Medya : Mina
Sağa döndüm, sola döndüm yok uyuyamıyordum. Barınla biraz daha oturup ayrılmıştık. Beni eve kadar bırakmıştı. Neymiş başımı belaya sokarmışım felan. Bugün çok garipti. Oldukça garipti. Kimsenin bilmediği hikayemi ona anlatmıştım. Onun orda olduğunu bile bile ağlamaktan çekinmemiş hunharca gülmüştüm. Bugün yıllardır gülmedigim kadar gülmüştüm. Ben gülmeyi yasaklamıştım kendime. Gülersen acılarıma ihanet ederim diye düşünürdüm hep ama bugün kendimi hiç ihanet etmişim gibi hissetmedim.
Gidip üstümü degiştirdim. Bir siyah kot ve siyah tişört giyip üstüne siyah derin ceketimi giydim saçımı topuz yaptım ve evden çıktım. Motoruma binip sahile sürdüm. Saat 3 e geliyordu. Gece kollarını açmış bekliyordu beni. Gecenin serinliği içime işlemişti. Motorumdan inip bir banka oturdum. Düşüncelerinden sıyrılıp boş boş denizi seyrettim. İnce giyindigime lanet okudum. Fazlasıyla üşüyordum lakin alışmıştım.
Bir adam geçti yanımdan, sonra bi tane daha, bi tane daha. Artık insanlar geçmeye başlamıştı. Gün ne zaman doğmuştu bilmiyordum. Öyle dalmışım ki deniz sesine.
Saate baktım 7 ye geliyordu. Ama ben o kadar halsiz o kadar kötüyüm ki kolumu kaldırcak halim yoktu. Hasta olmuştum galiba. Ama önemsemedim. Bugün okula gitmeyecektim. Motoruma atladım ve eve gittim. Odama girdiğim gibi kendimi yatagıma attım.-Allah iyiliğini versin Mina bune yanıyosun kalk dedi dedem. Aynı zamanda yorganı çekiştiriyordu.
-Ya dede bırak yorganı donuyorum dedim. Sesim o kadar kısık ve kuru çıkmıştı ki dedem daha çok endişelendi ve yorganı üstümden aldı. Banyoya gidip küveti doldurdu. Beni banyonun önüne getirip
-Üstünü çıkar gir küvetin içine ben doktor çagırcam o zamana kadar çık ve üstünü giyin dedi ve odamdan çıktı. Bende banyoya girip küvete attım kendimi
-Ohaa dedim kuru sesimle bagırıken. Su buz gibiydi ve ben atlamıştım. Soluk soluğa kalmıştım. Dışardan ne kadar komik gözüktüğümün farkındaydım. Biraz öyle kalıp çıktım. Kurulanıp üstümü giydim. Yatagıma bıraktım kendimi. Ben uzanırken dedem ve doktor girdi içeri. Doktor gelip muayene etti beni. Birsürü ilaç yazdı ve gitti. Dedem birini gönderip ilaçlarımı aldırdı. Bikaç ilaç içtim ve şuan uzanıyordum. Dedemin çok önemli bi toplantısı vardı ne kadar gitmek istemesede uzun ısrarlarım üzerine gitti. Bende güzel bi uykuya daldım.
Yanıma biri oturdu onu hissettim ama dedemdir diye düşünüp gözlerimi açmadım. Elini anlıma koydu
-Salak mısın yanıyon hala ne yorganla yatıyon ver şunu dedi. Barındı. Rüya diye düşündüm.
-Ne işin var lan senin rüyamda dedim. Kuru bi sesle.
-Rüyanda bile kabasın dedi. Cevap vermedim.Yüzüme dökülen suyla neye uğradığımı şaşırdım ve hemen kalktım.
-Al sana rüya dedi barın. Rüya degilmiş bu mal odamdaymış.
-Lan agzına şıçtıgımın malı napıyon zaten hastayım.
-Küfür etme bana diye tısladı.
-Lan manyak mısın hem odamdasın hem de su döküyorsun suratıma, sonra küfür etme. sabır diye bağırdım.
-Hastasın bagırıp durma dedi.
-Allah razı olsun. Su dökerken hiç hasta olduğumu düşünmüyodun dedim.
-Of ne abarttın be dedi. Sabır çekip bi tişört alıp banyoda girdim. Onu giyip çıktım.
-Ne işin var senin burda dedim.
-Okuldan sonra şirkete gittim dedende hasta olduğunu söyledi bende geldim. Dedi. Duraksadım
-Sen benimi düşündün dedim. Gözlerini açıp gözüme baktı sonra geri kapatıp
-Hasta halini merak ettim dedi. Kısık sesle öküz dedim.
-kalk yatağımdan yatcam dedim.
-yat işte 10 dönüm yatagın var dedi sabır çekip yattım. Gözlerimi kapattım. Bi süre sonra bakışlarını üzerimde hissettim. Ama açmadım gözlerimi
-Dün uçurumın kenarında oturduğumuz için mi hasta oldum dedi.
-Hayır dedim. Bi süre susup.
Üçten yediye kadar sahilde oturdum dedim.
Kıpırdanıp dogruldu
-gecenin üçünde dışarı mı çıktın dedi kafamı salladım
-Uyku tutmadı dedim.
-Salak mısın sahilde keşler olur o saatte, ya başına bişey gelseydi dedi.
-Ama gelmedi dedim.
-Mal diyip gözlerini kapattı.
Derin bi nefes alıp
-Bidaha bana hakaret edersen seni döverim dedim. Güldü.
-Tamam abla büyüksün dedi. Aslında şaşırmıştım hiç böyle samimi konuşmazdı. Soğuk ve dik konuşur bazen hiç konjşmazdı. Degişiyosiyordu.
Kapı tıklatıldı. Barın hiç istifini bozmadı. Hizmetçi içeri girip çorbayı bıraktı ve çıktı. Ben hiç oralı olmadım çünkü canım hiç istemiyordu. Barın gözüme bakıyordu içmem için bende ona boş boş baktım
-Ne bakıyon aval aval içsene dedi.
-Canım istemiyo dedim.
-Çocuk musun sen iç şunu ruh gibi dolaşıyon ortalıkta
-Hep öyle değilmiyim zaten dedim.
-Ruhun ve bakışlarını belki ama bedenin değil dedi.
Yani güzelsin demek mi oluyordu bu. Bedenin ruh gibi değil dedi.yani...Ay ne saçmalıyordum ben
-İçmicem ne uzattın dedim.
-İlla iş çıkartacaksın yani bana dedi anlamayan gözlerle baktım. Ayağa kalkıp tepsinin yanına gitti ve
-kay dedi. Kaymadım.
-Kaysana kızım dedi. Kaymadım
-iyi diyip diz kapağımın üstüne oturdu.
-oha hayvan diyip bacağımı çektim sonra biraz kaydım mecbur. Biraz daha yaklaşıp çorbaya kaşığı daldırdı ve bana uzattı. Önce açmadım ama üstüme dökülecekti mecbur açtım.Çorbayı yüzüne püskürttüm çok sıcaktı.
Yaptığıma ben bile inanamazken Barın dondu ve gözlerini kapattı derin bi nefes alıp
-Seni öldürmem için bi sebep söyle dedi.
-Hastayım hani dedim. düşündüğümden daha sevimli çıkmıştı. Hemde baya. Gözlerini açıp gözüme baktı ve gülümsedi usulca.
-Bu tatlı ses senden mi çıktı dedi. Öksürdüm.
-Yok götünden çıktı dedim. Güldü. Güzel güldü. bu ara ne kadar gülüyordu bu.
-Yüzümün başımın haline bak dedi mal mısın sen bi çorbayı tıtamıyon agzında dedi.
- napıyum çorbayı cehennem ateşinde pişirmişler sanki dilim yandı dedim . Sonra tepside ki peçeteyi alıp yavaş yavaş yüzünü sildim. Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. İşim bitince peçeteyi tepsiye koydum. Barın üstüne bakıp
-Üstümde batmış şu pandalı pijamalarını versene dedi. Sonra güldü.
-Çok komik beğendiysen sana da alıyım dedim.
-Olur dedi. Gözlerimi devirdim. Kaseden bi kaşık daha alıp üfledi. Gülümsedim. Daha yeniki hali çok komikti.
-Ben tedbirini alıyım da dedi. Sonra yüzüme baktı gülümsememi görünce yüzü donuklaştı sanki. Çorbayı tişörtüne döktü. Sonra yandı galiba hemen ayağa kalktı.
-Valla cehennem ateşinden pişirmişler bunu dedi. Bende gülüyordum o sıra nedense tepkisi çok komikti. Bi yandan bana bakıp bi yandan tişörtünü kaldırıp indiriyordu. Gülmemi durdurup giyinme odama gittim ve siyah bol bi tişörtümü ona fırlattım. Tişörte bakıp üstündeki tişörtü bi çırpıda çıkardı. Bi an nefes alamadım sandım. Vücudu mükemmeldi. Karın kasları, göğüs kası... Aman ne diyordum öksürmeye başladım ve kafamı yere eğdim. Güldüğünü görebiliyordum. Sonra
-Sende ne beceriksizmissin bi çorbayı içirdemedin dedim. Gözü dudagıma kaydı. Fısıltıyla gülmeseydin öyle dedi duyamayacagım bir şekilde ama dudagından okumuştum. Dudak okuma kursuna gittiğim doğrudur.
Yerime oturdum. Barında yanıma oturdu.
-Ver ben içerim dedim.
-Başarabilirim dedi. Güldüm Yine gülüşüme baktı. Sonra toparlanıp çorbayı içirdi. Sağ salim içebilmiştim. Zaten soğumuştu. Tepsiyi komidinin üstüne bıraktı. Saate bakıp.
-Yarın sınav varmış okula gel diyip gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çiçek
Teen FictionBütün çiçekler güneşi mi severdi? Karanlığı, geceyi benimsemiş kendinden bir parça olarak göremezmiydi hiç biri. Görürdü hemde öyle bir görürdü ki ruhunu karanlıga bile teslim ederdi. Bu hikayede de öyleydi. Acılar içinde yanmış iki kişi. Hayat onl...