1. Bölüm; Kabulleniş

14 0 0
                                    

Esen rüzgarla ince ve eski olduğu her halinden belli olan montuma daha da sıkı sarıldım. Bir parkta oturmuş, bundan sonra ki hayatımda neler yapacağımı düşünüyordum.

Hemen arkamdan gelen cam kırılma sesiyle yerimden sıçradım. "Oo beyler, ürkek bir ceylan." Dedi yaklaşık 25 yaşlarında olan oğlan bana sırıtarak bakarken. Elindeki içki şişesini yere atmıştı. Arkasından gelen iki oğlan da bir anda yanımda bitince kaçamamıştım. Korkuyla onlara bakarken hepside zil zurna sarhoşlardı. Bir adım geriye atıp kaçmayı planlarken kollarıma yapışan ellerle olduğum yere sabitlenmiştim. Korkuyla karşımdaki bana gelen oğlana bakıyordum. Gecenin bir yarısı olduğu için etrafta kimse yoktu. Tam dibimde duran adam elini saçıma götürdü ve yüzüme düşen saçı geriye attı. "Bu saatte burda olursan avlarlar seni ceylancık."

"Rahat bırakın beni." Dedim işe yaramayacağını bile bile.

Karşımdaki adam iğrenç bir kahkaha atıp elini boynuma yerleştirdi ve okşamaya başladı. "Ürkek ve nazlı bir ceylancık... Sanırım bugünlük karnımı doyurur." Demesiyle boynuma yapışması bir oldu. Beni tutan adamlar tutuşunu sıklaştırırken aptal gibi kahkaha atıyorlardı. Karşımdaki adamda boynumu öpmekle meşguldu. Gözümden bir damla yaş düşerken avazım çıktığı kadar bağırdım. Adamlar ne olduğunu anlamazken ağzımı kapatmaya çalılıyorlardı. Son bir kez daha bağırdım ve adamla ağzımı kapatmışlardı. Kollarında çırpınırken adam tişörtümü yırtmıştı. Ben daha çok ağlamaya başlarken boynumu öyle bir ıstırdı ki etim koptu sandım. Adam elini pantolonuma götürmüştü ki yüzümüze vuran fenerle bir anda beni yere fırlatıp kaçmaya başladılar. Fırlatmadan önce de okkalı bir tokat atmıştı piç herif. Ağzıma gelen metalik tatla daha çok ağlamaya başladım. Diğeride son an da karnıma iyi bir tekme atıp girmişti. İki büklüm olurken yerde kıvranmaya başladım.

Ağlamaya devam ederken gelen bekçiye baktım korkuyla. Adam yanıma gelirken ben geriye kaçıyordum. "Korkma kızım. Benden sana zarar gelmez. İyi misin? Polis çağırmamı ister misin?" Diye sordu. Yırtılan tişörtümden iç çamaşırım göründüğü için korkup ayağa kalkmaya çalıştım. Bekçi amca beni daha da korkutmamak için yanıma yaklaşmıyordu. Telsizinden gelen sesler dinleyip bana bakmadan konuştu. "Kaçmış şerefsizler."

Hızla ayağa kalkıp montumla önümü kapatmaya çalıştım. Ve valizimi de alarak hızla gitmeye başladım. Nereye gideceğimi bilmeksizin...

Elimdeki telefonun ekranına baktım uzun süre.
Mert' in teklifini kabul etmekten başka şansım yoktu. İstemesemde kabul etmek zorundaydım. Bütün gün dükkan dükkan gezmiş iş aramıştım. Fakat deneyimsiz olduğumu söyleyip hepsi reddetmişti. Şimdiyse oturmuş kara kara geceyi nerde geçireceğimi düşünüyordum. Saate baktım. 02.45' i gösteriyordu. Üstelik az daha tecavüze uğruyordum ki bir daha yaşamayacağımın garantisi yoktu. Sıkıntıyla derin bi nefes çektim içime. Uzun süre ağladığım için boğazım ağrıyordu. O anlar aklıma gelince bir anda ekrandaki isme tıklayıp telefonu kulağıma dayadım. Kaybedecek sadece canım vardı. Onu da seve seve verirdim. Açıldığına dair gelen sesle düşünmeme fırsat vermeden tek hamlede çatallı sesimle konuştum.

"Kabul ediyorum."

***************
3 ay önce...

Boş boş denize bakıp son paramla aldığım simiti yerken 3 ay sonra ne yapacağımı düşünüyordum. 18 yaşıma girdiğim için kapının önüne koyulacağımı çok açık bir dille ifade etmişti sevgili müdürem (!) Üstüne üstlük yetimhanede büyüyenlere çalışmak yasaktı.

Hayırsever bir ablamız vardı. Adı Bahar. Yurttan beş kişiye bağış yapardı. Bu beş şanslı kişiden biri bendim. Ama gelen paranın yarısını müdüre aldığı için kalan para da bize zor yetişiyordu. Cimri olması bir yana birde kötü kalpliydi Hatice Hanım. Canı istediğinde yemekleri bile az yaptırır çoğu çocuğa yetişmezdi yemekler. Kimsede korkusundan şikayet edemezdi. Ben bir kaç kere kalkışsamda yediğim cezalarla kalmıştım. Aç bırakıldım çoğu zaman, odaya kitlendim, dövüldüm, tuvaletleri temizledim, müdür odasını temizledim -ki Hatice Hanım beğenmemiş ve tekrar dağıtıp temizletmişti- bende en sonunda pes edip şikayetlerimi geri çekmiştim. Çünkü en azından başımı sokacak bir yerim vardı. Bu düşünce duraklatmıştı beni çoğu zaman.

On BirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin