Selamunaleykum canlar. ❤❤❤
Güzel Okumalar... ❤❤❤
Kapının aralıksız ancak ufak tıkırtılarla çalınması ile hızla yerimden fırladım. Ses yüksek değildi ancak tam bir kedi uykusuna sahiptim, en ufak sese bile uyanırdım. Gözlerimi ovuşturup camdan dışarı baktım. Gökyüzü hala tam olarak aydınlanmamıştı. Telefonu elime aldım, 06.00'ı gösteriyordu. Sabah namazını daha bir saat önce kılmıştım. İlahi bir güç tarafından namaza kaldırılma ihtimalim de yoktu. Sabah sabah gelen bu vakitsiz kimdi, hiç fikrim yoktu.Başıma bir örtü alıp kapıya ilerledim. Kapının hemen yanındaki pencereden kimin geldiğini görebiliyordum. Gördüğüm kişi ise saat 6'ya yakışmayacak enerjisiyle bana el sallayan Nazenin'di. Onu görünce dün yaptığımız konuşma gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti.
İnsan neden sabah erken kalkacak planlar yapardı ki?
Kapıyı açıp Nazenin'in bir şey demesine fırsat vermeden, "Gerçekten sabah sabah bahçeye çalışmaya mı gideceğiz?" dedim. Nazenin'in enerjik gözlerine karşılık benim uykulu gözlerim rekabet içindeydi. Bu kızın yorgun ve sakin olabildiği bir zaman dilimi henüz yaşanmamıştı.
"Günaydın," deyip yanaklarımdan öptü. "Dün konuştuk ya abla gideceğiz diye. Bak bahçede mis gibi, sulu sulu armutlar toplayacağız. Bir de bizim salatalık ve domatesler olmuş, onları da toplarız. Sonra birlikte güzel bir kahvaltı hazırlarız," Ellerini çırpıp gülümseyerek bana baktı. Bu enerjinin kaynağı nereden geliyordu hiç bilmiyordum.
Muhtemelen her akşam yemeğinde yağlama yedikleri içindi. Ben yesem o yağlamalar enerji değil de kilo olarak dönerdi.
"Daha horozlar bile ötmedi," diyerek sızlandığımda sanki sözlerimi duymuş gibi yan evin yakınlarından bir horoz sesi geldi. Bir horozlar eksik kalmıştı, onlar da lafı ağzıma tıkmışlardı. Nazenin gülerken ben de horoz sesinin geldiği yöne doğru gözlerimi kısarak baktım.
"Senin konuşmanı bekliyorlarmış demek ki abla," dedi gülümseyerek. Parlak gözleriyle bana bakıyordu. Kolumdaki saate baktım. 06.05 olmuştu. Yenilikleri ve değişiklikleri seven bir insandım, Güzelcik'e de bu sebeple gelmiştim. Ancak daha sabah olmamışken bahçeye gidip meyve, sebze toplamak bendeki yenilik anlayışına ters düşüyordu. Sınavlara çalışırken bile gece uykumdan fedakârlık edemeyen bir insandım. Gündüz canım çıkana kadar çalışır, gece uykuyla buluşurdum. Başka insanlar kendilerini gezmek, alışveriş yapmak, sevdikleri dizileri izlemekle motive ederken ben uyku ile ediyordum.
Ve şimdi Nazenin en yakın arkadaşım uykuyu benden ayırıyordu. Çok acılı bir ayrılık olacaktı bizimkisi.
Nazenin elindeki poşetten bir şey çıkartıp bana uzattı. "Senin kıyafetlerin oraya uymaz, bu şalvarı giy tamam mı?" dediğinde elindeki kırmızı renkli çiçeklerden oluşan şalvara bakakaldım. Bugün, Dünya yeni şeyler deneme günü olmalıydı galiba. Bu kadar tevafuk normal değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Günler Bizi Bekler
HumorÇocukluğumdan beri doktor olmanın hayallerini kurdum. Bir de Çalıkuşu'ndaki Feride gibi uzak diyarlara gitmeyi. O öğretmen olarak gitti ben ise doktor oldum ve ninemin bana yadigar bıraktığı mavi bavul ile çıktım yollara. İnsan hayatı boyunca attı...