmış bir şekilde durakladığımda merdivenlerde kopardığım gürültü yüzünden bakışları anında bana dönmüştü. Yüzündeki öfkeli ve korkutucu ifade yerini alaya bırakırken biraz daha rahatladım.

    “Biz de tam seni bulmak için harekete geçiyorduk. Neden geç kaldın? “

Ses tonu hala korkutucuydu ya neyse.

   “ Arabayı- park –ediy- “ Koşmanın verdiği yorgunlukla nefes nefese konuşmaya çalıştığımda gözlerini devirerek beni susturdu.

  “ Tamam, tamam tahmin edebiliyorum.”

Arkasını dönüp içeri girdiğinde onu takip etmenin en doğru şey olduğuna karar verip peşine takıldım. Bar saat daha erken olduğu için kalabalık değildi ve birkaç kişi dışında temizlik yapan garsonlardan başka kimseyi içinde bulundurmuyordu.

 Barın önündeki yüksek taburelere oturan Arda, sonunda varlığımı hatırlayıp bana döndü.

“ Barda çalışacaksın. Barmensin, garson değil. Bir de sakarlıklarınla içki tepsisini insanların üstüne döktüğünü görüp sinirlenmek istemiyorum. Engin, buraya gel. “

Engin diye seslendiği çocuk, benden biraz daha büyük gibi duran barmenlerden biriydi.

“ Yeni elemanımız. Sen işini anlatırsın. Şimdi temizliğe yardım edin. “

LEYLİFER "ASKIDA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin