YİRMİ YEDİNCİ BÖLÜM

5.5K 259 19
                                    


Beyaz elbisenin içinde kuğu gibi salınırken yolun diğer tarafında bana gülümseyen dört yüzü görünce duraksadım.

Dördü de bana bakıp gülümsüyordu.

Ama tuhaf bir gülümsemeydi bu

Sevgilime baktım önce. Gözlerini göremesemde o kusursuz gülüşünü seçebiliyordum.

Eliyle bana artık ilerlemem gerektiğini anlatan bir işaret yapınca zeminde tok bir ses bırakan topuklularımla ilerlemeye başladım.

Şehrin gürültüsü gülüşlerine karıştı o an.

Ses kafamı patlatırcasına yankılanıyordu kulaklarımda.

Sabırsız adımlarım telaşlı adımlara dönüşüverdi birdenbire.

Yolun karşı tarafına hiç varamayacağım sandım.

Sanki Tuğra'nın bayat esprilerini dinleyemeyecek, Ezgi'yle dertleşemeyecek, Baran'a gülemeyecek, Alp'e sarılamayacaktım bir daha.

Dördünün de gülüşü silindi yüzlerinden.

Şimdi dolu dolu dört çift göz bakışlarını bana dikmişti.

Koşuyordum.

Bir şeylere, bir yerlere yetişmeye çalışırcasına deli gibi koşuyordum.

Ben koştukça yol uzuyordu.

Yol uzadıkça etraf siyaha bürünüyordu.

Etraf siyaha büründükçe daha da belirginleşiyordu ağlamaya yakın parlak gözleri.

Koşmaya devam ettim.

Kan kokusu sardı havayı.

Durup ıslanan ayaklarıma baktım.

Beyaz elbisem şimdi kırmızıya dönüşmüştü.

Sevdiklerimin kanıydı bu.

Tekrar karşıya bakınca birbiri üzerine yığılmış üç arkadaşımı gördüm.

Alp ise dizlerinin üzerine çökmüş, bileklerinden kan boşalırken bana bakıp gülümsüyordu.

Gülümsemesi geri dönmüştü.

Ama buruk bir gülümsemeydi bu.

Ucunda ölüm olan bir gülümseme.

Kana bulanmış elbisemin eteklerinden tutup koşmaya devam ettim.

Sonra şehrin kalabalığı kesildi.

Ben olduğum yere yığıldım.

Kalkmaya çalışıyordum ama müsaade etmiyordu bedenim.

Gözümden yaşlar boşalırken artık sadece onun sesi vardı.

"Bir gün yanında olmamı istediğin ama bunun imkansız olduğu bir zaman gelirse gözlerini sıkıca kapat ve elini yüreğine götür. Ben senin gözkapaklarının ardındaki karanlıkta, kalbinin çarpıntısında olacağım. Sen ne kadar hissetmek istersen ben o kadar var olmaya devam edeceğim."

Kafamın içinde yankılanıp durmaya başladı bu cümleler.

Tekrar tekrar.

Ölüm eşiğindeki bir adamın yaşadıklarının gözünün önünden geçmesi gibiydi âdeta.

"Bir gün yanında olmamı istediğin ama bunun imkansız olduğu bir zaman gelirse gözlerini sıkıca kapat ve elini yüreğine götür. Ben senin gözkapaklarının ardındaki karanlıkta, kalbinin çarpıntısında olacağım. Sen ne kadar hissetmek istersen, ben o kadar var olmaya devam edeceğim."

Elbisenin eteklerini tutmaktan kana bulanmış ellerimle gözyaşlarımı sildim.

Bileklerinden kan fışkırıyordu hâla.

"Cansu... Cansu uyan."

Ne yapıyor bu amk yazarı şağeögpsaöş

Yeni Okul AlarmıWhere stories live. Discover now