'Kül ve Ateş!..'

1.7K 66 40
                                    

Selamm!

Nasılsınız bakalım millet!

Yine yepyeni bir bölümle karşınızdayım... Uzun bir bölüm oldu. Ama bu size Ramazan ayının hediyesi olsun istedim... Malum bugün ilk orucumuzu tutuyoruz.

Rabbim herkese hayırlı ve sevabı bol olan bir Ramazan ayı geçirmeyi nasip etsin 🤗

Son birkaç bölümü Asya'nın  anlatımından dinlediniz. Bu sefer bir farklılık yapıp olayları yakışıklı karakterimiz Melih'in  de anlatmasını istedim. Bu anlatım süpriz olsun canlar!  Eğer beğenmezseniz bu şekilde anlatmam ve ilk anlatım şekline geri dönebiliriz. Bunun için yorumlarınız çok önemli. Fazla değil birkaç kelime yeterli... Ufak bir hatırlatma da yapalım ve sizi Melih ile başbaşa bırakayım.

Aynı sayfada yayınladığım diğer hikayemi de okumanızı tavsiye ederim.
ARAFTA AŞK  adlı hikayeyi de beğeneceğinizden eminim.

Her neyse! Lafı fazla uzatmayalım ve sizi Melih ile başbaşa bırakayım...

Bölüm şarkısı:
Koray Avcı-Senin İçin Değer

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlar!..

KEYİFLİ OKUMALAR

*****

Melih'ten!..

Bazen gözün dalar ya uzaklara, hani derler ' bir misafirin gelecek ' diye... Gözüm dalıyordu son zamanlarda ama tanımadığım o misafir nedense gelmiyordu. Bir rüyadaydı beklediğim misafir. Yada bir imkansızda saklıydı. Kim derdi ki, rüyana girecek olan misafiri birgün ömrüne ev sahibi yapacaksın diye... Okyanus gözlerine dalıp dalgalarında kaybolacaksın diye... Yada teninden yayılan kokunun müdavimi olacaksın diye...

Asya...

Gözlerinde kaybolup, kokusunun müdavimi olduğum kadın...Ömrümü ömrüne katmak istediğim kadın...Kuruyan yüreğimi filizlere boğan ve birbirine kördüğümle bağlayan kadın...

Yüzünü görmeden vurulmuştum ben ona. Sesine... Gözlerine... Titreyen bedenine... Yirmisekiz yıllık ömrümde ki tek eksik yanımmış meğerse... Tabi benim bunları kabullenmem kolay olmadı.

*****

Yaralı bir ceylan gibiydi kollarıma ilk düştüğünde. Dudaklarında inleme, bedeninde korkunun yaydığı bir titreme vardı. Gözlerini açacak mecâli yoktu. Onu evime götürüp yaralarını sardım. Başında bekledim korkmasın diye. Kollarıma aldım kendini güvende hissetsin diye. Ama hırçındı benim ceylanım! Yaklaşmaya çalıştıkça benden kaçıyordu. Halbuki bilmiyordu benim tüm yollarım ona çıkıyordu. Bütün pencerelerim ona açılıyor...Bütün sokaklarım onun çıkmazında birleşiyordu...
Karanlıklarımı delen tek ışıktı. Geceleri gökyüzündeki tek yıldızım...Tüm zifiriliğimi unutturan en çocuksu yanımdı... Kaybetmekten korktuğum,varlığıyla daha da güçlendiğim tek kadın...

TUTSAK KALPLERWhere stories live. Discover now