Bölüm 3

79.4K 4.1K 1.2K
                                    

Biz geldik!

İlginiz için çok teşekkür ederim! Oylarınız motive ediyor, peki yeni bölüme kadar yorumlar da çoğalabilir mi? 30 yorum  alır mıyım sizden?

İlginiz için çok teşekkür ederim! Oylarınız motive ediyor, peki yeni bölüme kadar yorumlar da çoğalabilir mi? 30 yorum  alır mıyım sizden?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar <3

Şarkı: Gülşen - Bangır Bangır

*

Önümüzdeki bir saat herhangi bir işle meşgul olmadım. Sarp Efendi ne beni yanına çağırdı, ne de ilgilenmem gereken bir iş verdi. Bir müddet öylece masamda oturarak boş boş beklesem de, bu hiç benlik bir hareket değildi. Arkama yaslanmış bir vaziyette delici bakışlarımı Sarp'ın kapısına dikmiştim ki, işittiğim sesle anında entrikacı kötü kadın pozumu bozarak sevimli genç kız moduna girdim. Bakışlarımı sesin sahibi Sena'ya çevirerek gülümsedim.

''Nasıl gidiyor?'' diye sordu yanıma ulaşan Sena.

Hafifçe omuz silktim ve, ''Aslında pek gitmiyor,'' diye yanıtladım sorusunu. ''Sarp Bey benden herhangi bir şey istemedi.''

Sena anladığını belli edercesine başını sallasa da yüzünde var olan o güldü gülecek ifade dikkatimden kaçmadı. Bu kız hakkındaki ilk izlenimim beklediğimden olumlu olsa da şu an içime bir şüphe düşebilirdi. Yine de buna müsaade etmedim ve, ''Gidip sormam mı gerekir?'' diye sordum.

Karşımdaki kız bu kez gülüşünü bastırmak yerine kıkırdadı. Karşımda gülmemek için şekilden şekile girmesindense açıkça gülmesini tercih ederdim. Sonuçta bir göreve çıktığımda da karşı tarafın sinsice saklanmak yerine karşıma çıkarak çatışmasını bekliyordum.

Burası savaş alanı değil, Defne.

Hadi ya, diye karşılık verdim iç sesime. Sonra dikkatimi tekrar Sena'ya yönelttim. O ise elini dostane bir tavırla omuzuma yerleştirerek, ''Canım ya,'' dedi.

Omuzumdaki eline garipseyen bir bakış atmamak için kendimi zor tuttum ve işimi daha da zorlaştırarak gülümsemeye çalıştım. İnsanların koluma veya omuzuma dahi olsa öylece dokunmalarından hoşlanmazdım. İsteğim dışında bana yanaşan elleri kırmak için eğitildiğimi hesaba katarsak, Sena samimi olayım derken sınırları baya zorluyordu.

''En basitinden randevu planına bakarsın mesela. Hatırlatma yapman gerekirse girer söylersin.''

İşittiklerimi anlamamla başımı olumlu anlamda salladım. Böylece Sena'nın eli benden ayrıldı ve yeni tanıştığım kız gözlerini masamın üzerinde gezdirerek mavi bir ajandayı işaret etti. Dikkatimi çeken ajandayı elime aldım ve soru soran gözlerimi tekrar Sena'ya çevirdim. Karşılık olarak onaylayıcı bir bakış aldım. ''Eda randevuları bu şekilde yönetirdi.''

Eda'nın benden önceki asistan olduğunu anlamak zor değildi. Bu yüzden sadece başımı salladım ve ajandanın kapağını açarak bugünün tarihini aradım. Bir yandansa aklımı Eda'nın şimdi nerede olduğu kurcalıyordu. Beni bu işe almak için onu işten mi çıkarmışlardı? Yoksa şu an daha iyi bir işin başında mıydı? Umuyordum ki ikincisiydi.

Sahte Bela (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin